Top
Kübra Par

Kübra Par

kubrapar@haberturk.com

05/04/2023

Bir iyi bir de kötü kampanya filmi örneği

Yavaş yavaş partilerin seçim vaatlerini açıkladıkları kampanya filmleri çıkmaya başladı.

Geçen hafta Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Sana Söz" sloganı ve iki reklam filmini tartışmıştık.

Cumhur İttifakı adayı Tayyip Erdoğan da dün "Türkiye Yüzyılı" temalı ilk kampanya filmini yayınladı. “Lider masa başında değil iş başında belli olur” sloganıyla yola çıkmışlar. Bugüne kadar yaptıkları icraatları anlatacaklar. İlkinde kendilerini en güçlü hissettikleri savunma sanayiindeki ihracat oranını vurgulamışlar.

Ben her zaman için somut vaat içeren kampanyaların, soyut ve genel geçer kavramlar içerenlerden daha etkili olduğuna inanıyorum.

Bu bağlamda dün iki kampanya filmi daha dikkatimi çekti.

Biri başarılı diğeri başarısız örnekler olarak iletişim ve reklamcılık öğrencilerine anlatılacak cinstendi.

Biri DEVA Partisi Lideri Ali Babacan’ın yeni kampanya filmi, diğeri ise İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz’ın araba fiyatları ve vergilendirmeyle ilgili videosuydu.

DEVA’nın kampanya videosunda önce tek başına Babacan’ı görüyoruz. Bu seçime ilk kez gireceklerini söyledikten sonra “Bakalım kimler bizimle beraber” diye soruyor.

Işıklar yanıyor. Bir spor salonunda gençler var.

Babacan partinin önceliklerini saydıkça etrafı yavaş yavaş kalabalıklaşıyor.

Babacan sloganlar sıralıyor. “Öncelikle büyüme, iş bitirme ve sorun çözmeye inananlar buyursun” diyor.

"Bunlar için demokrasi adalet şeffaflık ve dürüstlük olmalı diyenler siz de buyurun” diye devam ediyor.

Filmin sonunda etrafında yaklaşık 50-100 kişi toplanmış oluyor. “Başlangıç için hiç fena değil” gibi özgüvensiz bir cümleyle bitiriyor.

Alınmasınlar ama bu filmin fikri hangi ajanstan çıktıysa orayla ilişkilerini gözden geçirmelerinde fayda var.

Öncelikle Babacan gibi ekonomi ile özdeşleşen daha ziyade muhafazakar seçmenin destekleyebileceği bir siyasi figür neden illa aşırı liberal bir parti profili çizmekte bu kadar ısrar eder anlamak mümkün değil.

Şimdi bana diyecekler ki “E ama ekonomiyle başlıyor film… Büyüme, iş bitirme ve sorun çözme diyoruz…”

Ne kadar soyut kavramlar bunlar.

"Demokrasi, özgürlük, adalet, çok seslilik" gibi kavramlar üzerinden oy toplamak mümkün mü? Muhalefetin ortak duruşu bunları baştan içeriyor zaten.

Bu film yerine Babacan çıkıp 1 dakikada hayat pahalılığını nasıl çözeceğini, halka hangi projeleri vadettiğini, asgari ücretin ne kadar, doların ne kadar olacağını, kira fiyatlarını nasıl düşüreceklerini, kentsel dönüşümü hangi yöntemle hızlandıracaklarını, orta sınıfın rahatça yurt dışına seyahat edeceği, tatil yapacağı bir Türkiye'yi nasıl yeniden canlandıracaklarını anlatsa çok ama çok daha etkili olurdu.

Keşke çözüm kitapçıklarına aylarca çalıştıktan sonra o kitapçıkların içinde yazanları halka etkili biçimde nasıl anlatacaklarına da kafa yorsalardı…

Bu içerik hatasının ötesinde filmin başka zayıflıkları da var. Madem “Kimler bizimle beraber” diyorsunuz görkemli bir film hazırlayıp 5-10 kişinin değil yüz binlerin görüneceği bir kurgu yapmalıydınız. Günümüz sinema ve animasyon teknolojileri ile bunu hayata geçirmek oldukça kolay.

Adeta kendi elinizle size destek verenlerin pek de fazla olmadığını ima ediyorsunuz!

Gelelim diğer örneğe…

İYİ Parti’den Bilge Yılmaz ise bir animasyon ile fabrika çıkış fiyatı 100 TL olan bir aracı ÖTV ve KDV nedeniyle 378 liraya çıktığını, yüzde 40’lık gelir vergisi de hesaplandığında o otomobili alabilmek için 629 lira kazanmak gerektiğini adeta aptala anlatır gibi anlatmış. “Kendine 1, devlete 5 otomobil alıyorsun. Biz geldiğimizde bu vergi sistemini değiştireceğiz” diyerek somut bir vaat ile bitiriyor.

Bilge Yılmaz’ı ve çalıştığı ajansı tebrik etmek lazım. Bu seçim döneminin en anlaşılır, en akılda kalıcı, kısa ama öz kampanya videosunu hazırlamışlar.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp