MODERN tarihçiliğin son senelerdeki en önemli isimlerinden olan Niall Ferguson'un "İmparatorluk: Britanya, Modern Dünyayı Nasıl Şekillendirdi?" adında ilginç bir kitabı vardır.
İngiliz olan ve şimdi Amerika'nın Harvard Üniversitesi'nde profesörlük yapan Ferguson, kitabında İngilizler in şeker ve altın elde etme çabası ile tâââ Kanada'dan Hindistan'ın doğusuna kadar uzanan tarihin en geniş imparatorluğunu kurmalarının hikâyesini yazar ve bir adadan dünyaya hükmetmelerinin sırrını bulmaya çalışır.
Sonra devir değişir, aralarında bizim de bulunduğumuz birçok imparatorluğun ortadan kalkmasına sebep olan İngiltere'nin kendisi de "Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde" sözünü doğrularcasına zamanla küçülür, dünya savaşları sonrasında en önemli, en büyük ve en verimli sömürgeleri elinden gider. İngiltere bugün artık bir ada devletinden ibarettir, eski gücü ve zenginliği yoktur, hattâ dünya meselelerinde Birleşik Amerika'nın peşine takılıp gitmekten başka bir iş yapmamaktadır ama adından eskisi gibi hâlâ bahsettirmektedir.

ADINI BİLE DEĞİŞTİRDİ
Geçmişin bu büyük imparatorluğunun ismini devam ettirmesini sağlayan çabaların başında monarşisine sahip çıkması, üstelik bu işi çok başarılı bir reklam, tanıtım ve güç gösterisi şeklinde kullanması gelir.
Herhalde bilirsiniz: Devam eden dünya savaşını kazanacağına emin olmasına rağmen imparatorluğunun çatırdadığını farkeden İngiltere, hanedanı öne çıkarma işine 1917'nin 17 Temmuz'unda başladı. Kraliyet ailesi Saxe-Coburg-Gotha Hanedanı na mensuptu, yani İngiliz falan değil safkan Alman idi ve zamanın kralı Beşinci George, savaştığı Almanya ile aynı kanı taşıdığını gösteren aile ismini değiştirmesi zorunda olduğunu hissetti, buram buram İngiliz kokan "Windsor"a çevirdi. Soyağaçlarına bakıldığında Saxe-Coburg-Gotha Hanedanı'nın alt sıralarda bir prensesi olan Kraliçe Elizabeth bugün Windsor Hanedanı'nın başıdır ama asıl ailenin, yani Saxe-Coburg-Gotha'nın reisi, ortalarda görünmeyen, adı sanı da pek bilinmeyen ve Almanya'da kerestecilikle meşgul olan Andreas isminde 68 yaşında bir prenstir.
Bugün bu köşede yayınladığım karikatür 191 7'de bir İngiliz mizah dergisinde çıkmıştır ve Kral George'u tahtın Alman unsurlarını süpürüp atarken göstermektedir.

ROMANTİK KILIFLAR
İngiltere'nin kraliyet ailesini öne çıkarma faaliyeti öylesine mükemmeldir ki, ayrıntıları öğrenildiğinde tarihin en büyük rezaletlerinden biri hâlini alabilecek bir hadiseye bile "romantik" bir kılıf uydurulmuştur: İngiliz Kralı'na yakışmayacağına inanılan bazı davranışlarının ve âşık olduğu kadının Nazi Almanyası ile yakınlığının farkedilmesi üzerine âkil adamların 1936'da tahtı bırakmaya mecbur ettikleri Kral Sekizinci Edward şimdi "dünyanın en romantik erkeği", feragati ise "aşkını tahtına tercih etmesi" diye bilinmektedir.
Bugün Londra'da dünya evine girecek olan geleceğin kralı ve kraliçesi Prens William ile Kate Middleton'ın düğünleri, işte böylesine mükemmel bir reklam ve para kazanma kampanyasının gayet başarılı son örneğidir.