Top
Hakan özenen

Hakan özenen

hozenen@htgazete.com.tr

10/10/2011

Otomotiv Jobs’tan neler öğrenebilir?

Dünyada pek çok şirketin pek çok yöneticisi hayatını kaybetti. Ama pek azı bu dünyaya Steve Jobs gibi veda etti. Geçen hafta Jobs’la ilgili hemen her şey yazıldı. Hatta Standford Üniversitesi’nde yaptığı bir konuşma yapıldığı dönemde de çok yankı uyandırmış olduğu halde yeniden tüm paylaşım sitelerinde yer aldı ve pek çok kişinin birkaç saatliğine de olsa hayallerinin peşinden koşma hayaline kapılmasına neden oldu! Peki, Türkiye’nin kendi markasını yaratma tartışmalarının yapıldığı bir dönemde hayata veda eden Jobs’un hayallerinin peşinden koşma biçimi, yarattığı marka ve geliştirdiği ürünler otomotive ışık tutabilir mi? Jobs’a ve yarattığı farka gelmeden önce, yola çıkışının 125. yaşını kutlayan otomobili yaratan vizyonerleri ve onların yarattığı farkı hatırlamakta büyük yarar var. 19. yüzyılın son yıllarında Amerikalılara daha hızlı ve güvenli bir ulaşım için neye ihtiyaçları olduğu sorulsaydı, büyük ihtimalle “Çok daha hızlı atlara” cevabı alınırdı. At hırsızlarının hemen darağacını boyladığı bir kültürde, başkası da düşünülemezdi zaten. Ama Henry Ford tüketiciye sormak yerine, ihtiyaca cevap vermeyi tercih etti. Üstelik ilerleyen yıllarda bu karmaşık icadı çalanlar idama falan da mahkûm edilmedi, çünkü birileri denizcilikte başlayan sigorta denilen hizmetin bu icada da adapte edilebilir olduğunu fark etti. Tıpkı Ford gibi, Bosch da, Benz de, sıradan birilerinin soyadları olarak kalacak ve insanlar için hiçbir şey ifade etmeyecekken bugün değerleri milyar dolarlarla ölçülen markalar haline geldiler. Hepsinin ortak özelliği ise hayallerinin peşinden koşmalarıydı.

EN YAKIN İSİM MARCHİONNE
Bugünün otomotiv dünyasında Jobs’lar var mı sizce? Fiat CEO’su Sergio Marchionne devlet başkanlarının bile karşısına çıktığı siyah kazağıyla Jobs’la hafif bir benzerlik taşıyor ama, sanırım şimdilik sadece kazağının rengi benziyor. Bir iFiat yaratıp yaratamayacağını ise zaman gösterecek. Peki, otomotiv sektörü Jobs’tan bir şeyler öğrenebilir mi? Pekala çok basit üç dört konuyu taklit edebilir ve bunu yaparak, yeni bir çağı başlatabilir. Mesela tasarım konusuna yeniden kafa yorabilir. Onlarca cep telefonu markası, pek çok renkli, alengirli, alacalı bulacalı tasarımlarla ortadayken, basit bir camdan oluşan i phone için kitlelerin neden geceden kuyruğa girdiğini inceleyebilir. 7’den 70’e herkesin rahatlıkla kullanabildiği ve kullanan herkesin hayran olduğu bir ürün yarabilirler. Yani otomobilleri genç, kadın, yaşlı, aile, şehir falan gibi kategorize etmekten vazgeçebilirler. Mesela fonksiyon konusunu yeniden ele alıp, pek çoğu hiç kullanılmayan bir sürü düğmesi olan kokpitleri olanlar yerine, daha basit ama herkesin sahip olmak isteyeceği güzellikte otomobillere kafa yorabilirler. Ya da markanın ne demek olduğunu, sadece sahibine değil, kullanana da değer kattığını fark edebilirler. En önemlisi ise, mal ne kadar işe yaramazsa, sunumun o kadar yaygaralı olduğunu, tüketicinin, ihtiyacını görecek ürünü, boş bir sahnede, siyah bir kazakla sunulduğunda dahi satın almak için geceden sıraya geçebileceğini öğrenebilirler.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp