Top
Murat Bardakçı

Murat Bardakçı

mbardakci@htgazete.com.tr

03/08/2009

Bir dilin içine işte böyle edilir!

Bu köşenin üst tarafında yer alan sayfa görüntüsünü, sağolsun, bir okuyucum gönderdi.
Yayınevinin biri, Anayasa metnini kitapçık halinde yayınlamış, önsözü de Anayasa Mahkemesi'nin eski başkanlarından Yekta Güngör Özden yazmış.
Buraya kadar her şey tamam. Metin mâlum giriş kısmıyla başlıyor; sonra maddeler ve maddelerde o tarihe kadar yapılan değişikliklerle veriliyor.
Asıl tuhaflık, işte bundan sonra geliyor ve "Anayasa Sözlüğü" başlıklı son bölümde, Anayasa'da geçen ama güya "yabancı" olan kelimelerin "Türkçe" karşılıkları sıralanıyor.
Bu "yabancı" kelimelerin bazılarıyla "Türkçe" karşılıklarını nakledeyim de, gülün!
"Adlî: Adaletle ilgili", "Ahlâk: Aktöre, davranış kuralları", "Ajans: Yayın kuruluşu, birimi", "Âidat: Ödenti", Âlet: Aygıt", "Aleyhte: Karşı", "Angarya: Karşılığı ödenmeden gördürülen iş", "Âsayiş: Düzen ve güvenlik durumu", "Âyin: Dinsel tören"...
Bitmedi... "Haberleşme", "karşılıklı haber alıp-verme"; "hakemlik" ise "anlaştırma" demekmiş. Şimdiye kadar hazırlamayı kimselerin akıl edemediği bu büyük sözlükte, "hal" için "durum", "harcama" karşılığı "parayı elden çıkarma", "hareket etme"ye de "davranmak" deniyor. Hepimizin yabancısı olan, hiç işitmediğimiz ve dolayısıyla da bilmediğimiz "hayat" sözü "yaşam", "hariç" kelimesi de "dışında" anlamına gelirmiş.
Benzerine şimdiye kadar hiç rastlamadığım bu lügatte geçen daha birkaç sözü, kelime hazinelerinizin daha da zenginleşmesi için karşılıklarıyla beraber nakle devam ediyorum:
"Harp: Savaş", "Hukukî: Hukuksal", ""Hüküm; Karar", "Israr: Direnme", "İbaret: Sınırlı, oluşan", "İcap: Gerek", "İdare: Yönetim", "İddia: Sav", "İdeoloji: Öğreti", "İhracat; Dışsatış", "İhtiyaç: Gereksinim", İktisadî: Ekonomik", "İlân: Duyuru", "İlân etmek: Duyurmak", "İmkân: Olanak", "İnkılâp: Devrim", vesaire, vesaire...
Bir dilin içine, işte böyle edilir. Yüzlerce seneden buyana herkesin kullandığı, hattâ günlük konuşmanın ayrılmaz ifadeleri olan kelimeleri işgüzarlık edip "yabancı" ilân eder ve karşılık bulmaya kalkışırsanız, o dilin ruhuna Fatiha okumanın zamanı çoktaaan gelmiş demektir.

 

'HAYAT' SÖZÜ BATTI MI?

Kendilerince bir "Anayasa Sözlüğü" hazırlayan, üstelik bu tuhaf listeyi Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın sonuna ilâve eden tuhaf zihniyetin "anlaşılmaz" zannedip "yabancı" olduğunu düşündüğü şu kelimelere bakın...
"İlân" sözünü Türkiye'de bilmeyen mi var? Okuyucuyu "haberleşme"nin ne olduğunu kendiniz gibi anlamayacak derecede cahil mi zannediyorsunuz? "Hayat" bir tarafınıza mı battı? Üstelik "hayat"ı kökünden söküp atarak "Artık sadece ‘yaşam'ı kullanın" demek hangi akla hizmettir? Yerine göre hem "hayat", hem de "yaşam" denmesinin, yani bir kavramı ifadede bir değil, birkaç kelimeden istifadenin dili zenginleştireceğini idrak edemiyor musunuz?
Bir dilin içine, işte böyle edilir!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp