Top
Güntay Şimşek

Güntay Şimşek

gsimsek@htgazete.com.tr

30/04/2013

Nefesler tutulsun bakalım ne çıkacak?

İstanbul için planlanan yeni havalimanı ihalesine iki şirket, iki de ortak girişim grubu olmak üzere 4 katılım olacak gibi görünüyor. Eğer cuma gününe kadar; 1) TAV 2) IC-Fraport 3) Cengiz- Kolin-Limak-Mapa-Kalyon Ortak Girişim Grubu (OGG) ve 4) Makyol arasından birisi çekilmezse, yarış bu dörtlü arasında geçecek. Türkiye tarihinin en büyük projelerinden birisi olan ihale sonrası da yine Türkiye tarihine rekor olarak geçecek bir kiralama bedeli çıkması bekleniyor.
Ancak bu tarz ihalelerde rakamı öncelemenin, ihaleye önemli kriter olarak parayı koymanın ciddi riskleri söz konusu. Neticede yeni havalimanı zorlu bir bölgede, kısa sürede hayata geçirilmek isteniyor. Mühendisliği, mimarisi, inşaat ve iş kalitesiyle birlikte en az onlar kadar önemli olan işletmecilik tarafına da dikkat etmek gerekiyor. Ancak ihalenin yapım şekli sebebiyle bu detaylar biraz sıkıntılı görünüyor. Çünkü ihale şartnamesi sebebiyle yeni havalimanına ilgi duyan katılımcıların portresi de ilginç. İhale şartnamesindeki, "Birisi yüzde 51 pilot şirket olmak üzere en fazla 3 ortaklı girişim grubu katılabilir" şartının kaldırılmasıyla, bu değişimden tek faydalanan Ankaralı müteahhitlerin oluşturduğu Cengiz-Limak-Kolin-Mapa-Kalyon grubu oldu. Diğer bir ifadeyle bu değişimle ihaleye ilgi duyan olmadı. Hatta Sabancı, Enka ve Houston Airport gibi gruplar katılmaktan çekildi.
Diğer taraftan Ankaralı müteahhitler arasında yer almadığı için ihaleye tek başına girmeye karar veren Yönetim Kurulu Başkanlığını Adnan Çebi'nin yaptığı Makyol da bir müteahhitlik şirketi. 5 girişim
grubundan sadece Nihat Özdemir'in Limak ile Sabiha Gökçende Hintli ve Malezyalılar birlikte üç ortaktan birisi olarak havalimanı işletme tecrübesi kazandığını bir kenara not edelim.
Dolayısıyla ihalede havalimanı işletmeciliği ve inşaatı konusunda tecrübeli olan iki grup var. TAV ve İbrahim Çeçen'in İçtaş'ıyla ortağı Alman Fraport.
Dünyanın en büyüğü olarak yola çıkılan yeni havalimanı için görüldüğü üzere yabancı ilgisi söz konusu değil. 20 dosya alınmış, ama katılan 4 grup var ortada. Bence bunun nedeni ihale yapma şeklimiz.
Türkiye'nin rakamsal olarak bakıldığında en büyük Yap-İşlet-Devret (YİD) projesinin ihalesinden sonra umarım bir kredi sorunu yaşanmaz. Hazine garantisi de yok, ama ihale şartnamesinde kurulan cümlelerin esnek yapısından Devlet Hava Meydanları İşletmesi'nin (DHMİ) ilave garantiler vereceğine dair bulgularım olduğunu da daha önce kaydetmiştim.

 

Büyük ihale canlı yayınlanmayacak!

Bu hafta nefeslerimizi tutup cuma günü yapılacak ihaleyi bekleyeceğiz, ancak bu heyecan televizyonlarda yaşanmayacak. Çünkü ihalenin yapım şekli Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın (ÖİB) elektrik dağıtım ihalelerinde televizyonlardan canlı yayınla izlettiği şekilde olmayacak. Evraklarını teslim edip mali ve teknik detayları geçen gruplar, İhale Komisyonu ile tek tek görüşecek. Anlayacağınız katılımcılarda ne olup bittiğinden bizim kadar habersiz olarak, merakla neticeyi bekleyecekler...

 

Bir AVM ve biten Florya sahili...

Geçen hafta yurtdışından dönerken uçağımız deniz tarafından Atatürk Havalimanı'na doğru alçalmaya başladığında, Florya sahilinde yeni hizmete giren Aqua Florya AVM, akvaryum ve yanı başında yapılmakta olan otel inşaatı objektifime takıldı. Sözün bittiği yerde, bu fotoğrafı devreye koyduğumda ne demek istediğim apaçık anlaşılacaktır. Hatta Florya'nın denizindeki sintine pisliği de gözüme takıldı. Deniz çöl gibi görünüyor, sintine pisliği de yol izi gibi denize desen yapmıştı. Özetle sahillerine sahip çıkmadığımız İstanbul'un denizini de gemilerin pisletmesine engel olamıyoruz.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp