Top
Ibrahim Yıldız

Ibrahim Yıldız

iyildiz@htgazete.com.tr

06/01/2016

Futbolun sorunlarını konuşarak çözmeliyiz

 

Futbol pastası büyüdükçe sorunlar da artıyor. Sıkıntıyı yaşayanların başında öncelikle teknik adamlar geliyor. Süper Lig’de çalışmak isteyen, kendini orada gösterip ispatlamayı planlayan ve hedefi büyük olan çalıştırıcıların işi çok zor. Nasıl zor olmasın? Başarının temel göstergesi alınacak sonuç. O da galibiyetle tarif ediliyor. Her takım doğal olarak başarılı olmak amacı ile yola çıkıyor. Fakat asıl gerçekle yüzleşmek ve konulacak hedefin inandırıcı olması gerekirken, hayal satmayı iyi beceriyoruz.

DÜNYANIN DİLİNE DÜŞTÜK

Sonuçta çok sık değişen teknik direktörler gündemde yer alıyor. Bazı dönemler yaşanılan bu değişiklikler neredeyse “Teknik direktör çöplüğüne dönüşen bir futbol piyasası” ile yüzleşmemize neden oluyor. En son Gençlerbirliği’deki görevden alma olayı tam bir komedi filmi gibiydi. Yılmaz Vural’ı tek bir maç sonunda görevden alan Başkan İlhan Cavcav tarihe geçti. Bu olay sadece Türkiye’de değil, dünyada çok konuşuldu. Bugüne kadar G.Birliği’ndeki yönetimle ve transferlerle övgü alan Cavcav’ın artık yorulduğu ve yaşlandığı anlaşılıyor. Peki, bu tür durumlarda ne yapılmalı?

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, konuyla ilgili tepkisini ortaya koyarken, “4-5 günde teknik adam değiştirilmesi doğru değildir. Daha programlı ve sistemli bir süreç işlemeli...” diyerek çözümün işaretini veriyor. Fakat, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören’in olaya yaklaşımı şaşırtıcı. “Parayı veren düdüğü çalar” örneğinde olduğu gibi, kulüplerin bu konuda özgür olduğunu söylüyor. Demirören’den şunu beklerdik; bu tür değişikliklerin kabul edilir bir yöntem olmadığını, yönetici ya da başkanların paraları çarçur etme haklarının bulunmadığını, bir sezon içinde kaç teknik adamla çalışılıcağına sınırlama getirileceğini söylemeliydi.

Eğer bir sistem oturtulması isteniyorsa tüm liglerde belli standartların olması kaçınılmazdır. Üstelik onlarca teknik adamın işsiz olduğu bir ortamda, federasyonun bu konuda bir yaptırımı olması zorunluluktur. O’nun adamı, şu siyasinin tanıdığı döneminin kapanması gerekir. Yoksa bir adım ileri gitmek mümkün olmaz. Futbol Federasyonu günü kurtarmayı bırakıp geleceği planlamak için yaşanılan her soruna çözüm üreten programları açıklamalıdır.

 

TSYD’NİN ANTALYA SEMİNERİ

Haftasonu Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin geleneksel semineri yapılacak. Antalya’da bir araya gelecek spor adamları iki gün süresince futbolu masaya yatıracaklar. Teknik adamlar, spor yazarları ve külüp yöneticilerinin önerileri, gelecek açısından önemli. Avrupa Futbol Şampiyonası ve Rio Olimpiyat Oyunları da gündemde yer alan konu başlıkları olması nedeniyle semineri daha da ilginç kılıyor.

Bu tür seminerler, yaşanılan hakem hatalarından, külüplerin sağlıklı yönetimine, spor yazarlığının daha çağdaşlığından öte karşılıklı iletişimin pekişmesine de katkı yapacaktır.

 

NE OLUYOR GALATASARAY’A?

Yıllardır görmediğimiz, duymadığımız iç çekişmeleri yaşıyoruz. Galatasaray Kulübü her zaman örnek olmuş, eğitimli yapısıyla dikkat çekmişti. Ne olduysa külüp karıştı. Sorunlar büyüdü. Suçlamaların arkası gelmiyor. Yeni yönetim, eskileri, eskiler bir öncekileri eleştiriyor. Bugüne kadar üstü örtülen ne varsa ortalığa saçılmış durumda.

Habertürk çok önemli bir gazeteciliğe imza attı. Pazartesi günü Adnan Polat söyleşisi tüm bu yaşanılan süreci gözler önüne serdi. İşin doğrusu, Galatasaray ya da başka bir kulüp, kendi iç çekişmelerini daha insani biçimde çözmelidir. Haklı, haksız. Herkesin bir emeği geçmiş. İyi ya da kötü. Dostça çözülmeli sorunlar. Gerçekten bir usulsüzlük söz konusu ise; korkamadan, çekinmeden mahkeme yolu denenmeli. Yoksa tüm bu söylenenler sportif başarıların önüne geçer ve tarafları yıpratır.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp