Top
Güntay Şimşek

Güntay Şimşek

gsimsek@htgazete.com.tr

07/02/2013

Kim kazanırsa kazansın 3. havalimanının asıl oyuncusu THY!

Daha önce, "3. havalimanında Türk Hava Yollan (THY) sürpriz yapabilir" diye not düşmüştüm. Konunun detaylarından haberdar olmayanlar, birazcık yanlış anlamış. Mevzu şu; Ulaştırma Bakanlığı ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Atatürk Havalimanı'nın yerine ikame edilecek 3. havalimanı için konsept bir proje olarak ihale ilanına çıktı. Yani kapasite, pist, taksi yolları gibi ana konulara vurgu yapıp projenin detaylandırılması kazanacak grup ya da şirketlere bırakıldı.
Şimdi dikkat buyurun lütfen; Atatürk Havalimanı'nın en önemli müşterisi THY ve ortalama yüzde 70 kapasitesini kullanıyor. 3. havalimanında bu tablonun devam edip etmeyeceği önemli. Çünkü böyle bir risk var. Neden mi?
Halihazırda görünen risklerle, 3. havalimanının 42 ile 48 ayda bitip-bitmeyeceği ciddi bir tartışma konusu. TAV, Atatürk Havalimanı'nı ihalesini kazandığı 10 yıllık süre boyunca yani 2021 'in başına kadar kullanır, diye düşünüyorum. Fakat bu sürede, Atatürk Havalimanı mevcut büyüme ve gelişmelere paralel olarak ihtiyaçlara cevap veremeyecektir. Ve THY ile diğer bazı şirketler mecburen kendilerine yeni bir merkez (HUB) bulmak zorunda kalacaktır.
Şu an itibarıyla THY Yönetimi'nin kafasında Sabiha Gökçen Havalimanı ikinci HUB olarak şekillenmiş durumda. Ama bu durum başka havalimanlarının pozisyonuna göre de değişebilir. Sabiha Gökçen veya Ankara Esenboğa ile birlikte Antalya ve İzmir Adnan Menderes akla gelebilir. Ama yeni HUB'ın kendi yolcu potansiyelinin de olması gerekir.
Öte yandan bir havayolu 200 uçaklık filoya ulaştıktan sonra büyüme hedefleri ve network ağını yapılandırarak rahatlıkla ikinci HUB'ı oluşturabilir. Bazı durumlarda yeni HUB'lar daha verimlilik sağlar. Riskleri minimize eder. Mesela Amerika'da United Airlines'ın yaklaşık bin 250 uçağı ve 11 tane HUB'ı var. THY, Atatürk Havalimanı'nın kapasite meselesi sebebiyle Sabiha Gökçen'i ikinci HUB olarak yapılandırdığı an, trafiğin bir kısmı da buraya kayacaktır. Öyle ki, 3. havalimanı zamanında bitirilse bile artık THY için tek HUB olarak yapılandırılması zorlaşacaktır. Görünen en önemli risklerden birisi bu.
Atatürk Havalimanı için şu an itibarıyla yeni çalışmalar yapılıyor. Saatlik kapasitesinin 70 uçağa çıkarılması, uçak park alanı sorununun Askeri Havalimanı tarafının sivil bölüme dahil edilmesiyle kısmi çözümü planlanıyor. Ama bunların hiçbirisi yeni havalimanı hayata geçinceye kadar ihtiyaçlara cevap vermeyecektir. İşte bu yüzden THY kendine yeni bir HUB bulmak zorunda.
İhaleyi kim kazanırsa kazansın, THY'nin kapısını çalacak, gönlünü yapmaya, işbirliği içinde olmaya çaba gösterecektir. Çünkü yeni havalimanının konsept bir proje olması esnek davranmalarına fırsat veriyor. Dolayısıyla THY için özel terminal, otel, yönetim binası, çeşitli tesislerini taşıyacak imkânlar sunmak zorundalar. Sadece THY de değil, Lufthansa gibi Türkiye trafiği yoğun olanlar da ilgi alanında olmak durumunda.
Ve daha önemlisi yeni havalimanı, THY'nin ikinci HUB'ı ile de rekabet halinde olacaktır. Trafiğin yönlendirilmesinde DHMİ ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü şartları zorlamaz ise rekabet argümanı haline gelecektir. Mevzuatlar, hem terminal hem de havalimanı işletmeciliğinde havayollarının önünü kestiği için ihalelere giremiyorlar. Ama yeni havalimanındaki bu durum sebebiyle, çeşitli gruplar ihale öncesi THY'nin de kapısını yoğunlukla çalıyorlar. Çalmaya da devam edeceklerdir...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp