Maliye Bakanlığı’nın kamunun kullandığı makam araçlarının satışını gerçekleştirip giderleri aşağıya çektiğine vurgu yapılmasının akabinde, bazı otomotiv ithalatçıları rekor satışlar açıklamaya başlamıştı. Çünkü makam araçları satılıp yerlerine yeni ithal oto kiralama devri başlamıştı. Bu dönüşümü araştırıp birkaç yazı yazdım. Geçen yıl 20 Şubat’taki yazımda “İthal oto en çok kamuda” diyerek devletimizin ileri gelenlerini uyardım. Düzenleme bir yıl gecikmeyle de olsa yapıldı. Hükümet yetkililerinin hakkını teslim edeyim, vizyoner davranamadıklarını ve yanlış adım attıklarını örneklerle ortaya koyunca, hatalarından dönüyorlar. Buna dair birçok örneği kendi adıma, kendi yazılarımdan ve uyarılarımdan hareketle verebilirim.
Mesela otomotiv sektörünün tamamının teşviklerle desteklenmesinin tutarlı olmadığını, kendi içinde ayrıştırma yapılarak ülkemize kabiliyet kazandıracak kritik, motor vs. gibi alanların ön planda tutulmasının doğru olacağını usanmadan yazınca düzenleme geldi. İnternetten yurtdışından alışveriş mevzuunu da yazmıştım, akabinde gereği yapıldı. Mamul ithal ilacın KDV’sinin yüzde 8, ithal hammaddesinin ise yüzde 18 olduğuna dair tutarsızlığı da gündeme getirdim, 6 ay içinde bu saçmalık da giderildi. Örnekleri epeyce uzatmam mümkün.
Şimdi dönelim en fazla ithal oto kullanan kamu tarafındaki yeni düzenlemeye. Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, bakanlar, Genelkurmay Başkanı, Diyanet İşleri Başkanı, yüksek yargı kurumları başkanları ve generalleri kapsayan devletin üst yönetimine zırhlı olanlar da dahil olmak üzere yabancı menşeli araç alınabilecekmiş, ama bunların dışındakilere ithal oto kullanma yolu bundan böyle kapanmış. Yanlış anlamadıysam şu veya bu şekilde, yani kiralık bile olsa kullanımına sınır konmuş. Bankaya kurumun parasını yatırıp karşılığında “hibe” adı altında araç tahsisi de buna dahil.
“237 Sayılı Taşıt Kanunu Kapsamında Edinilecek Taşıtların Menşei, Silindir Hacimleri ve Diğer Niteliklerinin Belirlenmesine Dair Karar” bu aydan itibaren yürürlüğe girmiş. Böylece yukarıda sıralanan makamların dışındakiler, hibe dahil her ne surette olursa olsun yabancı menşeli binek ve station-wagon cinsi taşıt kullanamayacak. Bence yerinde ve doğru bir karar. Ama epeyce gecikildiğinin de altını çizeyim.

Kürt petrolü sığınacak liman arıyor

Türkiye’nin, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKYB) ile gizli Enerji Anlaşması yaptığına dair ilk bilgiler ortaya çıkmadan önce Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattı’na tartışmalı olarak Kuzey Irak’tan boru hattı bağlanacağı haberlerinin ardından, bu işin başımızı ağrıtacağına dikkat çektim. Türkiye’deki bazı yetkililer, Kuzey Irak’ta enerji kaynakları olan Genel Enerji gibi şirketlere ve İngiltere’deki bazı akıl hocalarına inanarak bu şekilde ucuz doğalgaz ve petrole kavuşacağımıza inandılar. Kimsenin aklına bunun politik maliyetini hesaplamak gelmedi. Şu an Kürt petrolü Akdeniz’de sığınacak liman ararken, Bağdat-Ankara ilişkileri de iyice bozulmaya başladı. Galiba bu sorunu da düzeltmek, Suriye’den Musul’a geçen Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarına düşecek! IŞİD, Kandil’e de uğrar mı, zaman gösterecek...