Top
Murat Bardakçı

Murat Bardakçı

mbardakci@htgazete.com.tr

28/02/2011

Necmettin Erbakan

NECMETTİN Erbakan vefat etti; Allah rahmet eylesin.
Düşüncelerini benimsersiniz yahut karşı çıkarsınız ama, Erbakan'ın cumhuriyet dönemi siyasî tarihimizin önemli bir ismi olduğunu inkâra kalktığınız takdirde hata etmiş olursunuz.
Necmettin Erbakan'ın siyasî hayatımızdaki yeri, rolü ve lideri olduğu hareket konusunda şimdiye kadar ciddî bir araştırma maalesef yapılmadı. Genç nesil, işte bu yüzden Erbakan'ı bundan sonra sadece "28 Şubat döneminin başbakanı" olarak hatırlayacak; merhum lider yaşı daha ileri olanlar arasında da "Ecevit odunu", "kadayıfın altı", "patates dini" yahut "Sizi gidiler sizi" gibisinden sözleri ile bilinecek.

YÜKSELEN İLK MUHALİF
1938 sonrası tek parti dönemi, cumhuriyetin kuruluşundan itibaren tamamen sessizliğe bürünmüş olan sağ kesimin artık kendini hissettirme, duyurma ve konuşmaya başlama devri idi. Bu kesimin düşünceleri arasında dinin çok önemli bir yeri vardı ama talepler açıkça dile getirildiği takdirde rejim hemen savunmaya geçer, taleplere verilen cevap muhalifin çeşitli yollarla sesinin kesilmesi olurdu ve öncelikle uygulanan metod da, hapis yahut sürgündü.
O çevreden gelen Necmettin Erbakan'ın önemi, işte 1923 sonrası resmî düşünce sisteminin ve o sistemin uygulamalarının muhalifleri arasında yetişmiş ve zamanla iktidara gelebilmiş ilk kişi olmasıdır. Osman Yüksel Serdengeçti yahut Necip Fazıl gibi ezelî muhaliflerin susturulduğu veya başka yollarla memnun edilerek seslerini yükseltmelerinin önüne geçildiği devir, Necmettin Erbakan'ın ikbal merdivenlerinde yavaş yavaş yükselmeye başladığı günlerdir. Adım adım, dikkatle ve taviz vermeden attığı adımlar Erbakan'ı zamanla merdivenin en yüksek basamağına, yani başbakanlığa kadar yükseltmiştir.
Dün vefat eden Necmettin Erbakan'ın siyasî hayatımızdaki asıl önemi, işte bu "ilk" oluşudur.

MİZAH VE MECBURİYET
Erbakan, yerini artık sadece kabalıklara, tatsız hakaretlere, hattâ apaçık sövüp saymalara bırakan mizahı, siyasî hayatta seneler boyunca ve başarı ile kullanmış olan neslin son temsilcilerinden idi.
Mizahî ifadelerin, özel hayatında ciddiyeti ile bilinen Necmettin Erbakan'ın siyasî kişiliğinin ayrılmaz bir parçası olması etrafa şirin görünme hevesinin yahut daha fazla oy alma çabalarının değil, bir mecburiyetin gereği idi. Türkiye'de bugün artık rahatça konuşulabilen ama 60'lı, 70'li ve hattâ 80'li senelerde değil söylenmesi, zihinlerden geçirilmesi bile netameli olan bazı konuları o günlerde ifade edebilmenin tek yolu mizahtan geçiyordu.
Erbakan'ın hatırlayanları hâlâ tebessüm ettiren bazı unutulmaz ifadeleri, onun aslında işte böyle çeşitli endişeler yüzünden mizaha büründürerek sunmak zorunda kaldığı fikirleridir. Ve, Necmettin Erbakan'ın düşünce çizgisinden din kavramını ayırabildiğiniz takdirde geriye milliyetçi bir politikanın kaldığını görür, belki de şaşırırsınız ama bu, o neslin siyasîlerinin hemen hepsinin ortak özelliğidir.
Siyaset dünyamız sözleriyle, hareketleriyle ve düşünceleriyle kendine mahsus, apayrı ve rengârenk bir unsur olan Erbakan'ın ardından maalesef biraz daha kuru ve tatsız olacak.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp