Top
Güntay Şimşek

Güntay Şimşek

gsimsek@htgazete.com.tr

20/02/2013

Bakan da isyan bayrağını çekti!

Uzun süredir ithalatı ıskalayan yetkililerimizin, son bir yıldır uyanmaya başladığını söylersem yanlış olmaz da nasıl uyandıkları tartışma konusu. Halen daha ihracatta rekor güzellemeleri yaparken, istatistiklerle oynayıp dış ticaret açığını küçültmeye çalışırken yine gerçekler gözlerinden kaçıyor.
Türkiye gibi ithalatın bu kadar kolay olduğu ikinci bir ülke var mı, bilmiyorum. Hatta ihracatını önemli oranda ithalata borçlu olan, iç tüketimini ciddi seviyelerde ithal malla karşılayan bizim gibi ülke örneği de yok.
Türkiye'den Japonya'ya jant ihraç eden İnci Holding Maxion Jant Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Zaim, geçen hafta Dünya Gazetesi'ne verdiği röportajda diyor ki: "İthalatın bu kadar kolay olduğu yere yatırım gelmez. Türkiye'ye ithalat yapmak o kadar kolay ki yatırım yapmaktansa ithal etmek daha cazip." Başka söze gerek var mı? Dünyanın en zor pazarına ihracat yapan bir işadamı söylüyor. Türkiye'nin son dönemde otomotivde önemli boyutta yatırım çekemediğini ve bunun masaüstü kadar, masaaltı teşviklerden kaynaklandığını ifade ediyor Mustafa Zaim.
Şimdi Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın otomotiv devi Volkswagen'e yönelik sert sözleriyle ithalat politikamızı yorumlayalım. Türkiye'nin en çok satan 3 otomobil markasından biri olan, ancak ülkemize yatırıma sıcak bakmayan VW'nin daha önce en çok satan modeli Jetta'nın Meksika'dan yapılan ithalatına yüzde 1 0 Gümrük Vergisi getiren hükümet, yeni tedbirlerin sinyalini yakmışmış. Geçiniz. Şimdiye kadar neredeydiniz? Türkiye'de yatırım yapanların kabahati nedir?


İthal oto en çok kamuda!

Doğuş Grubu'nun temsilciliğini üstlendiği otomotivlerin en önemli tüketicisinin kamu olduğu gerçeğini bilmeyen yoktur sanırım. Maliye Bakanlığı güya makam araçlarının satışını gerçekleştirip kamudaki giderleri aşağı çekti. Halbuki o makam araçlarının büyük çoğunluğu kiralık ve yeni Audi, VW gibi ithal araçlar olarak döndü. En azından kamuda kiralık olarak kullanılan araçlar için Türkiye'de üretilmiş olma şartı konabilirdi. Ama öncelikle böyle bir vizyonun olması gerekirdi.
Yıllarca ithal edilen ilaçtan yüzde 8 KDV alınırken, Türkiye'de imal edilmek üzere ithal edilen ilaç hammaddesinden yüzde 18 KDV alanlara sormak lazım: Neden böyle yaptınız? Kafası çalışan bir kişi de mi yoktu? Peki, milli ilaç sektörünün ve benim de uyarılarımla geçen yıl bu ayıp düzeltilirken hammaddedeki vergi oranını neden yüzde 8'e çektiniz? Daha aşağıya indirip, Türkiye'de üretimi teşvik etmek yerine ithalata niçin göz kırptınız? Her sektörde benzer çarpıcı örnek var. Uzun lafın kısası, ithalat politikamız yok. Şayet olsaydı, 10 yıldır yerli kömüre dayalı bir tane dahi termik santral faaliyete geçmemişken, bu kadar kolay ithal kömürle çalışan elektrik santralları kurulamazdı.
Ekonomi Bakanı Çağlayan boşuna kızıyor. Volkswagen'in Türkiye'de yatırım yapmamasının çok ağırına gittiğini söylüyor. Doğuş Grubu iyi çalışıyor, Türkiye'de otomotiv satmada da başarılı. Türkiye'de değil dünyadaki distribütörler arasında alanında bir numara seçilmiş. Kızmayın, ağırınıza da gitmesin, zaman kaybetmeden tedbir alın. AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği anlaşması nedeniyle iki ülke arasındaki ticarette vergi sıfır gibi bahaneleri geçin. Alınabilecek epeyce masaaltı teşvik modeli var. Birazcık kafa yorun yeter...


Akaryakıtı Gür ile dağıtacak SOCAR'ın doğalgaz ortağı kim olacak?

Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi Socar, Ramsey'in sahibi işadamı Remzi Gür ile üç şirkette ortaklık yaparak Türkiye içinde akaryakıt dağıtımını bu şirketlerden biriyle yapmaya hazırlanıyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'ndan (EPDK) lisans çıkmış, işlem tamam. Ancak benzer bir gelişme de Türkiye'nin Azerbaycan'dan aldığı doğalgaz kontratlarının özel sektöre devrinde ve SOCAR'ın Türkiye pazarına yönelik elindeki doğalgazın yurtiçinde pazarlanmasında yaşanacak. Bu alanda da yeni isimler ortaya çıkacak gibi...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp