Eski Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, 10 yıllık AK Parti Hükümeti'nin vatandaşa temas eden tarafında en yenilikçi, en fazla vatandaşı önceleyen, halkı mutlu eden, yaşam kalitesini artıran süper değişimlere imza atan isim oldu. Akdağ, birçok yatırım bakanlığı gibi kasasına para koyulup da 'al harca denen' bakanlardan ve bakanlıklardan birisi değildi. Duble yollar, köprüler ya hazır parayla ya da Özal döneminden kalma ihale modeliyle gerçekleştirildi ve aynı mantalite devam ediyor. Ancak sağlıkta ciddi bir beyin cimnastiği yapmak, vizyon koymak gerekiyordu. Akdağ, gücünün yettiği kadarıyla işte onları yaptı ve tadında görevini Mehmet Müezzinoğlu'na bıraktı.
Yeni bakan, tıp doktoru Müezzinoğlu sağlıktaki gelişmeleri ve eksiklikleri şu veya bu şekilde bilen bir isim. Ancak sağlıkta vatandaşa temas eden noktalardaki gelişmeler, sağlık endüstrisinde olmadı. Bakan Müezzinoğlu ile Chicago'da 22 - 25 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen BIO Uluslararası Fuar'da bir araya geldiğimizde, biyoteknoloji gibi yüksek teknoloji gerektiren alanlar dahil olmak üzere daha fazla ilaç endüstrisinin gelişmesine, tıbbi cihazların ülkemizde üretilmesine öncelik vereceğine dair bilgileri bizimle paylaştı.
Sağlıkta vatandaş tarafında önemli adımlar atıldı, ama sağlık endüstrisinde çok gerilerdeyiz. Yeni bakanın da bunların farkında olması önemli.

YABANCI MEVZUAT VE BÜROKRASIDEN ŞIKÂYETÇI
Bir örnek, Türkiye'yi yakından tanıyan, Türkçe bilen, bizim sağlık politikalarını, bürokrasiyi çözmüş MSD Yönetici Direktörü Jeffrey P. Kemprecos'tan: "Türkiye sağlık endüstrisi için dünyadan yüzde 1 seviyesinde bile yatırım çekemiyor, çünkü devletin yapması gereken eksiklikleri var. İlk defa, geçen ay devlet bizi çağırıp sağlık endüstrisinin geleceği için dinledi. Geçen yıl yabancı yatırımcılar tarafından Türkiye'ye 65 milyon dolarlık yatırım yapılmışken, Singapur'a 6.5 milyar dolarlık yatırım yapıldı." Benim yıllardır söylediğimi bir yabancı söyleyince umarım faydası olur.
Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut, Türkiye'de 2010 yılında toplam ilaç pazarının 14 milyar TL olduğunu ve bunun yüzde 13'ünü 1.7 milyar TL ile biyoteknoloji ürünlerin aldığının altını çizerek, biyoteknolojide AB'de regülasyonun oturduğunu, Amerika'da ise inovasyon yatırımı yapan şirketlerin baskısı sebebiyle biraz daha beklemek gerekeceğini söyledi. Barut hem biyoloji alanında hem de sağlık endüstrisinin diğer dallarında Türkiye'nin acilen yatırımları, teknoloji transferini hızlandıracak adımları atması gerektiğini söyledi.

İLKER AYCI IYI BIR ŞANS...
İlaç sanayiinin gelişmesi sadece Sağlık Bakanlığı'nın girişimleriyle olacak bir konu değil. Çok fazla karışanı ve dolayısıyla işleri engelleyeni var. Fakat Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı İlker Aycı'nın vizyonu takdire değer. Yurtdışından hangi yatırım nasıl çekilmesi gerektiğinin, sürdürülebilirliğin ne olduğunu, inovasyonu, teknoloji transferinin önemini nasıl yapılacağının kodlarını çözmüş ve BIO gibi fuarlara iki yıldır sektörü ve ilgili bakanları sürekleyip getiriyor. Vizyon koyuyor. Bizim devlet kademeleri buraları görmedikten sonra zaten bir şey yapması zor. Durum da ortada. Aycı'nın bence yaptığı en akıllı şeyler bunlar...
Öte yandan Sağlık Bakanı ile Aycı'nın önemli bir ilaç şirketini ülkemizde yeni yatırım yapmaya ikna ettiklerinin de altını çizeyim...