Top
Murat Bardakçı

Murat Bardakçı

mbardakci@htgazete.com.tr

06/09/2010

Dolmabahçe’deki düzmece belge

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, U2 grubunu dün Dolmabahçe’deki ofisinde kabul etmiş, bir buçuk saat görüşmüşler ve grubun solisti Bono, Erdoğan‘a hediye olarak kırmızı renkli bir iPod vermiş.
Ben, cumhurbaşkanının ve başbakanın İstanbul’daki sarayları kullanmalarına her zaman taraftarım. Zira aynı uygulama birçok Avrupa devletinde vardır, saraylar kapalı tutulmaz ve devletin tepesindeki kişilere tahsis edilir. Böylelikle hem tantanalı görüntü verilir, hem de yabancı misafirlere bir çeşit şaşaa gösterisi yapılır ve prestij sağlanır.
Ama mekânlardaki objeleri aynen bırakmak, dokunmamak, tuhaf ve zevksiz ilâveler yapmamak şartı ile...
Başbakan Erdoğan‘ın U2 grubunu kabulü sırasında çekilen fotoğrafları bugün gazetemizde göreceksiniz ama ben de bu köşede bir fotoğrafa yer verdim, zira başbakan ile misafirlerinin arkasındaki duvarda görünen çerçeve bana bir hayli tuhaf geldi.
Fotoğrafa dikkatle bakın: Duvardaki çerçevenin içerisinde tepesinde bir tuğranın bulunduğu kenarları tezhipli imparatorluk zamanından kalma dört sayfalık eski bir belge göreceksiniz.
Ne kadar şık, sarayın atmosferine nasıl da uymuş zarif bir obje değil mi?

YİNE UYDURMUŞLAR!
İşin tuhaf tarafı da, işte burası: Çerçeve içerisindeki belge, uydurmadır! İleri profesyonel seviyede olmasa Osmanlı tarihine merak duyan hemen herkes, böyle bir vesikanın tarihin hiçbir döneminde vârolmadığını ilk bakışta anlar!
Çerçevedeki tuğra resimde çok net çıkmadığından okuyamadığım için hangi padişaha ait olduğunu tam anlayamadım, ancak şekil itibariyle klasik döneme, yani İkinci Selim zamanına kadar tahta geçmiş hükümdarlardan birine ait olduğu belli, zira şekli bunu gösteriyor. Tuğranın hemen altındaki sayfalar da büyük ihtimalle bir fermanın, beratın yahut vakfiye gibisinden bir belgenin görüntü uğruna kesilip birkaç parçaya ayrıldıktan sonra rastgele yapıştırılmış parçaları... Alt taraftaki tezhip klasik dönemi şöyle bir andırıyor ama yukarıdaki lâle süsleri, tuğranın çekildiği asırdan sonraki devirlere ait.

AYIPTIR, AYIP!
Sözün kısası: Birileri oturmuş, “Duvar boş kalmasın” diye eski bir belgenin kopyasını çıkartıp parçalara ayırmış, büyücek bir sayfanın üzerine rastgele yapıştırmış, kenarlara aklına estiği şekilde tezhipler yaptırmış, üzerine de uydurma olduğu metrelerce öteden, hattâ uzaktan çekilmiş fotoğraflarda bile hemen farkedilecek şekilde bir tuğra çektirmiş. Sonra, bu düzmece belge Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın Dolmabahçe Sarayı’ndaki ofisine gönderilmiş, “Buyrun, bunu duvarınıza asın, sahte ve tamamen yanlış olduğunu kimseler anlamaz, hâlis muhlis bir Osmanlı belgesi imâl ettik” denmiş, belli!
Geçen haftalarda böyle düzmece belgelerin artık dört bir yanı sardığını anlattığım, hattâ Üçüncü Murad tarafından Kraliçe Birinci Elizabeth‘ e gönderildiği iddia edilen sahte bir mektubun İngiltere Başbakanı’na hediye edildiğini yazdığım için, şimdi başbakanın ofisinin duvarındaki bu garabetin de kimin eseri olduğu konusunda kafa yormaya gerek görmüyorum. Gönderen, apaçık belli: İşi gücü artık sahte tuğra çekmek olan Osmanlı Arşivleri!
İmparatorluk zamanının haşmetli binalarını kendi ucuz merakları doğrultusunda böyle düzmece belgelerle kirletmeye kimsenin hakkı yoktur. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın ofisine sahte evrak tıkıştırmak ise ayıptan da ötedir, zevksizliktir, cahilliktir ve utanmazlıktır!

 

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp