Top
Güntay Şimşek

Güntay Şimşek

gsimsek@htgazete.com.tr

03/04/2013

İhracatta artış hızı binde bilmem kaç!

Her şeyde kendimizi saçma sapan rekorlara, artışlara odaklarsak varacağımız yer tuhaflıklar diyarı olur. Buyurun o diyarlardan birine. Henüz mart ayı ithalat rakamlarını Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) açıklamadı. Fakat Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) âdet haline getirdiği organizasyonuna devam ederek martın ihracat detayını erken verdi: "Mart ayı ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre binde 3 artış ile 12 milyar 550 milyon dolar oldu." Olaya böyle mi yaklaşılır? Nisan ayı için de "İhracatımız yüz binde 3 artı" şeklinde bir açıklama yaparsa şaşırmamak gerekir.
Halbuki hayatın normal akışı içinde inişler de olur, çıkışlar da. Bunlar bazen bizden kaynaklanır, bazen dışarıdan. Kendimizi dürüstçe ifade etmek yerine sürekli başarıya odaklanmış halde iyi rakamlar açıklamayı âdet haline getirirsek, bir süre sonra yanlış yapmaya başlarız. İşte bu aşamada TİM, o yanlışı yapıyor.
Ayrıca yaptıkları ihracat artış etkinliklerinin tutarlı bir yanı da yok. Yapılması gereken, ithalat ile ihracat rakamlarını karşılaştırarak açıklamak. Bunda korkacak bir şey yok. Hepimiz biliyoruz ki, Türkiye'nin ihracatçıları aynı zamanda ithalatçılarıdır.
Bir defasında THY'nin bir hat açılışına, Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu ile birlikte TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi (aynı zamanda THY Yönetim Kurulu üyesi) ve eski başkanı Oğuz Satıcı da katılmıştı. Oğuz Satıcı ile sohbete dalmıştık ve Hamdi Topçu yanımıza gelerek bana, "Oğuz Satıcı'nın TİM'den ayrılmasını ve şu anki TİM'i nasıl buluyorsun?" şeklinde ortalığı renklendirmeye matuf bir soru yöneltti. Ben de, "Oğuz Satıcı TİM Başkanlığı'ndan ayrıldı, ithalat patladı" şeklinde cevap verince, Hamdi Topçu da muzip bir şeklide gülerek, "Konuya hiç bu tarafından bakmamıştım" yaklaşımı sergiledi.
Şimdi Mehmet Büyükekşi'nin de ithalat mevzuuna bir de bu açıdan bakması gerektiğini düşünüyorum. Bırakın ihracatı da ithalatın artmasında ihracatçıların, TİM'in ne kadar kabahati var?


Merkez Bankası'na ve Egemen Bağış'a...

Sayın Bakan, siz Avrupa Birliği'nden (AB) sorumlu bakansınız. İtalya da AB üyesi ve Türkiye bu ülkeyle 3 milyar dolarlık ciddi bir helikopter anlaşması yaptı. İşte o anlaşmada yani T-129 ATAK Helikopteri Projesi'nde birazcık gecikme yaşanıyormuş. Motoru hafif mi kalmış ne, devreye Amerikan şirketi, galiba Sikorsky girmiş deniyor. Aynı zaman "Başmüzakereci" olmanız hasebiyle gerçekleri sizden öğrenebilir miyiz? Proje neden gecikiyor? Daha ne kadar gecikir? Sahiden Amerikan Sikorsky, İtalyan AgustaWestland'ın Türkleştirilmiş "T-129 ATAK Helikopteri"ne destek verir mi?
Sayın Merkez Bankası'na hükmeden yetkililer, bankanızın yönetim ve denetim kurulunda boş bulunan iki koltuğa cuma günü iki isim atandı. Yönetim Kurulu Üyeliğine Vergi Başmüfettişi Fahrettin Özdemirci getirildi. Merak-ı mucibimi mazur görün, ama bu normal bir durum mudur?

 

Erken gaza geliyoruz...

Geçen yıl Akdeniz'de Türkiye'yi sinirlendiren rüzgâr esiyordu, şimdi ise başka bir hava var. Bir yıl önce İsrail-Kıbrıs Rum Yönetimi ittifakını konuşuyorduk. Şimdi İsrail özrünü ve sonrasını. İki gün önce ise İsrail, Akdeniz'de kurduğu ve ülkenin enerji ihtiyacında dışa bağımlılığını azaltmasında büyük rol oynayacak Tamar kuyusundan çıkardığı doğalgazı borularla İsrail'e aktardı. Ve böylece enerjide dışa bağımlılığı önemli oranda azaldı. Tek gerçek bu. Halbuki Mavi Akım'dan gelen Rus gazı Türkiye-KKTC üzerinde İsrail'e gidecekti. Şimdi ise İsrail gazı üzerimizden Avrupa'ya gider mi onu tartışıyoruz? Amerikan'ın bulduğu kaya gazı, Japonların denizin dibinde keşfettiği ve Karadeniz'de olan metan gazını unutuyoruz. Denizde gaz aramak, denize boru döşemek yıllar alıyor. Bu sebeple hesaplı davranmak ve kendimize gaz bulmak durumundayız, gaza gelmek değil...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp