Top
Murat Bardakçı

Murat Bardakçı

mbardakci@htgazete.com.tr

02/03/2011

Yarın, Cahit Bey'i dinleyin!

GEÇEN gün, Cahit Kayra'nın son çıkan kitabından bahsetmiştim: "Savaş, Türkiye ve Varlık Vergisi"nden...
Maliyeci, tarihçi, politikacı ve Türkiye'nin artık maalesef çok az kalmış gerçek entellektüellerinden olan Cahit Bey, Varlık Vergisi uygulamasında görev alan ve bugün hayatta bulunan son kişi idi. Henüz çiçeği burnunda genç bir maliye memuru iken Varlık Vergisi'nin hemen her aşamasında bulunmuş ama yetmiş sene boyunca susmuş ve bildiklerini ancak geçen hafta kitap haline getirmişti.
Cahit Bey eserinde verginin bizde zannedildiği gibi sadece gayrımüslimlerden değil Müslümanlar'dan da alındığını, hattâ kişi başına düşen oran bakımından Müslümanlar'ın daha fazla vergi ödediklerini yazıyordu. Söylediği çok önemli bir başka husus daha vardı: Devletin o senelerde Varlık Vergisi uygulamasına gitmesinin şart olduğunu, İkinci Dünya Savaşı yıllarında dört bir tarafı ateş çemberi ile sarılan Türkiye'nin sınırlarını muhafaza edebilmesi için kalabalık bir ordu beslemek zorunda bulunduğunu ve Varlık Vergisi ile bu ve bunun gibi masrafların altından kalkılmasında büyük faydalar görüldüğünü anlatıyordu.

BİR VERGİ DAHA VAR
Yine aynı senelerde uygulanan ama bugün üzerinde pek durmadığımız ve artık neredeyse unuttuğumuz Toprak Mahsulleri Vergisi ise, Varlık Vergisi'nden de zor bir uygulama idi. Devlet, savaşa girilmesi ihtimali karşısında Anadolu'daki çiftçinin neredeyse bütün mahsulüne elkoymuştu...
Ama, bütün bu yaşananlar o günlerde Avrupa'daki uygulamaların yanında zemzemle yıkanmış gibi kalırdı ve Cahit Bey kitabında diğer bütün uygulamaları ayrıntıları ile anlatıyordu.
Geçen gün bu köşede ve bizim Tarihin Arka Odası programımızda Cahit Kayra'nın eserinden bahsetmem üzerine dünya kadar e-mail aldım.
Daha önce de defalarca söylemiş ve yazmıştım: Türkiye'de bilgili ve entellektüel görünmenin yolu artık memleketin hemen her değerine ve geçmişine hakaretten geçiyordu ve "Biz Türkler ne kadar vahşi bir milletiz..." diye girizgâh yapanlar sözü mutlaka Varlık Vergisi'ne getirirlerdi.
Aldığım e-mailler hem bu gibi "entel"lerimizin sandığımdan da kalabalık olduğunu gösteriyor, hem de ortak bir özelliklerini yeniden doğruluyordu: Hiçbir şekilde okumadıklarını, araştırmadıklarını ve kulaktan dolma, kasıtlı mâlûm ifadeleri tekrar etmeyi "aydın" olmak zannettiklerini...

DİNLEYİN VE ÖĞRENİN!
Yazımdan sonra bana e-mail gönderen ve vaktiyle Varlık Vergisi'nin gadrine uğramış olan gayrımüslim vatandaşlarımızın torunlarını bütün bu söylediklerimden muaf tutuyorum, zira hâlâ verginin kendileri için yani sadece sahip oldukları serveti almak maksadıyla konduğuna inanıyorlar. Bunda, ailelerinde nesilden nesile anlatılanların yanısıra gönüllü hakaretçilerimizin bitip tükenmeyen propagandalarının da büyük etkisi var.
Ama ya "Varlık Vergisi sadece gayrimüslimlerden değil, müslimlerden de alınmıştır; bilmeyenler ve inanmayanlar Cahit Kayra'nın kitabını okusunlar" diye yazmama ve söylememe rağmen hâlâ kendi bildiklerini okuyanlara ne diyeceksiniz? Tek satır bile okuma zahmetine katlanmadan hâlâ "Ah biz zalim Türkler!" terânesine devam edenlere?
Cahit Kayra, yarın akşam bizim "Teketek Özel"de olacak! Hem Varlık, hem de Toprak Mahsulleri Vergisi hakkında uzun uzun konuşacağız...
Varlık Vergisi'nin bu son uygulayıcısının anlatacaklarının mâlûm terânelere devam edenlerin bir kulaklarından girip diğerinden çıkacağına adım kadar eminim ama yine de "Lütfedin, tenezzül buyurun ve dinleyin, belki birşeyler öğrenebilirsiniz" demekten kendimi alıkoyamıyorum.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp