Top
Nihal Bengisu Karaca

Nihal Bengisu Karaca

nbkaraca@htgazete.com.tr

03/08/2009

CEO yapınca 'oh', köylü yapınca 'oha'!


CUMA gecesi Fox TV'de Halis Toprak vardı. Toprak'ı iş güç, şirket meselesi konuşacağız diye kandırıp ekrana çıkardıkları çok belliydi. Zaplarken denk geldiğim için programın adını hatırlamıyorum, ama programı sunan kişinin, Nazlıcan Tağızade konulu sortilerinin tacizin sınırlarına gelip dayandığını hatırlıyorum. Halis Toprak zaten en verimli malzemeyi daha programın başında verdiği halde, taciz dakikalarca sürdü. Toprak şunları dedi: "Ben şimdi bahıma muhtacım, 74 yaşındayım, bağa bakar diye bu gızla evlendim. İleri yaştaki bir hanımın bakmasıynan genç kızınki bir olmuyor..."
Abov ki abovv sayın okur.
Toprak'ın çok eleştirilen evliliğinin sebebinin tam da söylediği şekil bir şey olduğu kabak gibi belliydi, ama bu kadar net ortaya koyulması, "Arada aşk olduğunu kanıtlasınlar, valla gıkımız çıkmaz"cı kadın yazarlar ve "Cinsel uyum varsa eyvallah abi"ci erkek yazarlar için müthiş bir "challenge". Hoş bizim medya mensuplarımız için Anadolu gerçeğinin her bir nüvesi öyle. Realite bu deyince kavgaya davet edildiği sanrısına kapılmaları da bundan.
"O kadar yazıyoruz çiziyoruz anasını satiiim, niye değişmiyo bu Anadolu yaaa... " sıkıntısı da var tabii. İyi de, değişmeyen şeyler var hayatta. "Erkekler" kendini değiştirmiyor mesela, "refah arzusu" da değişmeyen insan zaaflarından biri. Dahası, Anadolu'daki evlilik müessesesinin genellikle avantajsız durumda olan kızın avantajlı durumda olan erkeğin sahip olduğu konforlu koşullardan istifade etmesini sağlayan bir düzenek olması gibi genel geçer bir durum var.
Erkeğin avantaj marjı ne kadar yüksekse, kadının sahip olması gereken niteliklerin listesi de kabarıyor: Güzel olması yetmez, genç de olsun gibi, o da yetmez becerikli de olsun, elinden iş de gelsin gibi. Kulağa hoş gelmiyor ve de hiç romantik değil, ama karşılıklı rıza varsa ve hukuka uygunluk gözetilmişse kime ne?

TOPRAK OLAYININ ÖZÜ

Orta sınıf kentli ailelerin dengeli ahlak anlayışları, dengi dengine çalması gereken davullardan bahseden evine bağlı işi gücü yerinde yakışıklı damat-halkla ilişkilerci güzel genç kız-plazma TV'li jakuzili ev standartları, bu türden aşırılıklardan elbette rahatsız olur; çirkin bulur. Nitekim tipik bir orta sınıf insanı olarak bana da defolu, kusurlu görünüyor bu ilişki. Hazmı zor, insan Nazlıcan'a üzülüyor.
Ama kendimizi kandırmayalım. Bunca hengâme Halis Toprak "köylü" diye kopuyor.
Mesela, bakın, yakın tarihlerde Hürriyet/Kelebek'in "Seksi 80'ler" adı altında yaptığı foto galerinin "Harika Avcı" sekmesinde şöyle şahane ifadeler gördüm: "Bir fabrikada işçi olarak çalışmaya başlayan Avcı'nın yaşamı henüz 14 yaşındayken 'aşk' ile ilk tanıştığında değişti. Avcı'nın ilk aşkı, işadamı Dikran Masis'ti."
Acaba daha 14 yaşında "aşk" ile tanışabilme maharetini gösterebilmiş olan Harika Avcı'nın yaşı neden hiç göze batmıyor? Harika ile Dikran'a tanınan toleransın Halis ile Nazlıcan'dan sakınılmasının sebebi hikmeti nedir? (Zira baktım, Masis'te de 14 yaşındaki kızın şak diye âşık olabileceği bir suret göremedim.) Bu ifadeleri kullananların, "Hüseyin Üzmez'i bu kadar haşladık, şöyle cümleler kurmasak iyi olur" gibi basit tutarlılık kaygıları da mı yoktur? Yoksa "Ama Dikran Masis çok cool adam, bir kere gayrimüslim, o kiiim Hüseyin Üzmez kim?" şeklinde midir zihniyet kalıbı?
Üzmez demiş iken, Halis Toprak-Nazlıcan Tağızade evliliğinin yaş farkı üzerinden Hüseyin Üzmez ve B.Ç.'nin durumu ile kıyaslanmasını doğru bulmadığımı da belirteyim. Ne Nazlıcan B.Ç.'nin yaşında ve ruhsal travmalar içinde, ne de Halis Toprak, Hüseyin Üzmez gibi hadiseyi dini nikâh ile oldu bittiye getirmeye çalışmış. Burada kıyaslanması gereken ve "Arada ne fark var?" denmesi gereken iki şey, Toprak-Tağızade ilişkisinde tefe konulan "alışveriş" teması ile bunun kentlerdeki versiyonudur.

AŞK AHLAKÇILIĞI

Anadolu'da evlilik şeklinde vuku bulan ama gayesi itibarıyla öküz alım satımı hissini doğuran bu alışveriş teması, kentlerde kıdemli adam ve yükselmek isteyen hatun kişi arasında, pek tabii evlilik değil, iyimser ihtimalle "birlikte olma/birlikte yaşama", gerçekçi olmak gerekirse "üç beş gecelik ilişki" formlarıyla vuku buluyor.
Avantajlı durumunu kullanan erkek; güzelliğini, çekiciliğini kâra dönüştüren kadın tipine büyük holdinglerde, geniş ölçekli işletmelerde, medya plazalarda hiç mi hiç rastlanmadığını iddia edebilir misiniz? "Sen bana bak, ben de hayat standardını yükselteyim"in yüksek yerlerdeki kaba versiyonu, "Benimle yatarsan yükselirsin guguşum" değil midir?
Böyle durumlarda bu patronlar ya da yükselmek isteyen acar hatun kişilerimiz, yaş farkına filan aldırmakta mıdır? Bu türden "Sen beni gör, ben de seni göreyim" pazarlıklarının birkaç çiçek, bir kutu çikolata, konserlere gitmeler ile filan estetize ediliyor olması; bu adamların Halis Toprak'tan daha düzgün Türkçe ile konuşmaları, söz konusu tercihleri diğer durumdan daha mı onurlu yapmaktadır?
ikisi arasında ne fark var? "Ama biri kadının ekonomik özgürlüğüne katkı sağlarken Toprak'ınki kadını erkeğin ekonomik düzenine bağımlı kılıyor" mu diyeceğiz? Bunu dersek komik olmayacak mıyız, dahası daha mı ahlaklı olacağız?
Gönül ister ki, her kadın ve erkek salt gönlü seviyor diye seçsin hayat arkadaşını. Başka hesaplar karışmasın bu işlere. Benim itirazım,"Maraza çıkaran bir köylü bulduk, hem de yaşlı ve çirkin, hadi hep birlikte asalım" yapan kişilerin, etrafında hiç kara dipli tencere yokmuş gibi davranarak aşk ahlakçılığına soyunmalarına.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp