Top
Murat Bardakçı

Murat Bardakçı

mbardakci@htgazete.com.tr

04/04/2011

Sınav sorusundaki intihal

GEÇEN gün, Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı'ndaki bir felsefe sorusunun tuhaflığını yazmıştım...
Soru "Filler neden büyük, gri ve kırışıktır?" diye başlıyor, içerisinde "Hey, ağzına attığın bir aspirin mi yoksa alışılmamış türden bir fil mi?" gibisinden garip cümleler geçiyor, cevap şıkları "a. Zorunlu varlık/mümkün varlık ayrımı, b. Özsel/ilineksel nitelikler, c. Ana maddenin neliği, d. Madde ve form ilişkisi, e. Var olma/olmama sorunsalı" şeklinde Türkçe'yi andıran ama asla Türkçe olmayan tatsız ve takır tukur bir yığın hâlinde sıralanıyordu.
Bu tuhaf sorunun ve daha da tuhaf cevap şıklarının neyin nesi olduğunu, okuyucularımdan gelen mesajlar sayesinde öğrendim: Soru, meğerse "makaslama" imiş! Harvard Üniversitesi'nden Daniel Klein ve Thomas Cathert adında iki felsefe profesörünün felsefeyi mizah yoluyla öğretmek için yazdıkları ve orijinal ismi "Plato and a Platypus Walk Into A Bar" olan, Türkçe'ye "Platon Bir Gün Kolunda Bir Ornitorenkle Bara Girer" diye çevrilen bir kitaptan yürütülmüş!

13. SAYFADAN YÜRÜTÜLMÜŞ
Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı'ndaki felsefe sorularını hazırlayan düşünürlerimiz mâlum soruyu Aylak Kitap'ın "Popüler Felsefe Dizisi"nden çıkan Türkçe tercümesinden makaslamışlar! Kendilerinden isteneni yapmaya, yani zahmet buyurup birkaç soru hazırlamaya üşenmiş, kitabın 13. sayfasındaki gözlerine kestirdikleri bölümü alıp soru kitapçığına koydurmuş, sınava giren öğrencilerin önüne atıvermişler!
"Özsel/ilineksel nitelikler", "ana maddenin neliği" yahut "var olma/olmama sorunsalı" gibi gariplikler ise kitaba değil, soruyu makaslayanlara ait. Başkasının kitabından alınıp soru hâline getirilen metne cevap şıkları konması gerekiyor ya... "Kes-yapıştır" işini hallettikten sonra bu kakofonik kelimelerden meydana gelen âhenksiz tangırtılar dizisini cevap şıkları halinde altalta yazmış ve soru kitapçığına koydurmuşlar.
Yapılan bu işe, şimdi "Yükseköğretime Geçiş Sınavı'ndaki felsefe sorusu" deniyor!
Birkaç günden buyana ÖSYM'deki şifreleme iddiasını tartışanların, bu konuyu da ele almaları gerekir. Mânâsız sözlerin üniversite adaylarına "soru" diye sorulmasının yanısıra ortada bir başka vahamet daha vardır: İlmin ve ilim ahlâkının merkezi olması gereken üniversitenin giriş sınavlarında intihal yapılmış, yani üniversite adaylarına soru niyetine başkalarının yazdığı bir kitaptan yürütülmüş cümleler sorulmuştur.

'ÇİŞİM GELDİ'NİN ENTELCESİ
"İlineksel", "özsel" yahut "nelik" şeklindeki tatsız, âhenksiz, takır tukur ve çok daha önemlisi söyleyenin bile pek anlamadığı, hattâ "kelime" denmesi bile zor olan yanyana sıralanmış harflerden meydana gelen bu şekilde tuhaflıkları kullanmak, artık bazı çevrelerde çok moda. Böyle konuştunuz veya konuşmaya çalıştınız mı çevrenizde ayrıcalık kazanıyor, "bilgili", "aydın" ve "entelektüel" zannediliyorsunuz. Karşınızdakinin söylediklerinizi anlaması yahut ağzınızdan çıkanın ne demek olduğunu bizzat idrak etmenizin hiçbir önemi yok; tuhaf şekilde konuşmanız, meramınızı en içinden çıkılmaz şekilde ifadeye çalışmanız ve sol kulağınızı sağ elinizle göstermeniz, kâfi! Çevrenizde farklı görülür, entelektüel olarak algılanır ve yüksek bir mevkiye yerleşirsiniz!
Üstelik bu gibi saçmalamaları günlük hayatınıza da uyarlar, meselâ "Çişim geldi!" demek yerine "Sıvısal artıklarımı dışaatım gereksinimi duyumsuyorum" gibisinden ifadeler kullandınız mı, artık Nirvana'ya ulaşmışsınız demektir!
Böyle konuşmaya meraklı zevât sıvısal yahut katısal atıklarını kendi başlarına istedikleri gibi sarfedebilirler. Ama, bu işi üniversite sınavlarına giren gençlerin istikbaline de bulaştırmaya ve onların geleceği ile oynamaya hiçbir haklarının olmadığını birilerinin onlara hatırlaması gerekir!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları