Top
Murat Bardakçı

Murat Bardakçı

mbardakci@htgazete.com.tr

10/09/2010

Çakma tuğra işine Başbakanlık elkoydu

BU köşede, Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nin başında bulunan zevâtın çakma tuğralı uydurma belgeler imal ettirip etrafa hediye olarak dağıtmaları konusunu ve bu işin arşivlerimizin güvenilirliğini ayaklar altına alma ihtimalinin nasıl yüksek olduğunu defalarca yazdım.
Kısaca hatırlatayım: Temmuz ayında Türkiye’ye gelen İngiltere Başbakanı David Cameron‘a 16. asırda Üçüncü Murad tarafından Kraliçe Birinci Elizabeth‘e yazılmış mektubun çakma tuğralı ve makaslanmış tezhipli bir fotokopisi hediye edilmişti... Başbakan Tayyip Erdoğan‘ın U2 grubunu geçen gün Dolmabahçe’deki ofisinde kabulü sırasında çekilen fotoğraflarda da, duvarda çerçeve içerisinde yine çakma tuğralı bir başka Osmanlı belgesi görünüyordu.
Bu hafta iki defa, bu çakma tuğralar meselesini yazdım. Derken, Dışişleri’nden bir dostum Dolmabahçe’deki ofisin duvarında asılı duran çakma tuğralı fotokopinin oraya nasıl asıldığını anlattı. Belgenin, şimdi Endonezya’nın sınırları içerisinde bulunan Açe Sultanlığı ile ilgili olarak İkinci Selim zamanında kaleme alınmış bir divan kararının fotokopisi olduğunu ve Osmanlı Arşivleri’nin başındakiler tarafından bundan birkaç ay önce Ankara’ya gelen bir Endonezya heyetine hediye edilmek üzere hazırlatıldığını söyledi.
Dışişleri mensupları Açe bölgesinde şu anda bir iç savaş yaşandığını hatırlatarak hediyeye karşı çıkmışlar ve “Endonezya heyetine böyle bir hediye vermek skandal yaratır” demeleri üzerine rengârenk çakma tuğralı ve tuhaf tezhipli belge, Dolmabahçe- ’deki başbakanlık ofisinin duvarına asılmıştı.

NİHAYET, SON BULACAK
Önceki gün Dışişleri mensubu bu dostumun verdiği bilgiyi yazmamdan sonra, Başbakanlık Başdanışmanı Prof. Dr. Nabi Avcı aradı ve Dolmabahçe’deki çakma tuğralı belge meselesinin doğrusunu anlattı.
Belge bundan birkaç ay önce değil, 2005 Nisan’ında, Başbakan Tayyip Erdoğan‘ın tsunaminin vurduğu Endonezya’yı ve Açe bölgesini ziyareti öncesinde hazırlanmıştı. Çakma tuğralı belge konusu Başbakan’ın uçağı henüz yolda iken açılmış ve hariciyeciler böyle bir hediyenin Endonezyalılar tarafından hoş karşılanmayacağını söylemişler, çerçevelettirilmiş rengârenk fotokopinin verilmesinden bunun üzerine vazgeçilmiş, geri getirilip Dolmabahçe’deki ofisin duvarına asılmıştı.
Nabi
Bey ile, sayıları artık neredeyse gerçek belgelerin adedini geçmeye başlayacak gibi olan böyle düzmece belgelerin arşivlerimize vermeye başladığı zararlardan bahsettik. Arşiv’in idarecilerinin gerekli şekilde uyarılacağını, bundan böyle benzer belgelerin imal edilmesinin önleneceğini, her belgeye tuğra çekilmesinin önünün alınacağını ve daha önemlisi, bu gibi işlerde artık devlet bünyesindeki uzmanlara danışılacağını söyledi.

TABASBUS ŞECERELERİ
Böylesine zevksizlik ve cehalet örneği işlere kalkışılmasının ne gibi zararlar getireceğini en iyi bilenlerden biri olan “Enformatik Cehalet”in yazarı Prof. Dr. Nabi Avcı‘nın bu gibi işgüzarlıkların önüne geçilecek olduğunu söylemesi, beni ziyadesi ile sevindirdi.
Geriye bir meselenin daha halli kalıyor: Nabi Bey’e de bahsettim; sadece zevksizlik ve cehalet değil, tam bir yalakalık örneği olan düzmece soyağaçları hazırlama hevesine de mâni olunması... Devlet büyüklerine mâlûm maksatlarla “Aman efendimiz, meğerse asırlar öncesinden gelen pek de asîl bir aileye mensupmuşsunuz! Asâletiniz zaten mübarek sîmânıza da aksetmiş” denerek arz u takdîm olunan ve kopyaları köy kahvelerine kadar asılan aynı şekilde çakma tuğralı şecereler imâline de bir son verilmesi...

 

 

 

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp