Top
Güntay Şimşek

Güntay Şimşek

gsimsek@htgazete.com.tr

21/05/2009

IMF ile anlaşma olmayabilir!

       Türkiye’nin Uluslararası Para Fonu (IMF) ile olan ilişkileri giderek sarpa sarıyor. Çünkü hükümetin ekonomisine yön veren etkin isimlerle birlikte hükümete bu konuda danışmanlık yapan isimlerde IMF ile yapılacak anlaşmanın krizden çıkışı kolaylaştırmak yerine iyice zorlaştıracağına inanıyor. Bu konuda fikrine başvurduğum önemli isimlerden aldığım bilgiler böyle.

            Hatta bir yetkilinin konuya yaklaşımı ise aynen şöyle;

            IMF politikaları krizden çıkmayı kolaylaştırmıyor. Türkiye anlaşmaya imza koymayarak zaman kazanıyor. Böylece IMF’den taviz alma, kendi şartlarımızı kabul ettirme şansımız da artıyor. Çünkü geldiğimiz noktada taviz verecek taraf IMF. Hazine tahvil ihracıyla kısa süre önce borçlanma yaptı. Para buldukça, dışarıdan borçlanma imkânı oldukça IMF’in şartlarını kabul etmenin bir anlamı yok. Elindeki parayı kullandırması gereken taraf IMF. Ayrıca IMF’in Türkiye’ye dayattığı şartlar normal dönemler için geçerli.  Krize ortamında Türkiye’nin taleplerini dikkate alması gerekir.’ 

             Özellikle iş dünyasının ümit bağladığı IMF anlaşmasına, hükümet cephesi aynı pencereden bakmıyor. Seçim öncesi IMF ile anlaşmaya yönelik oluşan hava ve heyecan hükümet cephesinde tamamen olması bile önemli oranda dağılmış görünüyor. Çünkü karar verme noktasındaki yetkililer, IMF’in dayattığı anlaşmaya imza atılırsa, IMF’in politikalarıyla krizden çıkılmasının zorlaşacağına inanıyor.

            Piyasaların ‘yeşil ışık’a ihtiyacı olduğunu söyleyen bir başka yetkili ise IMF ile dayattığı şartlarda yapılan anlaşmanın ‘yeşil ışık’ olamayacağına dikkat çekti. Görünen o ki, Türkiye’nin küresel ekonomik krizden çıkışı için bir reçete olabileceğine inanılan IMF anlaşması olmayabilir.  

            Bu konuda Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın sözleri de önemli ipucu veriyor; ‘Kamu borcunun milli gelire oranı azalıyorsa ve siz bunu kontrol altında tutabiliyorsanız bu durum ekonomiye olan güveni artırıyor. Merkez Bankası’nın, politika yapıcısının mutlaka bir ’B’ planının olması gerekir.’

            Yani Merkez Bankası’nın da IMF ile olan ilişkilere bakışı ‘B’ planı noktasında.

           

 'Elselam Hürriyet’ ‘Esselah Milliyet’

 

            Suriye’ye yapılan turizm çıkarmamız bayağı renkli geçmiş anlaşılan. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve beraberindekiler, Dedeman Grubu’nun Suriye’de işletmeye başladığı üç otel için Şam’da düzenlenen açılış törenine katılmışlar. Bakan Günay, gecede ilginç bir Arapça ile törene damgasını vurmuş.

            Günay, Atatürk’ün darb-ı mesel haline gelmiş ‘Yurtta barış, dünyada barış’ sözünü Arapça olarak ‘Elselam filvatan, elselam filalem’ diye kullanmış. Hürriyet’ten Vahap Munyar’a göre böyle. Milliyet’ten İbrahim Ekinci ise Suriye ile olan iyi ilişkilere atfen Bakan Günay’ın ‘Esselah fi vatan, esselah fi âlem’ sözünü mesaj olarak kullandığını yazıyor.  

            Bakan Günay devam ediyor; ‘Artık çevremiz ’düşman’la değil ’dost’la çevrili. Bu, turizme katkı sağlıyor. Çünkü turizm, barış projesi gibi.’ Buraya kadar doğru, ama doğru iletişim kanalları, doğru kelimeler ve doğru cümleler kurmak, kullanmak gerekir.

            Bakan Günay’ın iki gazetecinin iki ayrı şekilde aktardığı Arapça olarak kullandığı ifade, onun vermek istediği mesajı Suriyelilere ne kadar anlattı bilemiyorum. Kime çevirisini yaptırmışsa birincisinde gramer, ikincisinde anlam yanlışlıkları söz konusu. ‘Es-Selam Fi’l-Vatan Es-Selam Fi’l-Âlem’ şeklinde kullanılsaydı daha doğru olurdu. ‘Es-Sulh’ da ‘Es-Selam’ yerine kullanılabilirdi. 

             Benden bu kadar.

           

            DP’nin A Takımı’nda eksik çok

 

            Demokrat Parti (DP) 16 Mayıs Cumartesi günü yapılan olağanüstü büyük kongrede, hem yeni genel başkanını hem de partinin en etkili organı olan 50 üyeli Genel İdare Kurulu (GİK) yeni üyelerini tespit etti. Sağ diye bir seçmenin kalmadığı ülkemizde DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, sağ söylemlerden epeyce kopmuş bir şekilde merkez sağı toparlayabilmek için GİK’te yeni isimlere yer verdi. Ancak arasında memleketin ekonomisine dair, küresel krize yönelik, ulaşım, enerji meselelerine atıfta bulunacak bir tane dahi isme rastlayamadım.

            Acaba DP Genel Başkanı Cindoruk, yeni dönemde CHP’nin ekonomi politikalarından ve politikacılarından mı faydalanacak? Malum olduğu üzere Cindoruk, son dönemde merkez sağda siyasetten ve siyasi söylemlerden ziyade CHP’ye yakın olmakla, aynı dili kullanmakla eleştiriliyordu. Acaba…

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp