Top
Murat Bardakçı

Murat Bardakçı

mbardakci@htgazete.com.tr

13/04/2011

Baltacı da CHP'liydi

KEMAL Kılıçdaroğlu aslında bundan çok daha önce yapılması gerekeni yapıp CHP'nin aday listelerinde bazı yıllanmış isimlere yer vermedi ve sabık genel başkan Deniz Baykal'ın çevresinin seçimlere girmelerini engelledi ya...
Milletvekilliği bir meslek, demokrasi denen sistem de milletvekilliğini hayat boyu yapmak olduğu için Meclis'e iki ay sonra veda edecek olan bazı CHP'liler önce şaşırmışlar, sonra hiddet buyurmuşlar ve Kılıçdaroğlu'nun aleyhine ağızlarına geleni söylüyorlar...
Hele, Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş! Öyle bir hiddetlenmiş ki, Kemal Kılıçdaroğlu ile ekibini "işgalcilikle" suçlamış. Yılmaz Bey "Anadolu'daki işgali CHP kaldırdı, CHP'de işgal güçleri barınamaz!" demiş...
Ne kadar yanlış, nasıl eksik ve ne derece hatalı bir açıklama!
CHP'nin geçmişini Yılmaz Ateş'in sözlerinden öğrenmeye kalkacak olanlar, Türkiye'nin bu en eski partisinin şimdiye kadar sadece Anadolu'daki işgali kaldırmış ama başka bir iş yapmamış olduğunu zannedecek ve son derece noksan bilgilerle donanacaklar...

CHP'NİN GİZLİ TARİHİ
Bilmeyenlerin yanlış ve eksik bilgi sahibi olmalarını önlemek için yazıyorum: İstanbul'u 29 Mayıs 1453 günü fetheden Fatih Sultan Mehmed, sıkı bir CHP'lidir. Ama, şehrin mutlaka alınması gerektiği kararını Parti Meclisi vermiştir, dolayısı ile fetih CHP'nin eseridir!
1529'da Viyana'yı kuşatan Türk ordusunun başında Kanunî Sultan Süleyman'ın bulunduğu iddiası ise, internette dolaşan bir bilgi kirliliğinden ibarettir; zira orduya CHP'nin MKYK'sının kumanda ettiği zaten bilinmektedir...
Rus Çarı Petro'yu 1711 'de Prut bataklığında sıkıştıranlar da Türk ordusu falan değil, CHP'nin gençlik kolları üyeleridir, Baltacı Mehmed Paşa'nın nasıl hızlı ve önde gelen bir Halk Partili olduğunu tartışmaya gerek bile yoktur, hemen herkesin malûmudur. Baltacı, sıkı CHP'liliğinin verdiği azimle Çariçe Katerina'yı çadırında mâlûm şekilde ikna edip Halk Partili yapmıştır; hadisenin ayrıntıları bütün tarih kitaplarında yazılıdır.
Unutmadan, son bir tarihî gerçeği daha hatırlatayım: Belgesi henüz bulunamamış olmakla beraber, Avrupa Hunları'nın imparatoru Attila'nın da aslında CHP'li olduğu, Roma kapılarına Parti Meclisi'nin talimatı ile dayandığı söylenmektedir ve bunun böyle olmadığını iddia edenler sadece ve sadece işgalcilerdir! Attila'nın CHP'liliğini tâââ bin küsur sene önce gizlemeye çalışan aynı işgalciler şimdi aday listelerine el atmış, partinin yıllanmış isimlerini ve Baykal'a yakınlıklarıyla bilinen demirbaşları tasfiye etmişlerdir. Ama işgale çok yakında son verilecek, mutlu ve bol hizipli günler ile hayat boyu milletvekilliği geri gelecektir!

NE ALÂKASI VAR?
İşin şaka tarafı bir yana; CHP'nin Birinci Dünya Savaşı'nın sonrasında yaşadığımız işgale son verilmesi ve Millî Mücadele'nin kazanılması ile ne alâkası var?
Millî Mücadele, Mustafa Kemal'in kumanda ettiği ordunun ve halkın insanüstü azmiyle kazanılmıştır. Askerlerimiz, Yunan birliklerine 1922'de Büyük Taarruz ile son darbeyi vurdukları sırada CHP zaten yoktur, Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri'nin CHP'nin öncüsü olduğu yolundaki iddialar ise partinin siyasî geçmişini birkaç sene geriye götürme ve böylelikle büyük zaferi de üstlenme çabasından ibarettir.
Galatasaray Kulübü'nün tarihini saray mektebi Enderun'daki "Bamyacılar-Lâhanacılar" denen spor gruplarına bağlamak ne kadar abes ise, CHP'nin "işgale son verdiği" iddiası da o kadar tutarsızdır!
Aday listelerine alınmayan yıllanmış siyasîler ile koltuk hevesleri kursaklarında kalan bazı nevzuhur siyasetçi adayları şimdi söze "Kemal Bey bana demişti ki...", "Vallahi söz vermişti...", "Meğerse biz onu boşuna desteklemişiz..." diye başlıyor, sonra "Seni işgalci seniiiii!" diye haykırıyorlar.
Kemal Bey böyle kişileri aday göstermemekle gayet doğru bir iş yapmış!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp