Top
Güntay Şimşek

Güntay Şimşek

gsimsek@htgazete.com.tr

10/02/2023

Büyük deprem ve yetersiz organizasyon!

Yaşadığımız felaketin yüzyılın en ağır doğal afeti olması organizasyon hatalarını, eksikliğini izah etmeye yetmiyor. Yolların, havalimanlarının, altyapının zarar görmüş olması da gerekçe olamıyor. Çünkü zaten bu tarz riskler için hazırlıklı olmak gerekiyor. Maalesef kritik olan ilk iki gün çok sıkıntılı geçti.

AFAD’ın organizasyonu, çalışma yapısı merak konusu. Bende acil durumlara müdahale etme kabiliyeti, imkanı ve araçları olan bazı önemli kurumları aradım. Deprem öncesi onları bir organizasyon planına dahil eden olmadığı gibi deprem yaşandıktan sonra da arayan, soran bile olmamış. Onlarda kendi imkanları çerçevesinde ve kendi kararlarıyla depremden iki gün sonra harekete geçmişler. Halbuki AFAD veya hangi kurum acil durumda devrede olacaksa kimde ne olduğunu, kabiliyetlerini bilip, olay yaşandığı an harekete geçirmesi gerekirdi. Bunun olmadığını çok net yaşadık.

AFAD gibi acil durumlarda devrede olacak kurumların bir bakanlığın çatısı altında değil, bakanlıkların üstünde örgütlenip, ülkenin tüm imkanlarını seferber edecek yetkinlikte olması icap ediyor. Bizdeki en önemli sorunlardan birisi organizasyon, diğeri ise kurumların yapısının, isminin, tabelasının sık sık değiştirilmiş olması.

Türkiye’nin acil durumlara müdahale edecek kurumlarında ve organizasyon yapısında sorunlar olduğunu geçen yıl orman yangınları sebebiyle de gündeme getirmiştim. İlgilenen olmadı. Orman yangınları şehirlere, fabrikalara uzandığı zaman müdahalelerde tuhaflıkların ortaya çıktığını kısa süre önce yaşamıştık. Benzer şekilde limanda çıkan yangına geç müdahale edilmesinin sebebi de koordinasyon ve organizasyon. Karışıklık söz konusu. Ülkemizin acil durumlarda hava, kara ve deniz araçlarını sevk ve idare edebilecek, donanımıyla devrede olacak, daha etkin ve yetkin kuruma ihtiyacı var.

Mesela Türkiye’nin TSK’da, Emniyet Genel Müdürlüğü, diğer kamu kurumlar ve özel şirketlerde 400’e yakın helikopteri var, ama depremde ulaşılamayan yerlere ilk gün kaç tanesi gitti bilinmiyor. Bu helikopterleri kimin yönlendirme yetkisi var, o da bilinmiyor. EMASYA’nın kaldırılmasından sonra bir organizasyon karışıklığı olduğunu limandaki yangına uzun süre sonra havadan müdahale edilip söndürülmesinden anlıyoruz. Türk Hava Kurumu’nun yangın söndürme uçakları ve tecrübesi var. Ama acil durumda AFAD tarafından sahada organizasyonun bir parçası yapılmadığını görüyoruz. THK, TSK ve diğer bir çok kamu kuruluşu kendi inisiyatifiyle deprem bölgesinin yardımına koştu.

Türkiye’nin acil durumlar karşısında ne yapacağına dair sorunları var. Bölük pörçük hareket ediliyor. AFAD ve Kızılay, bu yapılarıyla b işin altından kalkamıyor. En azından AFAD’ın yetkin, donanımlı ve liyakatli kişilerle yeniden ele alınarak direkt Cumhurbaşkanlığına bağlı hale getirilmesi gerekir. Bir de bu iki kuruma güvenin artırılması lazım.

İmar ve vergi barışlarıyla kanunların sürekli geçersiz hale getirildiği, kalitesiz bina üretiminin desteklendiği, dürüst vatandaşın sürekli cezalandırıldığı ülkede yaşadığımızdan depremleri yıkıcı etkisi de faza oluyor. İstanbul’da Başakşehir diye bir ilçemiz var. Bilinen bir caddesi, bir şehirleşme planı bile yok. Aynı Başakşehir Belediyesi, Turgut Özal’ın ödüllü Bahçeşehir’ini de vizyonsuzluğuyla bozdu. Bir disiplin olmadan yüksek yüksek binaları yan yana dizdi. Son 10 yılda öyle karıştırdı ki, Özal mezarından kalksa tanıyamaz. Deprem bölgesindeki en önemli şehrimizin sadece bir bölümündeki gelişme bu şekilde. Son yıllarda İstanbul'un nüfusu da azaltılacağına iki katına çıkarıldı. Beklenen depremde nasıl bir tablo ortaya çıkacağını tahayyül bile etmek istemiyorum.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp