Top
Hüseyin Aslan

Hüseyin Aslan

haslan@htgazete.com.tr

15/12/2017

Borç batağındayız

 

Ekonominin göstergeleri ile “hane halkı”nın “borçlanma eğilimi” arasında “doğru orantı” var. İşsizliğin artması, yüksek enflasyonla maaşların erimesi ve artan hayat pahallılığı; ailelerin harcama yapabilecekleri gelirini azaltıyor. Bu sürecin doğal sonucu; ailelerin ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için borçlanmaları oluyor.

Merkez Bankası’nın yayınlandığı “Yılın Son İstikrar Raporu”na göre; “hane halkı”nın bankalara 491.8 milyar, finansman şirketlerine de 15.2 milyar lira borcu var. Ailelerin TOKİ’ye borcu ise 16 milyar lira. Bu arada; vatandaşın bir yılda yüzde 19.2 oranında bir artışla 206 milyar lirayı bulan ihtiyaç kredisi borcu; toplam borcun yüzde 38’ini oluşturuyor.

Bu tablonun açık anlatımı; ekonomideki “istikrarsızlık” sonucu vatandaşın yaşamını sürdürebilmek için borçlanmak zorunda kalmasıdır. Nitekim; Merkez Bankası’nın verilerine göre, vatandaşın son bir yılda borcu 77.3 milyar lira arttı ve 29 milyon yurttaşın banka ve finansal kurumlara borcu 541.7 milyar lirayı buldu.

Ayrıca; ailelerin konut kredisi borçları son bir yılda yüzde 19 oranında bir artışla 204 milyar lirayı bulurken kredi kartlarından oluşan borçları da 95.8 milyar liraya ulaştı.

Öte yandan; Türkiye Bankalar Birliği’nin Eylül ayı raporuna göre, bankalara bireysel kredi ve kredi kartlarıyla borçlanan kişi sayısı da 3 milyonluk bir artış gösterdi.

ŞİRKETLER KISKAÇTA

Vatandaşlar gibi şirketleri de “yüksek borç “ zorluyor. Ekonomik İşbirliği ve Gelişme Örgütü (OECD) “Ekonomik Görünüm 2017” raporunda “çok sayıda şirketin artan borçları dolayısıyla sıkıntıya girdiği”ni vurguladı. Ekonomik İşbirliği ve Gelişme Örgütü (OECD)nün raporunda ayrıca; “döviz cinsinden borçlar, yükselen cari açık, ekonomik ve siyasi belirsizlik” konularında da “uyarı” ve önerilerde bulunuldu.

Bu arada; raporda “çok sayıda firmanın borç sıkıntısı içinde olduğu, ek borçlanma ve yatırım kapasitelerinin düştüğü” ifade edildi. Öte yandan; büyüme ivmesini korumak için iş dünyasının ve “hane halkı”nın duyarlılığının dikkate alınmasının öneminin vurgulandığı OECD raporunda, “yapısal reformlar, mali şeffaflık ve düşük enflasyon güveni ve yatırımları artırmaya yarar.”denildi.

Sonuç olarak: Vatandaşların da, şirketlerin de “aşırı” borçlanmaları; geleceği “ipotek” altına alır.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları