"AŞKIN tarifi"... Sorulur da sorulur... Yapılır da yapılır... 
Fakat aşk dediğiniz "zeytinyağlı taze fasulye" değildir. Tarif edilemez. Daha doğrusu tek tarifi yoktur. 
Ömür boyunca kaç türlü durumdan ve ona bağlı ruh halinden geçiliyorsa o kadar aşk tarifi vardır. Yani"adam başına üç aşağı beş yukarı on milyon tarif düşer". 
"Sevgiliyle başkadır" aşkın tarifi, "evliyken başka"... 
İlişki tazeyse başka, ilerlemişse başka, "kokuşmuşsa" başka... 
Henüz ayrıldıysanız başka... 
Uzun zamandır yalnızlık çekiyorsanız başka... 
"Sevgisizlik canınıza tak ettiyse" başka, karşıdaki sizi boğduysa başka... 
Aldatınca başka, aldatılınca başka... 
Aranız limoniyse başka... 
"Şahane bir gecenin sabahında" başka, şiddetli bir kavga ertesinde başka... 
Her gün "burnunuzun dibindeyse" başka, uzaklardaysa başka... 
Hormon seviyeniz indiyse başka, çıktıysa başka... 
"Otuz iki adet" sevgiliniz olduysa başka, ilk aşksa başka... 
Bir hastalık yahut felaketle boğuşuyorsanız başka... 
"Ununuzu eleyip eleğinizi duvara astıysanız" başka... 
Böyle uzar gider. 
Aşkı tarif edecek olanlardan ricam; altına, yukarıdaki durumlardan hangisinin içerisinde olduğunuzu not etmeniz! Yahut söylemeseniz de olur, "nasıl olsa hemen anlaşılır". 

Ayrılık acısı

Ayrılık acısı...
- "EVLİLİĞE 5 kala" bittiyse zor... 
- Bir süredir aklınıza taktığınız biri varsa kolay... 
- Evdeki "çöp kutusuna bile bağlanan biriyseniz" zor... 
- Hayat "lay lay lom"sa kolay... 
- Yaş kemale erdiyse zor... 
- "Fiyakalı ve paralı"ysanız kolay... 
- Tek eğlenceniz aşksa zor... 
- "Mevsimlerden bahar"sa kolay... 
- Gündüzler kısa geceler uzunsa zor... 
- Düşünmeye vaktiniz yoksa kolay... 
- O hemen başka birine "kapılandıysa" zor... 
- O sırada en yakın arkadaşınız da sevgilisinden ayrıldıysa kolay... 
- Gidebileceğiniz babacan, bilge bir ihtiyarın sahibi olduğu bir "Türk filmi meyhanesi" yoksa zor... 
- Hafızanız zayıfsa kolay... 
- Kolay sevemeyen, "sevmeden sevişemeyen biriyseniz" zor... 
- Arabesk müzik dinleyicisi değilseniz kolay... 
- Bebeklik zıbınınız ile oyuncak bebeğinizi hâlâ saklıyorsanız zor...
Atlatılır. 

Aşkın başı sonu

- AŞKIN "Geliyorum" demediği olur, ama "Gidiyorum" demediği olmaz. 
- Âşıklar birbirinin yanında önce "bülbül", sonra "dut yemiş bülbül"dürler. 
- Karşıdaki önce "merak edilen yabancı", sonra "artık bir yabancı"dır. 
- Tarafların durumu Türk filmi repliğiyle özetlenebilir: Başta "Allah'ım kör oldum!", sonunda "Allah'ım görüyorum!" 

MIŞ/MUŞ

* Araştırmaya göre maçoluk kültürünü kadınlar besliyormuş. 
Bir mahkeme düşünün ki davalıyla davacı aynı kişi!