Top
Güntay Şimşek

Güntay Şimşek

gsimsek@htgazete.com.tr

16/04/2013

GDO ile ticari oyun mu?

Bir haftadır gündemi meşgul eden GDO'lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) pirinç skandalının ciddi bir oyun olduğuna dair kuşkular ortaya çıkıyor. Tuhaftır, başlangıcından bu yana konuya balıklama atlayan gazeteler, yazarlar da bu itibarsızlaştırma oyununun bilinçli ya da bilinçsiz bir parçası haline geldiler. Sadece pirinç ticareti yapanlar değil, bakanlıklar, bakanlar, üniversiteler, laboratuvarlar da dahil topyekûn ülke olarak itibarımızın sıfıra indiği bir hadiseyle karşı karşıyayız. Bu olay perspektifinden gıda ve sağlıkla ilgili tüm konuları tahlil etmeye kalktığımızda karşımıza iyi bir tablo çıkmayacaktır.
Mersin Limanı'nda 3 Türk firmasına ait 23 bin ton pirince çeşitli sebeplerden el konulmasıyla başlayan süreçte bir sakatlık söz konusu. Çünkü el koyma ve sonrasında dava aşamasında numuneleri tahlile göndermede kendi mevzuatlarımıza bile uymamışız.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan uzmanlar eşliğinde alınması gereken örnek numuneler için bu kriter bile göz ardı edilmiş. Tahlil için gönderilen İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) laboratuvarı da akredite değil. Hatta İTÜ laboratuvarında, bir akademisyenin hazırladığı raporla pirinçte GDO tespitlerine rastlanıldığına kanaat getirilerek tutuklamaların yapılması bile tuhaf. Çünkü İTÜ, kurumsal bir raporun olmadığını savunuyor ve topu bir akademisyene atıyor. Madem İTÜ akredite değil, o akademisyen neden bu sorumluluğu alıyor? Savcı veya diğer yetkili kurumlar neden yeterliliği olmayan bir laboratuvarın araştırmasıyla yola çıkıyor?
Anlaşılan iki bakanlığın çakışan yetki alanları ve pirinç ticareti üzerinden menfaat teminine yönelik oyunlar bürokrasinin ya kafasını karıştırmış ya da onları oyunun bir parçası haline getirmiş. Zira başka türlü bu karışıklığı izah etmek zor. "Biyolojik terör" ve "kaçakçılık" iddialarıyla tutuklanmanın bu kadar kolay olduğu, iki bakanın karşılıklı olarak aykırı beyanlarda bulunduğu bir olayda, ciddi şekilde ticari bir oyun, birilerinin önünü kesme, itibarsızlaştırma adımlarından başka ne olabilir?


Böyle bir araştırma ancak Türkiye'de olur

Araştırmaya muhatap olan pirinçlere GDO sebebiyle el konulmamış. Kırık pirinç mi, yoksa yemlik mi? Bunun sebebi de kesinlikle sağlık veya gıda hassasiyeti değil. Vergilendirme. Hayvan yemi olarak kullanılan ile insan yiyeceği olarak gümrüklerden ülkemize giren pirinç arasındaki vergi farkı sebebiyle yapılmak istenen laboratuvar araştırmasından böyle bir neticeye varmak, ancak Türkiye'de olur!
Öte yandan her konuda Avrupa Birliği (AB) mevzuatlarına, yaptırımlarına atıf yapan yetkililerimiz, pirinçte veya herhangi bir gıda ürününde GDO tespit etmede dahi sıkıntı yaşıyor ve bizlere de yaşatıyorsa biz neyi tartışıyoruz? AB mevzuatlarında net bir şekilde gıda ürünlerindeki GDO oranının binde 9'un altında kalması durumunda bulaşık olarak ele alınacağına dair hüküm var. Yani bir üründe binde 9'un altında GDO tespit edilirse bulaşık olarak, üstündekilerin ise GDO'lu ürün olarak muamele görmesi gerekir.
Türkiye ye hayvan yemi sokarken GDO yu sorun etmeyenlerin, bulaşıklık konusunda da düzenleme yapmaları gerekmez mi? Daha net ifadeyle, bu işin farkında olanlara oyun oynamak, birilerinin ticari itibarını sarsmak için bir alan oluşturulmuş olabilir mi?
O kadar net bir oyun ki; laboratuvara gönderilen pirinç için yetkililerden 3 konuda cevap beklenmiş: GDO var mı? Varsa bulaşık mı, değil mi? Bulaşıksa hangi genetik zincirden? Akredite olmayan İTÜ laboratuvarı ise "GDO var" diyerek konuyu kapatmış. Ve arkasından tutuklamalar, ticari itibarsızlaştırmalar başlamış. Hukuki dayanağı olmayan bir araştırmayla bir konu buralara kadar getirilir mi?
Birçok temel gıda maddemiz ya tam mamul olarak ya da hammadde olarak ithal ediliyor. Peki, onların durumunu öğrenmek için de bir itibarsızlaştırma kavgası mı beklemeliyiz?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp