Top
Güntay Şimşek

Güntay Şimşek

gsimsek@htgazete.com.tr

27/05/2009

Demir İpek Yolu enerji koridoruna kardeş olacak


Türkiye bir yandan Doğu-Batı Enerji Koridoru olmak için projeler geliştirip, işbirliklerine imza atarken, diğer taraftan Anadolu'yu kıtalara köprü yapacak ciddi bir projeyi hayata geçirmeye çalışıyor. Her ne kadar da haritaya baktığımızda Türkiye kavşak ülke gibi görünse dahi, ulaşım sistemlerimiz bu konumu güçlendirecek alt yapıya sahip değil. Enerji nakil hatlarını da ulaşımın bir başka yönü boru hatlarıyla taşıma olarak ele alırsak, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Hattı'na (BTC) yeni bir nakliyeci kardeş geldiğini söyleyebiliriz.
Şöyle ki; Ulaştırma Bakanlığının uzun yıllar gündeminde olan, AK Parti Hükümeti'nden önceki hükümetler tarafından sıkça adı telaffuz edilen Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu (BTK) maalesef geçen zaman içinde çeşitli sebeplerden faaliyete giremedi. Çünkü tek başına bu hattın devreye girmesiyle Çin ve Orta Asya ülkeleri Avrupa'ya bağlanma şansını bulamıyordu.
Zira Türkiye köprü gibi görünse dahi iki başı olmayan, ulaşım modlarıyla bağlantısı kurulmamış bir konumdaydı.
Azerbaycan üzerinden Orta Asya'ya demiryolu bağlantısı olmadığı gibi, Anadolu'yu Avrupa'ya bağlayan demiryolu hattı da yoktu. Bu sebeple İstanbul Boğazı'nda çalışmaları hızlı bir şekilde sürdürülen Marmaray Projesi çok önem arz ediyor.
Marmaray diğer bir ifadeyle Demiryolu Boğaz Tüp Geçişi, istanbul Boğazı'nın her iki yakasındaki demiryolu hatlarını demiryolu tünel bağlantısı ile birbirine bağlamakla kalmayacak. Kıtaları, ülkeleri, endüstrileri birbirine bağlayacak. Enerji koridoruyla paralel düşünüldüğünde Türkiye'nin stratejik önemine ciddi katkı sağlayacak.
Bu sebeple Marmaray Projesi, dünyadaki en büyük ulaşım altyapı projelerinden birisi durumunda. Fakat daha önemli katkıyı Orta Asya, Çin hatta Rusya ve Basra Körfezi'ni Avrupa'ya bağlayarak yapacak.

75 milyar dolarlık ulaşım pazarı

Hali hazırda Asya'dan-Avrupa'ya, Avrupa'dan Asya'ya olan gemi, TIR ve trenle olan taşımacılığın cirosu yaklaşık 75 milyar dolar. Türkiye Güney Demiryolu Hattı ile Suriye, Irak üzerinden Basra Körfezi'ne bağlanırken, Kuzey Demiryolu Hattı, BTK ile Çin'e uzanan coğrafyada Demir İpek Yolu'nu canlandıracak.
Asrın ulaşım projesi Marmaray'ın 2012 yılında biteceğini not düşelim. Ardından hafta sonu Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın ev sahipliğinde Gürcistan ve Azerbaycan Ulaştırma Bakanları'nın imza koyduğu BTK protokolüne göz atalım. Bu hat da 2011 yılında bitecek.
Başlangıçta 1 milyon yolcu ve 6.5 milyon ton da yük taşınması planlanıyor. Kazakistan ve Çin'in de dahil olduğu proje, uluslararası ulaşımda Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan önemli bir rol üstlenmesini sağlayacak. Bu projelerin zamanında bitirileceği düşünülürse, Asya ve Avrupa 2012 yılında Demir ipek Yolu ile bağlanmış olacak.
Hafta sonu TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman'dan bu konuda etraflıca bilgi aldım. Ve gördüm ki artık Basra Körfezi ve Asya'nın, Avrupa'ya bağlanması proje olma aşamasından çıkmış. Beklenen tek şey 2012 yılındaki açılış töreni..
Böylece Türkiye gerçek anlamda ulaşımda köprü görevini üstlenecek. Jeopolitik konumu da iyi kullanırsa kıtalar arasındaki taşımacılık için bu güzergâhtan daha hızlı ve hesaplı bir alternatif olmadığından bu hat oldukça verimli çalışacaktır.
Sadece ulaşım modlarının güzergâhlarına sahip olmak yetmez. Bir de işin lojistik tarafı var. Kesinlikle ihmal edilmemesi, buna göre limanların, karayollarının, hava meydanlarının da ele alınmasın ve ulaşım sistemleri arasında bir entegrasyonunu düşünülmesi gerekir.

TOBB'un kampanyası kadük kalır

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde tüketicilere 'evekapanma, pazara çık'çağrısı yapan iş dünyası, hangi hakla, hangi yetkiyle, hangi yüzle böyle bir kampanya yaptı? Anlam veremedim.
Zira krizi en fazla körükleyen, krizi bahane ederek istihdamı azaltan yani işçi çıkaran, yapılması gereken maaş zamlarını bu bahaneyle erteleyen hatta bazı yerlerde maaşları azaltan iş dünyası ve temsilcileri ellerini taşın altına koymazken, 'eve kapanma, pazara çık' diyorlar. Tüketiciyi fabrikalarında, tezgâhlarında çalışan personelleri olarak görüyorlar anlaşılan. Peki, bu iş dünyası temsilcileri ve TOBB, kâr açıklayan kurumlardan, şirketlerden, bankalardan binlerce işçi çıkarırken ne yaptı? Nasıl tepki verdi? Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinin nasıl oluştuğunu bilmeden, 'IMF ile anlaşılmaz ise krizin etkisi büyükolur'diyerek krizin üzerine benzin dökenlere neden sessiz kalmıştı?
TOBB oldukça büyük bir kaynağın üzerine oturup tüketiciye akıl vermek yerine alternatif ihracat pazarları araştırsa, işi bozulanlar için çözümler üretse, dağınık sektörleri, iş kollarını birleştirmeye çalışsa, elindeki kaynağı kullandırabilecek formüller geliştirse...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları