Detaylı tasarım ve küçük dokunuşların, uçuşu bu denli konforlu hale getireceğini denemeseydim, ne inanırdım, ne de sizlere anlatabilirdim. THY, lezzetli ikramlarından sonra kabin içindeki konforu, uyku bohçasıyla bir kademe daha yukarı çekmiş.
Yaklaşık 37 bin feet yüksekte ve adeta bulutların üstünde uyuyormuş gibi bir keyifle seyahat etmek ister misiniz? Ben, İstanbul- Boston hattında böylesine konforlu bir uçuş ve uyku deneyimi yaşadım. Evdeymiş gibi bir uyku keyfini hem de pamuk tarlasına benzeyen bulutların üstünde, gökyüzünde deneyimledim. Türk Hava Yolları’nın (THY) bu hafta uçmaya başladığı İstanbul-Boston hat açılışında, ilk defa hizmete sokulan “Sky Illusion Uyku Koleksiyonu”, tasarımı ve renkleriyle, özellikle ilk binişte dikkat çeken viskon bel yastıklarıyla uçağın içine de ayrı bir hava getirmiş. İlk deneyenlerinden olmak da güzeldi. Hostesimiz Seda Yılmaz, elinde bir bohçayla gelince şaşırdım. Benden müsaade istedi, koltuğumdan kalktım. Bohçayı açtı, içinden uyku pedini (döşek konumunda), yastık ve yorganı çıkardı. Yatağımı hazırlamasını izledim. Bohçanın dışında kalsa da bu takımın bir parçası olan visko dolgu bel yastığını ve oldukça güzel tasarlanmış, ayağımdan çıkarmak istemediğim terlikleri de hatırlatayım.
Bedenin dilinden anlayan ince bir tasarımın, küçücük dokunuşların, uçuşu bu denli konforlu hale getireceğini denemeseydim, ne inanırdım, ne de sizlere anlatabilirdim. Tek kelimeyle THY, ikramdan sonra kabin içindeki konforu uyku bohçasıyla bir kademe daha yukarı çekmiş.
REKABET ARTIK UYKU SETİNDE
Birkaç yıl öncesine kadar havayolları, uzun uçuşlarda first ve bussines sınıflarda çeşitli tasarımlarda üretilen tam yatar koltuklarla birbirleriyle rekabet ediyordu. Bir süre sonra ise tam yatar koltukların eni, boyu ve masaj yapması gibi ekstra özellikleriyle yatağa dönüşme halinde sağladığı konforun oranı devreye girdi. Ancak normal bir koltuğu tam yatar pozisyona getirip, yatağa dönüştürseniz bile; zemin sertliğinin yanı sıra, yatak pozisyonunda sırt, oturma ve ayak bölümündeki bileşenleri ne kadar düz bir konuma gelse de bir bütün olarak evdeki yatağın yerini tutmuyordu. İşte bu arayışlar sebebiyle havayolları, ‘uyku setleri’ni hareketli bir ortama, uçak kabinine ve koltuğuna göre tasarlayarak gökyüzüne çıkardı. Eskiden bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar koltuk üreticisi ve tam yatar pozisyona getirilen koltuklar vardı. Ama uyku setleri konukların konforunu farklılaştırmada, bir adım ileriye götürmede farklı işlev görmeye başladı. Koltuklar standart hale gelince rekabet de bu yöne kaymaya başladı.
YATAĞI KABİN EKİBİ HAZIRLIYOR
Singapur Havayolları’nda uyku setinizi hostesiniz getirip yatağınızı hazırlıyor. Zira business sınıfta en geniş koltuklara sahip olan havayolunun koltuklarını bir yolcunun yatağa dönüştürmesi teknik olarak pek mümkün değil. Yolcu uyumak için koltuğunu full flat (tam yatar) pozisyona getirmek için arayışa girdiği an, Singapur kabin personeli, uyku pedi (döşek) yorgan ve yastığıyla uyumaya hazır bir yatak olarak yolcuya teslim ediyor. Airbus 380’in first class’ında çift kişilik yatağı gökyüzüne çıkaranın Singapur Havayolları olduğunu unutmayın lütfen.
Emirates Havayolları’nda ise first class’ta tam anlamıyla bir seremoni söz konusu. Koltuk, sadece özel uyku setiyle yatağa dönüşmüyor; pijamadan terliğe, adeta bir yatak odası hazırlanıyor. Business class’ta da yine özel uyku setiyle koltuğu yatağa dönüştürme operasyonu kabin ekibi tarafından yapılıyor. Klasik battaniye ve yastıkla yetinmeyen, üst sınıfta rekabetin bu tarafına azami değeri veren başka havayolları da söz konusu. Özellikle ikramlardan sonra havacılık sektöründe ‘uyku setleri’nin revaçta olduğunu söylemek mümkün. Havayollarının üst liginde gerçekleşen bu yarışa son katılan ise THY oldu.
THY’ye özel uyku koleksiyonu
Zorlu Tekstil tarafından, Taç Wonderfly markasıyla THY için geliştirilen uyku bohçası tasarımı, yolculara mükemmel bir seyahat deneyimi yaşatmak adına adeta sınırları zorluyor. Uzun menzilli uçuşlarda business class yolcularına, bulutların üzerinde ev rahatlığını vaad ediyor. “Sky Illusion Uyku Koleksiyonu” THY’nin ayrıcalıklı seyahat konsepti dahilinde, yolcularına Türk misafirperverliğini en iyi şekilde yaşatmak adına tüm uzun menzilli uçuşlarda kullanılmak üzere geliştirilmiş. Ben de test ettim, kesinlikle başarılı.
Geleneksel tasarımlı bohça paketler
Zorlu’nun ekibi, THY ile işbirliği yaparak, Türk misafirperverliğinden esinlenerek tasarladığı koleksiyonda, her ayrıntıyı incelikle düşünmüş. Bulutların yumuşaklığını anımsatan özel kumaşlar kullanılmış. En hoş tarafı ise Türk toplumunda ev sahiplerince yüzyıllardır misafirperverlik göstergesi olarak kullanılan ve Türk kültürünün değişmez bir parçası olan ‘bohça’ tasarımlı paketler içerisinde uyku setinin sunulması... Bohçalarda, koltuklara uyarlanabilen ebatlarda, kaymayı önleyecek şekilde tasarlanmış ‘uyku pedi’; yumuşak saten kumaşıyla vücudu kaplayan ve vücut ısısını muhafaza eden ‘yorgan’; uzun uçuş süresince baş ve boynu rahatlatan, standart ebatlarda uyku yastığı; otururken beli kavrayan visko dolgusu; yaslanıldığında bel ergonomisine göre şekil alabilen ‘bel yastığı’ ve yüzde 100 pamuklu, özel kapitone kumaşla ayak rahatlığını sağlayan ‘terlik’ten oluşuyor. Yetmedi; ayrıca rahatlatıcı etkisiyle bilinen Aloe Vera özleri de yumuşak dokulu kumaşların içinde yerini almış. THY’nin bohçası ilk defa Boston uçuşunda hizmete girdi ve ben de ilk deneyen olmaktan müthiş keyif aldım...
‘Her yaz eşimle 40 gün gezerdik’
Gülten Dayıoğlu, benim çocukluk ve gençliğimin en önemli yazarlarından. Yazdığı 79 kitapla benim çocuklarıma da rehberlik ediyor. Bugüne kadar 107 ülke gezen Dayıoğlu, Airport programında konuğum oldu. Kitaplarına da konu olan ilginç seyahatlerini konuştuk. Pazar 16.15’te Habertürk’te olacak. O sohbetten birkaç anekdot:
- “İlk yurtdışı gezimizi 1970 yılında, külüstür arabamızla, Bulgaristan’a yaptık.”
- “Bütçemiz dardı, yanımıza evde yaptığımız poğaçalar, sucuk alırdık... Paramızı aracımızın karnını doyurmak için harcardık.”
- “Ben Kütahyalıyım. Herhalde Evliya Çelebi’den bir şey değdi ve bana geçti. Seyahat bir dürtü.”
- “Eşim avukat, ben öğretmendim. Her yaz tatilinde 40 gün gezerdik.”
- “Ganj Nehri’nde tekne ile gezerken, etrafımda yarısı turna balıkları tarafından yenmiş ölüler yüzüyordu.” n “Uçakla Güney Amerika’ya giderken birden şampanyalar patladı. Meğer Ekvator’u geçişimizi kutluyormuşuz.”
- “Afrika’da ağaç evde kaldık. Gece büyük bir gürültüyle uyandık. Meğer yılbaşını tencere ve tava ile kutluyorlarmış.”
Dünyada gece yapılan tek F1 Singapur Havayolları’na emanet
Geçen yıl Singapur’a gittiğimde ilginç bir teklifle karşılaşmıştım: “Ferrari’nin Formula 1 için dizayn edilmiş aracıyla Singapur’un içindeki F1 pistinde tur atmak ister misiniz?” Reddedilecek bir teklif olmadığına göre Ferrari’nin direksiyonuna bir rehberin kılavuzluğunda oturdum. Gündüz vakti tur attım. Ancak Singapur’daki bu pistin özelliği dünyada şehir içinde gece yapılan tek F1 yarışına ev sahipliği yapıyor olması. Geçtiğimiz hafta Singapur Havayolları yetkilileriyle bir araya gelince Formula 1 Singapur Grand Prix’sinin isim sponsoru olduklarını öğrendim. 2014 Formula 1 yarışı Singapur Havayolları’nın adını taşıyacak ve Marina Bay Street Pisti’nde 19-21 Eylül tarihleri arasında gece düzenlenecek. F1 meraklıları için Singapur ilginç olabilir.
