Kıbrıs denince akla gelen iki şeyden biri hellim peyniri ve poker. Yavru vatan Kıbrıs'ı sadece bu iki detayla basite indirgemek olmaz diye düşünüp geçen haftalarda yaptığımız Kıbrıs ziyaretimizde eğlence için kumar haricinde de bir şeyler bulmalıyız diye dolanmaya başladık. Sanki sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş gibi bomboş sokaklarda limuzinvari taksimizle gezinirken çok da ümitlenmedik aslında. İlk gözümüze çarpan tam Kıbrıs çıkarmasının yapıldığı anıtın yanında açılan Ice, Girne'nin en köklü ve en eski kulübü olması sebebiyle bizi cezbetti.. Canlı müziğin yapıldığı kulüpte o gece Tan sahnedeydi. Bizim Etiler dururken Kıbrıs'ta Türkçe müzik dinleyeme-yeceğimi fark edip Güney Kıbrıs'tan bile insanların sınırı geçip geldiği söylenen Park Malika'ya gittik. Adını ilk duyduğumda yine on dakika durup çıkacağımız bir yer olarak canlanmıştı zihnimde ama vaziyet hiç de öyle değildi. İstanbul'daki en baba kulübün iki katı olan mekanda gece 01.00 itibarıyla hiçbir boşluk yoktu. İstanbul'dan getirtilen dansçılar eşliğinde eğlenen Kıbrıslılar en fazla Hadise kıyafetinde çıkan erkek dansçıyı alkışladılar. Daha önce Tarkan'ın da şereflendirdiği kulüpte İstanbul kalitesindeki eğlencenin en dikkat çekici noktası ise fiyatlardı. Açıkçası votka-redbull'u 25 TL'ye içebilmeyi özlemişim.

POKERCİLERE MÜJDE

Facebook'ta sabahlara kadar oynanan Texas Hold'em Poker'in bir ucu da Kıbrıs'a sıçramış normal olarak. Hem de Girne Merit Otelde yapılan turnuvanın toplamda dağıttığı ödül az buz değil, 1,5 milyon dolar. Tabii ucunda para olunca gerilim had safhada. Öyle ki, oyuncular renk vermemek için gözlerinde güneş gözlükleriyle oynuyorlar. Gaza gelip otel içinde de sürekli gözlük takanlar bile vardı. İlginiz varsa ve de matematiğiniz sağlamsa turnuvanın yeni ayağı 25-26 Nisan 2009 tarihinde yapılacak. 1 milyon dolar ödüllü final niteliğindeki en büyük turnuva ise 25-31 Mayıs tarihinde yavru vatan "Kıp-rıs'ta!"

Bizim pijamalı adamlar

Kıbrıs'taki hemen her otelin altında bir de casino olduğundan, buralarda sabaha karşı gezinen eşofmanlı adamları görünce Amerikalı yönetmen Juli-an Schnabel'in başlattığı "Pijama Modası" geldi aklıma sinsice. Görmüşsünüzdür bir yerlerde, Dolce&Gabbana, Prada gibi markaların ürettiği pijama kesimli ipek takımlar çok popüler. Normal zamanda kıroluk olarak algılanabilecek bu durumla da benim sevgili tatilcilerim haberleri olmadan modaya uydular. Ama iyi ama kötü.