Top
Güntay Şimşek

Güntay Şimşek

gsimsek@htgazete.com.tr

31/01/2013

Turkcell'in karışık hisse yapısı gibi mahkeme kararı

Kaç yıldır Turkcell'in karmaşık hisse yapılarıyla meşgul olduk. Hatta Turkcell hisse yapısını çözebilen uzmanlar bile yetiştirdik. Bir nevi abesle iştigal ettik de denebilir. Tuhaflığa bakar mısınız, İngiliz Yüksek Mahkemesi'nden (Privy Council) çıkan karar da yine aynı karmaşık bir yapıya sahip. Çözmek için yine uzmanlar gerekiyor. Hem Çukurova Grubu hem de Rus Altimo tarafı haklı olduğunu söylüyor. Böyle bir durumda sağdan soldan yorum yapanlara, bilgi sokuşturanlara değil, Turkcell'de parası olan yani canı yanan Turkcell kurucularından ve halen küçük ortağı konumundaki Murat Vargı'nın yaklaşımlarına bakmak en doğrusu.
Aynı zamanda Murat Vargı (MV) Holding Yönetim Kurulu Başkanı olan Vargı, İngiliz Tahkim Mahkemesi'nin kararını, 2 ortağa "Sen de haklısın sen de haklısın" dendiği şeklinde yorumluyor. Zaten iki taraftan gelen açıklamalar ve mahkemenin kararı da aynen bu yönde. Fark ise şurada; Çukurova nerede haklı, Altimo hangi noktalarda?
Ayrıca bu kararla 'Turkcell'in Türk kaldığı' söylemi doğru değil. Zaten kamu bu tarz hisse devirlerinde, İmtiyaz Sözleşmesi sebebiyle mecburen devreye girmek zorunda. Altimo herhangi bir kararla Turkcell yönetiminde etkin hale gelecek pozisyon kazansaydı, sorun da Rusya-Türkiye arasında politik bir krize neden de olabilirdi. Mahkeme en azından böyle bir tartışmaya fırsat vermedi.
Yaklaşık 6 yıldır, 2 azınlık ortağın şirket sahipliği hakkındaki kavgalarına bizler seyirci olurken,Turkcell'in yüzde 34.7'lik halka açık tarafı da şirketin kendisi gibi fazlasıyla ihmal edildi. Turkcell halk arz edildiğinde değeri 18 milyar dolarken, şimdi 14 milyar dolara inmiş durumda. Halbuki 2013'te 35 milyar dolarlık bir değere ulaşmış Turkcell tahminleri yapılıyordu.
Dolayısıyla Turkcell hissesi sahiplerinin yani küçük yatırımcıların veya Murat Vargı gibi ortakların, yaşanan tartışma nedeniyle meydana gelen zararlarını kim tazmin edecek? Türkiye'nin değerleriyle bir bölgesel güç haline gelen şirketin önünün bu şekilde kesilmesinin hesabını kim verecek? Peki, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ve Sermaye Piyasası Kurumu'nun (SPK) Turkcell'de yıllardır kilitlenen yönetim yapısı nedeniyle hiç mi ellerinde müeyyide uygulayacak yetki yoktu? Yoksa kamunun da bu konuda vahim hataları mı söz konusu? Bu aşamadan sonra bu iki kurumun özellikle SPK'nın daha fazla zaman kaybetmeden Turkcell Yönetim Kurulu'nun teşekkülü için adım atması, karar alması şart.

 

Türkiye'nin savunmada yolsuzluk karnesi

Yolsuzlukla mücadele konusunda dünyanın en önde gelen kuruluşu olan Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün yaklaşık iki yıllık bir çalışma sonrası alanında bir ilk olan Devlet Savunma Alanında Yolsuzlukla Mücadele Endeksi'ne göre Türkiye'nin durumu kötü değil, ama iyi de değil. İyiye doğru gidiyor, fakat ortalarda. Rapor, dünya çapında milli savunmaya yönelik yapılan harcamaların yüzde 94'ünü kapsayan ve yaklaşık 1.6 trilyon dolar tutarında bir değere tekabül eden 82 ülkeyi incelemiş. Ortaya çıkan gerçek şu; "Hükümetlerin yüzde 70'i savunma sanayilerini yolsuzluklara karşı koruyamıyor." Endekse göre yalnızca Almanya ve Avustralya'nın milli savunma süreçlerinde yolsuzlukla mücadele mekanizmalarını efektif çalıştırdığı görülmüş. Türkiye'de ise politik riskler ele alındığında, milli savunma politikalarının kamuya açık olduğunu kanıtlayan herhangi bir bulgu yokmuş. Savunma alanındaki mülkiyetlerin, ihalelerin ve harcamaların denetlenmesi, Sayıştay Başkanlığı'nın yetki alanına girdiğine vurgu yapılıyor, ancak uluslararası yolsuzlukla mücadele antlaşmalarının imzalanması ve onaylanmasına rağmen, bunların uygulamada ne kadar etkili olduğu ise bilinmiyormuş. Ayrıca Türkiye'de savunma ihaleleri denetime açık olmalarına rağmen, bu denetimlerin ne kadar bağımsız oldukları belirsizmiş.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp