Top
Murat Bardakçı

Murat Bardakçı

mbardakci@htgazete.com.tr

02/04/2010

İlhan Koman’ın külleri şaşkınlıktanuçuşuyordur

NİHAYET bunu da gördük: Bir heykeltraşımız, “Profesör” unvanlı Ferit Özşen, eldeki parmak sayısını beşten altıya çıkartmış ve askerî kahramanlığımızı konu alan bir kabartmasındaki subayı, altı parmaklı göstermiş.

Hem de nerede! Çanakkale’deki Şehitler Âbidesi’nin ayaklarından birine işlediği kabartmada... Kültür Bakanlığı âbidenin ayaklarına sekiz ayrı kabartma yapılması için 1998’de bir yarışma açmış, yarışmayı Prof. Ferit Özşen kazanmış, kabartmaları yapmaya ertesi senenin Şubat’ında başlamış ve “eserini” Kasım ayında bitirmiş.

Derken, aradan tam 11 sene geçmiş ve Ferit Bey’in, Şehitler Âbidesi’nde altı parmaklı bir hilkat garibesine de yer verdiği ancak birkaç gün önce farkedilmiş. Üstelik bu tuhaflık yetkililerin yahut sanatçıların falan değil, bir ziyaretçinin gözüne takılmış!

Çanakkale kahramanlarından birine altıncı parmak ilâve eden Prof. Ferit Özşen, şimdi en kısa zamanda Çanakkale’ye giderek altıncı parmağı yontacağını ve hatayı ortadan kaldıracağını söylüyor.

ÇANAKKALE’DE BİR UZAYLI
Bonjur beyefendi, bonjur! Tam 11 sene sonra sabah şerifleriniz hayrolsun! Haydi, Ferit Bey işi aceleye getirdi, parmak sayısını karıştırdı yahut “eserini” çizdi ama kazıma işini asistanlarına falan yaptırttı diyelim... Çanakkale’ye sanki uzaydan inmiş gibi duran bu kabartmadaki altıncı parmağı bakanlık yetkilileri de mi görmedi? Siparişi teslim aldıkları sırada “Aman ne güzel eser!” diye hayranlık krizine mi tutulmuşlardı da bu ekstra parmağı farkedemediler?

Çanakkale’deki bu komedi, sanat tarihimize mutlaka girmesi gereken ibret verici bir örnektir ama meselenin bir başka tarafı daha vardır: Türk heykelciliğinin durumu!

Açık söyleyeyim: Bir-iki istisna dışında, meselâ bir neslin hocası olan Zühdü Müridoğlu ve dünya çapındaki sanatkârımız İlhan Koman haricinde belki bir-iki heykeltraş daha çıkartmışızdır, o kadar. Zira heykel bizde asırlar boyu dinen yasak sayıldığı için geçmişi olmayan bir sanattır, yenidir, üstelik bu durum sadece Türkiye’de değil, İsrail de dahil olmak üzere bütün Ortadoğu ülkelerinde böyledir. Türkiye’deki en meşhur ve en güzel Atatürk heykellerinin yabancı heykeltraşların elinden çıkmış olması da, bunun en sağlam ispatıdır.

BELEDİYE HEYKELCİLERİ
Ve, bugün birçok heykeltraşımız maalesef belediyelere çalışırlar, sanatlarını ve yeteneklerini sanat meraklılarına değil, belediye başkanlarına sunarlar. Çağdaşlaşmanın bir yolunun meydanlara heykel dikmekten geçtiğine inanan ama orada kalan ve estetik kavramından pek haberdar olmayan bazı belediye başkanlarımızın peşinde birçok heykeltraş vardır. Üstelik, bu tuhaf arz-talep işi zamanla siyasî bir kavga halini alır. Gazetelerde sık sık filânca ildeki yahut ilçedeki Başkan Bey’in bir heykel yaptırtıp meydanlardan birine diktirdiği fakat daha sonra gelen başkanın sahip olduğu yüksek sanat anlayışına yahut ideolojisine uymadığı için heykeli kaldırdığı ve bu sırada tarafların karşılıklı olarak hakarete varan sözler bile ettikleri yolunda sık sık haberler çıkar.

Türk heykelciliğinin büyük ismi İlhan Koman, biliyorsunuz, uzun yıllarını İsveç’te geçirmiş, orada vefat etmiş, cenazesi vasiyetine uyularak yakılmış ve külleri denize serpilmişti.

Dolayısıyla bu “Altı parmaklı subay garabeti İlhan Koman’ın kemiklerini çatırdatmıştır” diyemiyorum, sadece küllerinin serpildiği sulardan havalanarak şaşkın bir vaziyette bir oraya, bir buraya uçuştuğunu söyleyebiliyorum.

mbardakci@htgazete.com.tr

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp