Konyaspor’u yenen Sarı-Lacivertliler, lig ikinciliği hedefini sürdürüyor. İsmail Kartal’la son 6 maçın 5’ini kazanıp bir de beraberlik alan Fenerbahçe’de yüzler gülüyor. Üstelik berabere kaldıkları Trabzonspor maçının büyük bölümünü 10 kişi oynamışlardı. Konyaspor iyi savunma yapan, kontra toplarla pozisyon arayan bir takım. Kalabalık defansı aşıp golü bulmak bu anlamda çok zor. Sarı-Lacivertliler ilk yarı bu nedenle pozisyon bulmakta zorlandı. Baskılı oynasalar da, Konyaspor savunmasını aşamadılar. Yedikleri ilk gol sonrası işlerin kötü gideceğini bekleyenler oldu elbette. Ancak ikinci yarı çok farklı bir Fenerbahçe izledik. Pas oyunu ve baskı sonucu Konyaspor sahasından çıkamadı. Son 50 dakika karşılaşma rakip alanda oynandı. Biraz becerikli olabilseler çok daha farklı skor elde edebilirlerdi. Enerjisi ve heyecanı yüksek maçta taraftarın coşkusu da sahaya yansıdı. 35 binin üzerindeki seyirci topluluğu takımın oyunundan memnundu. Göze hoş gelen hareketlerin yanı sıra, rakip kalede yakalanan pozisyonlar takıma olan güveni de yükseltti. Oyuncuların, destek karşısında özgüvenleri ve motivasyonları en üstü seviyeye çıktı. İsmail Kartal, yaptığı değişikliklerle maçı çevirmesini de başardı. Oyuna sonradan giren Pelkas’ın, galibiyet golü güzel bir vuruş sonucu geldi. Sezon başından bu yana çok eleştirilen Pelkas, İsmail Kartal’la birlikte performansını da eski güzel günlere taşıdı. Taraftarın büyük çoğunluğu genç Arda’yı sahada görmek istiyor. Sürekli oyuna girmesi için tezahürat yaptılar. İsmail Kartal, taraftarın bu isteğini geri çevirmedi. Son dakikalarda Arda’ya forma verdi. Arda da hata yapmadan oynadı. Fenerbahçe 26 şut attığı karşılaşmada, Konyaspor’a ikinci yarı şut şansı vermedi. Arka arkaya attığı kornerler baskılı oyunun göstergesiydi. 8-9 kişi ile ceza sahasına set ören Konyaspor’a iki gol atmak büyük başarıdır. Ferdi ve Valencia’nın olmadığı da göz önüne alındığında, İsmail Kartal’ın başarılı bir istatistik elde ettiğini de vurgulayalım. Sarı-Lacivertliler takım olarak iyi oynadı. Fakat Kim attığı gol dışında oyun olarak da çok üstündü. Karşılaşmanın hakemi Halil Umut Meler, oyunu gereksiz yere durdurmadı. Belli ki Galatasaray-Barcelona maçını yönetin İtalyan hakemden etkilenmiş. Kendini yere atan, faul bekleyen oyunculara aldanmadı. Topun oyunda kalmasını sağladı. GALATASARAY YORGUNDU Deplasmanda Gaziantepspor’a yenilen Sarı-Kırmızılılar, Barcelona maçının yorgunluğunu atamamış. Yenilmesine rağmen oyun olarak iyi bir performans sergileyen Galatasaray, son 30 dakika sahada yoktu. Bunun en önemli nedeni orta sahanın fiziksel olarak düşüş yaşamasıydı. Taylan, Berkan, Emre Kılınç ve Morutan kötü olunca, rakibe karşı direnç gösteremediler. Teknik kadronun bu anlarda gerekli hamle yapması beklendi. Özellikle Morutan, anlatıldığı kadar üst düzey bir oyuncu değil. Galatasaray’ın tek bir isme umut bağladığını gördük. Koş Kerem koş, vur Kerem vur, çalış Kerem çalış diyebileceğimiz bir anlayış hakim. Kerem’e de bu kadar yüklenmek haksızlık açıkçası. Bu karşılaşmanın hakemi Arda Kardeşler, Kerem’e yapılan faulleri görmezden geldi. Genç oyuncunun yediği tekmelere isyan etmesi çok doğaldı.