Top
Güntay Şimşek

Güntay Şimşek

gsimsek@htgazete.com.tr

28/05/2009

Devletin mayınlı ve mayınsız alanları


Ülke gündemine oturan son konu Suriye sınırındaki mayınlar. Döşerken kimsenin ruhu duymamıştı, ama sökerken dünyayı ayağa kaldıracak gibi görünüyor. ihaleyle yani en ucuza Suriye sınırındaki mayınları temizleme işini, bir Türk şirketi alırsa, asıl o zaman görün bombayı. Her gün bir telef haberi almazsak namerdim.
Bursa'da meydana gelen hastane yangın olayı ortada. iyileşmeye, tedavi olmayan giden çaresiz hastaları bir yangınla başka bir dünyaya yolcu ettik. Devlet Hastanesi'nde işler daha ucuz olsun diye taşerona havale edilmiş. Taşeron şirkette daha fazla kazanmak için neler yapmış bilmiyoruz. Ancak dibindeki itfaiye bile olayın üzüntüsüz atlatılmasını sağlayamamış.
Denizcilerimizde benzeri acıları çok yaşattı. Babadan oğla geçen bu meslek gurubunda adam gibi şirket bulmak imkânsız. inanın Türkiye'de adam gibi liman bulmakta çok zor. Bu sebeple dünya limanları arasında yerimiz yoktur. Denizcilerimiz devletin sırtından geçinmeyi seven, kazandığı sektöre yatırım yapmayan bir gurup. Küresel piyasaların coştuğu bir dönemde bunlarda coştu. Ucuz iş gücü sayesinde gemi maketi bile yapamayacak adamlar, gemi inşasına soyundu. Sonra olanları biliyorsunuz.
Daha fazla kazanmak, işçilerin sosyal güvencelerinden yırtmak için işi taşerona havale ettiler. Bir sürü can kaybı oldu. Ama hesap veren olmadı. işin garip yanı AK Parti Hükümeti de hiç hesap vermeye yanaşmadı. Hesap vermeye yanaşmadığından denizci dostlarına hesap da sormadı. Allah'tan küresel kriz işçilerin imdadına yetişti. işleri kesat gitti de toparlanmaya, adam gibi iş yapamaya fırsat buldular.
Ama bu defa da denizciler devletin hazinesinin etrafında dolaşıyorlar; 'Battık. Gemi inşa sanayinde işler kesat. Devlet bize teşvik versin, para versin..'
Sloganları eşliğinde arayış içindeler.
Geçen hafta Çankaya Köşkü'ne davetliydim. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün himayesine aldığı 'Türkiye Florası Projesi'nin tanıtımına katıldım. Birçok defa yazı yazdığım bu konu çok önemli. Tarihi eserlerimiz gibi, floramız (bitki örtümüz) ve faunamız (canlılarımız) önemli. Ama bunları da önemsiz hale getiren tüccar gibi davranan devlet. Endemik türdeki meyvesini, sebzesini korumaz. Hayvanlarını yok edecek mahlûk olarak görür, elin iki renk elmasını çiftçiye dayatırsa olacağı budur. Dilerim Cumhurbaşkanı'nın girişimi hayırlı olur.
Ancak, Suriye sınırındaki mayınlı, el değmemiş Mezopotamya arazisinin en önemli yanı tabiatına dokunulmamış olması. Yani florası ve faunası. Buraya en önce tarım yapacaklar değil, bilim adamları girmelidir. Ama önce mayınların ayıklanması lazım.
Aslında Suriye sınırını mayından en iyi bizim denizciler ayıklar. Devlet bunlara vereceği teşvik karşılığında mayınları temizlemelerini isteyebilir. Madem tersaneler boş, navlun değerleri düşmüş gemiler boş yüzüyor, o halde buyurun Suriye sınırına. Bakalım taşeronlar mayın nasıl temizleniyor? Zaten isaril de taşeron olmayacak mı?

Mardan Palas kimseye yaranamadı

Dün bir arkadaşım, Azeri işadamı Telman İsmailov'un Antalya'da görkemli bir törenle açılışını yaptığı otelinin mimarisini eleştirerek, 'O parayla 4 tane Taç Mahal değerinde estetik değerleri olan, mimarisi merak edilecek otel yapılabilirdi'dedi. Kısacası makul bir şekilde eleştirdi. 'Türkiye'de böyle bir eserin olması kötü mü? Soruma ise 'O tarafı ayrı. Elbette iyi. Takdir etmekgerekir.'Cevabını verdi. Bu oteli ve buna benzer bazı yabancı yatırımcıların açılmaya hazırlanan eserlerini derlemiştim. Otelin açılışından önce de yazacaktım, ama bazı bilgileri paylaşmamda sıkıntı olacağı sebebiyle kaynaklarımdan 'olur' alamayınca yazamadım. Zira ismailov bir yönüyle kendi alanındaki işadamlarıyla rekabet içinde. Bu rekabetin Türkiye'de yapılıyor olması güzel. Kendi müşteri kitlesini de oluşturacak bir tesis. Antalya ve Türkiye'nin ucuz turistten kurtulmasına da kaktı sağlayacaktır. Eleştirelim, ama kırıcı olmayalım. Rus basını da Mardan Palas'ın sahibini Rusya yerine Türkiye'de yatırım yaptığı için eleştiriyor. Antalya Büyükşehir
Belediye Başkanı da otelin açılışına kendince gerekçe bularak katılmamış. O da eleştiriyor. Başbakan Recep Tayip Erdoğan cephesinde de bu otele ve sahibine karşı bir mesafeli duruş var. Ama her şeye rağmen adam otelini yaptı. Türkiye faydalı olacak bir de tanıtım yaptı. Turizm ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay da Telman İsmailov'u açılışta yalnız
bırakmadı. Ancak, sırada bir başka Azeri işadamının daha yine güzel bir sayfiye merkezinde açacağı otel var. Yakın zaman içinde o da hizmete girecek. Ve aynı işadamı kısa süre içinde ikinci otelini de açacak. Azerilerin bu adımlarını Arap dünyası da yakından takip ediyor. Yatırım, ortaklık ve işbirliği için arayış içindeler.
Dolayısıyla hem yabancı sermayenin gelmesini istiyoruz. Hem küresel krizi en hafif şekilde atlatmaktan, istihdam sorunundan dem vuruyoruz. Hem Türkiye'nin tanıtım sorununa her sene farklı açıdan dikkat çekiyoruz. Yapılan reklâmları, kampanyaları beğenmiyoruz. Hem de fütursuzca eleştiriyoruz. Bunda bir yanlışlık olmalı.
Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp