Top
Nihal Bengisu Karaca

Nihal Bengisu Karaca

nbkaraca@htgazete.com.tr

19/08/2012

El Kaide’yle de empati yapacak babayiğit var mı aranızda?

Hüseyin Aygün, PKK tarafından kaçırılmıştı, dönüşü bir hayli tartışma yarattı. PKK hakkında barışçı bir dil kullanması, militanlar hakkında övgü dolu ifadeler seçmesi, tüm olanların “tiyatrodan ibaret olduğu” gibi büyük ithamlara yol açtı. Buna katılmak mümkün değil. Aygün muteber bir siyasetçi, ortamı yatıştırmak, çatışma değirmenine su taşımamak için çabalıyor. Ben Aygün’ün ifadelerini trajik bulmadım, ama sorunlu buldum. Bu açıklamaların PKK’nın yasadışı eylemlerini “anlamak” ile onları “anlayışla karşılamak” arasındaki sınırı biraz zorladığını düşündüm. Zira Aygün’ün kaçırılması propaganda amaçlıdır ve Aygün’e “iyi davranılmış” olması, Aygün kadar popüler olmayan öğretmen, belediye başkanı, kaymakam ve daha birçok sıradan “rehine”ye iyi davranıldığını göstermiyor, kendisinden hâlâ haber alınamamış olan 26 kişiden bahsediyoruz. PKK tarafından kaçırılan kişi, aynı statüyü paylaştığı, kendisi gibi kaçırılmış olan diğer kimselerle empati yapmak yerine kendisini kaçıranın insancıllığı, saygısı, tatlılığı ve şirinliği ile temasa geçtiğinde, orada bir norm kayması söz konusu oluyor.

Aygün soğukkanlılığını korumak ve çatışmayı yumuşatmak gibi saiklerle hareket ediyor olabilir. Sarsılmış olabilir. Daha birçok şey olabilir. Benim esas itibarıyla bu kaçırılma vakasını, “Evet evet PKK militanları aslında barış isteyen, iyi çocuklar, empati yapmalıyız” söylemini tahkim etmek için kullananlardan bir talebim var. Ben bu kişilerden sadece PKK istiyor diye dağa çıkan, otobüs tarayan, imam öldüren özünde saygılı çocuklarla değil, samimiyetleri elveriyorsa El Kaide militanlarıyla, Gonca Kuriş’i öldüren Hizbullahçılarla da empati kurmalarını bekliyorum. Madem zor şartlar, sıkıntılı süreçler ve taleplerin otoriteler tarafından kabule şayan bulunmaması, geciktirilmesi silahlı eylem düzenlemeyi mazur kılıyor, o zaman El Kaide militanlarının suçu ne? Marksist-Leninist kökenden gelmemeleri mi?

Son zamanlarda önüme gelen her ulusalcının, Kemalist’in ve liberal düşünceye mensup bazı kimselerin ramazan ayında bile saldırılarına ara vermemiş bir örgütün savunucusu kesilmesine bakıyorum da, hiç istemediğim halde şu yorumu yapmak durumunda kalıyorum: Korkarım AK Parti iktidarı yıpransın da kim yıpratırsa yıpratsın tarz-ı siyaseti, evrensel normlar üzerindeki mutabakatı esnetiyor, doğrular ve yanlışlar üzerindeki kabulleri birer birer açığa düşürüyor. Bu durum son derece üzücü, çünkü misal “Kültürel ya da kolektif, siyasi, idari talepler adına silahlı eylem düzenlemek kötüdür. Nokta!” şeklindeki bir normu esnetmenin bedeli kitlesel düzeyde sapmalar, tedhiş eylemlerine açık toplumsal yapılanmalardır. Bu savrulma hali, Yozgatlı memur çocukları Burak’lar, Emre’ler “Sorular çalınıyor efenim” diyerek haklarını okul basıp öğrenci tarayarak aradığında, verecek anlamlı bir cevap bulamamaya kadar gider. Bu türden muhayyel ama mümkün distopyalardan sezgisel olarak sıkıntı duyan ama bunu tarif etmekte zorlanan hemen her eğilimi faşist ya da ırkçı diye nitelendirmeye, olmadı “iktidarın diliyle konuşmak” ile itham etmeye teşne olanlara da bir sorum var: Hani empati yapacaktık?

Ama sizi de anlıyorum tabii... Devrimci şiddet romantizmiyle empati yapmanın baş döndüren şıklığının yanında, güvenliğinden endişe eden ve her feveranında aslında sadece “Korkuyorum” demeye çalışan sıradan insana kulak vermenin lafı mı olur?
Anlıyorum sizi, ama anlayışla karşılamıyorum.

Medya Derneği’nin Başbakan’la toplantısı
MEDYA Derneği, Başbakan’la bir toplantı yaptı. Toplantıda “sektörün sorunlarının konuşulduğu” iddia ediliyor. Demek ki Şemdin Sakık’ın yaptığı tespitlerin, Cengiz Çandar için bir güvenlik sorunu yaratması sektörün bir sorunu değilmiş. Tek önemli mesele varmış, internet ve telif hakları. Neden kimse çıkıp Başbakan’a, “Sizce bu bir hedef gösterme mi değil mi? Hoş mu, normal mi?” diye sormamış, neden kimse konuyu hiç değilse gündeme getirmeye çalışmamış, anlamadım. O masada Cengiz Çandar’a bir zamanlar “ağabey” demiş insanlar var. Çandar’la hukuku olan kişiler var. Velev ki Başbakan sorunuzu beğenmemiş olsun, yiyeceğiniz en fazla bir fırça değil mi? Arkadaş hatırı için değmez mi?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp