Top
Özcan Tikit

Özcan Tikit

otikit@htgazete.com.tr

07/01/2010

Hindistan açılım Fransa kapanma peşinde

ŞU açılım meseleleri gerçekten de çok zor işler. Bakın Hindistan'da da, Fransa'da da köklü sorunlara çözüm bulmaya niyetlenen hükümetler beklenmedik reaksiyonlar karşısında geri adım atmaya zorlanıyor.
Fransa'nın üç temel ilkesi var: Liberte-egalite-fraternite, yani özgürlük-eşitlik-kardeşlik. Fransız da, Paris'te doğan Arap da kendini Fransız vatandaşı olarak görüyor. Tartışmanın konusu, Fransız kimliğinin ulusal bir değer olarak tanımlanması; mimarı, herkesin Fransız olamayacağını savunan "Macar asıllı" Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy.
Sarkozy daha baklayı ağzından çıkarmadı; ama iki hedefi olduğunu düşünüyorum.
Birincisi, 5 milyon Müslüman'ı Fransız ulusal kimliğinin dışına iterek asimilasyona zorlamak, yani aslını unutturarak Fransızlaştırmak. İkincisi, yukarıdaki üç temel ilkeye Fransız milliyetçiliğini ekleyip, göçmen karşıtı duygu seli sayesinde marttaki yerel seçimden zaferle çıkmak.
Sevindirici olan, şimdilik başarı şansının çok düşük gözükmesi. Zira Fransızlar, "Fransız kimdir, Fransız şapkayı nasıl takar" gibisinden akıllara ziyan sorulara fena halde bozulmuş durumdalar. Tartışmanın hedefinde göçmenlerin olduğunu görüyorlar. Sarkozy'yi oy uğruna ülkeyi bölmeye çalışmakla suçlayanlar da az değil. Son kamuoyu araştırması, halkın yüzde 65'ine yakınının bu konunun tartışılmasından çok sıkıldığını gösteriyor.
Aslında resim gayet net: Fransızlar Seine Nehri kenarında kafede oturup gazetesini okuyan "Mösyo Dubois amca" mı, Victor Hugo mu, Cezayirli Zinedine Zidane mı daha gerçek bir Fransız, gibi anlamsız sorulara cevap aramak istemiyorlar.
Son dönemde camilere saldırıların artmasının da bu arayışın ilk meyvesi olması, tartışmanın amacını göstermesi açısından hayli anlamlı.
Fransız üst kimliğinin başka kimlikleri ezmek için kullanılmasıyla iyice dışlanan banliyölerin patlaması, yüzlerce aracın ateşe verilmesi için küçük bir tahrik yeterli.
Ancak Sarkozy'nin güvenlik konularında uzman, başarılı eski bir İçişleri Bakanı olduğunu hatırlamakta fayda var. Kuvvetle muhtemel ki yaklaşan tehlikeyi görüyordur.
Gelelim Hindistan'a. Hindistan hükümeti iki ay önce, Telangana halkının 50 yıllık kanlı isyanına son vermek için yaşadıkları bölgenin Andra Pradeş Eyaleti'nden ayrılmasına sıcak baktığını açıkladı.
Muhalefet, "Bozuk da olsa 50 yıllık oturmuş bir sistemle oynamayın" diyerek buna karşı çıktı. Meclis karıştı, vekiller istifa etti, sokak çatışmaları başladı. Derken yeni talepler gelmeye başladı. Batıdaki Virdarba, Maharaştra Eyaleti'nden ayrılmak istedi.
Yetmedi doğudaki Gurkalar da "Biz de bir Gurkaland (Gurka-ülkesi) kurmak istiyoruz" diyerek isyan bayrağı açtı.
Hükümet daha fazla dayanamayıp çark etti. Bu kez de açılımdan umutlanan Telanganalılar ayaklandı, yüzlerce kişi yaralandı, tutuklandı. Olaylar sürüyor.
Açılım dersini iyi çalışmadığı ortaya çıkan Hint hükümeti, kendini ummadığı bir çatışmanın ortasında buldu.
Kolay değil tabii ki... 1 milyar 300 milyon nüfuslu eyaletler ülkesi Hindistan'dan bahsediyoruz. Şimdilerde ülke bölünmenin eşiğine gelmeden krizden çıkmaya çalışıyor.
Evet biri Hindistan, dünyanın en büyük demokrasisi, diğeri Fransa köklü demokrasi geleneğine sahip üniter ve laik bir devlet. İkisi de köklü sorunları çözmek için devlet yapısında köklü değişiklik yapma niyetindeler.
Lakin görüldüğü üzere köklü değişiklikler kolay olmuyor. Kaptan köşkünde oturanlar dersine iyi çalışmadığı için geminin limana yanaşması da bir hayli hengâmeli oluyor.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp