Top
Murat Bardakçı

Murat Bardakçı

mbardakci@htgazete.com.tr

13/09/2010

Referandumun asıl sonucu: Üniversitenin bilgi sefaleti

SEÇMENİMİZİN şaşırtmayı ne kadar çok sevdiğinin son örneğine dün şahit olduk...
Milleti aylardan buyana “Hayır” demeye çağıran CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, adres kargaşası yüzünden oyunu kullanamadı, sandığa gidip “Hayır” diyemedi ve bir seçmen olarak bütün Türkiye’yi şaşırttı...
Kemal Bey’in etrafındaki dünya kadar sekreterin, asistanın yardımcının, vesairenin ne iş yaptıkları da işin ayrı tarafı...
Sonuçları çok uzun zaman tartışılacak olan referandum olup bitti, dolayısı ile artık tarihe intikal etti. Ama gelecekte “2010 referandumu” dendiğinde, herşeyden önce muhalefet liderinin sandığa gidip pusuladaki “Hayır” kutusuna şöyle anlı-şanlı bir mühür basamamış olması hatırlanacak gibi görünüyor.
Referandumun en önemli tarafı, bana sorarsanız evet yahut hayır oylarının oranı ve bundan kaynaklanacak siyasî tartışmalar değil Türkiye’nin, özellikle de üniversite gençliğinin kültür seviyesini tam olarak ortaya çıkartmış, gözler önüne sermiş olmasıdır.
MÜKEMMEL SORULAR

Gazetelerde okumuşsunuzdur: Niğde’deki bir yerel televizyonda sunuculuk yapan Yakup Sağlam üniversite öğrencilerine referandum hakkında bazı sorular sormuş. Tamamen hergelece yani birbirinden nefis, parlak ve cin gibi bir zekânın eseri olan sorular...
Sağlam, beş öğrenciye, “Mustafa Kemal Atatürk’ün silâh arkadaşı İsmet İnönü, referandumda ‘Evet’ diyeceğini açıkladığı için Kemal Kılıçdaroğlu tarafından partiden ihraç edilecek. Sizce bu demokratik bir hareket mi?” diye sormuş ve beş öğrenciden dördü “İsmet İnönü’nün ‘evet’ diyecek olduğu için partiden ihracı yanlış, demokratik bir ülkede yaşıyoruz, düşüncelerini söylemekte özgür” cevabını vermişler. “İnönü ihraç edilirce CHP oy kaybeder mi?” sorusu üzerine de “Sanmıyorum, kaybetmez” demişler.
Üstelik, bu cevabı verenlerden biri de, İstanbul Hukuk Fakültesi’nin öğrencisi imiş!
Cumhuriyet’i ileride teslim alıp memleketin mukadderâtında söz sahibi olacak asîl, necip, zarif, bilgili, kültürlü ve iyi yetişmiş böyle gençlerimizden sizler de buyurmaz mısınız?
BUNU NASIL BECERDİK?

Referandumun asıl sonucu, öğrencilerin vermiş oldukları işte bu cevaplarda saklıdır ve sonuç maalesef boş, bomboş, yaşadığı memleketten ve dünyadan habersiz, kelimenin tam mânâsı ile “ot gibi” bir nesil yetiştirmiş olduğumuzdur! İmkânsız gibi görünen böyle bir işi becerebilmiş olmamızdan dolayı “utanmak”, “sıkılmak”, “kızarmak”, “hicâp duymak” yahut “âr etmek” gibisinden sözler de artık az gelir!
Dolayısı ile, Niğde’deki bir yerel televizyonun gözlerimizin önüne serdiği netice, dün Türkiye’nin dört bir yanında kurulmuş olan onbinlerce sandıktan çıkan sonuçlardan çok daha önemlidir. Zira, halkın oyuna sunulan anayasa değişikliklerinin kabulü yahut reddedilmesi, böylesine tıntın bir nesil yetiştirmiş olmamız gerçeğinin yanında bence hiçbir şey değildir!
Türkiye’de “Pulitzer” gibi bir basın ödülü olsa ve ödül için sadece seçici kurulun değil, vatandaşın da aday gösterebilmesi imkânı bulunsa idi, benim adayım Niğde’deki yerel televizyonda sunuculuk yapan ve son senelerdeki en iyi haberlerden birine imzasını koyan Yakup Sağlam olurdu.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp