Top
Murat Bardakçı

Murat Bardakçı

mbardakci@htgazete.com.tr

25/03/2009

Önce Türkçe'yi bir öğrenin de, Osmanlıcanız eksik olsun!

Haberturk'ün cumartesi günkü polemik sayfasında, Anadolu Ajansı'nın Türkçesi'nden, daha doğrusu haber metinlerinde artık sık sık görülen Osmanlıca kelime kullanma merakından bahsediliyordu.
Ajans, geçen Kasım'da bir göktaşını konu alan haberinde "Dünyayı fücceten Hak ile yeksan eyleyecek dev bir göktaşı bekleniyor" diye yazmış, hafta içinde de bu defa da Papa'nın prezervatifle ilgili sözlerini aktarırken "riyazet" yani "nefse hâkim olma" kelimesini kullanmıştı. Ajans'ın Dış Haberler Servisi'nden bir yetkili de, "Haberi rutinlikten kurtarmak amacıyla zaman zaman böyle kelimeler kullanıyoruz" demişti.
Ben, kelimelerin eski ve yeni şekillerinin birarada kullanılmasına her zaman taraftarımdır ve yazılarımda böyle yaparım. Hattâ sadece ajansların değil, basının tamamının dilinin de bu şekilde olması, hayalimdir. Zira, bir kavramın ister eski, ister yeni olsun, değişik kelimelerle ifadesi hem üslûbu renklendirir, hem de dilin zenginliğini gösterir.
Ama dile hâkim olmak ve kelimenin eski anlamını iyi bilmek şartıyla... Zira, bugün "Osmanlıca" denen eski dildeki kelimeler mânâları tam olarak bilinmeden kullanıldıkları takdirde, ortaya Anadolu Ajansı'nın sebep olduğu gibi bir garabet çıkar.

OSMANLICA, TÜRKÇE'DİR

Unutmayalım: "Osmanlıca" diye bir dil yoktur, o dil Türkçe'dir. "Osmanlıca", eski devirlerin Türkçesi'ne, devletin "Devlet-i Aliye-i Osmaniye" olan resmî adının verdiği ilhamla sonradan verilmiş isimdir. Bu dile gayet sıkı mantık kuralları hâkimdir ve kelimeler de bu kurallar bir çeşit "semantik" çerçevesinde kullanılmışlardır.
Anadolu Ajansı, "Dünyayı fücceten hâk ile yeksan eyleyecek dev bir göktaşı bekleniyor" diye yazmış. Yanlış!
"Ansızın", "birdenbire" anlamına gelen "fücceten" (doğrusu, "füc'eten") sözü canlılar, özellikle de insanlar için kullanılır. İnsan herhangi bir sebep yüzünden füc'eten vefat edebilir ama bir bina füc'eten yıkılmaz, hele dünya füc'eten asla yokolmaz. Bu şekilde yokolmaya uygun söz en azından "ân-ı vâhidde" yahut "ânîde"dir. Kaldı ki, "hâk ile yeksan eylemek" ifadesi de dünya için değil, dünyada varolan bir unsurun, meselâ bir medeniyetin, grubun veya arazinin başka bir kuvvet tarafından ortadan kaldırılmasında kullanılır.

PAPA, "PERHİZ" DEDİ

Ve, "riyazet" meselesi...
Papa, Afrika'da yaptığı konuşmada, bu anlama gelecek hiçbir ifade kullanmamış, Anadolu Ajansı bu kelimeyi konuşmayı yorumlayan İngilizce gazetelerden almış, gazetelerin kullandığı "sexual abstinence and fidelity" ifadesini "riyazet" diye çevirmiş, ve kendisince haberi rutinlikten kurtarmış!
"Abstinence"ın Türkçesi "perhiz", "t"idelity"nin de "sadakaf'tir ve "perhiz"in "riyazet" ile hiçbir alâkası yoktur! "Riyazet" başka kavramdır ve "çile"den "i'tikaf'a kadar uzanır. Papa'nın sözlerini yorumlayan İngilizce gazeteler "Papa, AİDS'e karşı riyazat istedi" değil, "Vatikan insanları sadakate ve cinsel perhize çağırıyor" demektedirler.
Dolayısıyla haberlerinizi renklendirme hevesiyle sözlüklerde kelimelerin eski karşılıklarını arama merakınıza bir son verin beyler! Bu işi o dilin mantığını öğrenmeden yaparsanız böyle daha çoook çam devirirsiniz!

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp