Top
Güntay Şimşek

Güntay Şimşek

gsimsek@htgazete.com.tr

02/04/2013

3 kişinin tam puanı mı 8 bin kişinin sıfırı mı?

Aslında eğitimde ağlanacak bir tablo var ortada. Ama bunu bile törenlerle övünç meselesine dönüştürüyoruz. Yükseköğrenime Geçiş Sınavı'nda (YGS) 8 bin kişi sıfır çekmiş. Fakat ÖSYM Başkanı geçmiş ekran karşısına, 3 kişinin tam puan almasından övünerek bahsediyor. Halbuki bu sistemde birinci olmanın hiçbir anlam ifade etmediğini önceki örneklere bakarak görmek mümkün. Bu nedenle aklı başında hiçbir eğitimci de bu sonuçlara sevinemez.
Neden mi? Çünkü bireysel başarıları açıklamak ve bunlarla reklam yapılmasına ortam hazırlamak sadece eğitimde haksız rekabete sebep oluyor, toplam eğitim kalitesine zarar veriyor ve eğitimin ticarileşmesine katkı sağlıyor. Bu sebeple okulların ve dershanelerin dereceye giren öğrencilerle reklam yapılmasının önüne geçilmesi gerekir. Bunun yerine eğitim kurumlarının toplam başarısından bahsedilirse, mesela en başarılı okullar açıklanırsa sınav yarışı sebebiyle rekabet tabana yayılabilir. Bu birinci husus.
İkinci konu ise ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir'in sorunsuz bir sınav yapmış olma heyecanı sebebiyle, sınav sistemindeki bu tür problemlerin nelere mal olduğunu ve olabileceğini görememesi. Evet, ÖSYM Başkanı eğitimdeki tartışmalara vesile olan ve son yıllarda negatif argümanlarla anılan kurumunu, açıklanan sonuçlara göre son sınavından başarıyla çıkardı, hatta kısa sürede neticeleri açıklayarak takdir topladı. Ancak bunlar yeterli mi? Ciddi bir vizyonsuzluk söz konusu değil mi?
Kısa sürede sınav sonuçları açıklanmış ve 3 kişi tam puan yaparak birinci olmuş. Şimdi birinciler, ikinciler, üçüncüler bilmem kaç puan alanlar, okullar, dershaneler kandırmaca ve aldatmaca reklamlara başlar, 3 tane daha birinci çıkarmak için milyonlarca insanı peşlerine takar, paralarını alırlar. Halbuki başarılı okullar, toplam puanları ve isimleriyle açıklanırsa, bu tablo değişir. Okullarda, dershanelerde dereceye girmek üzere seçilmiş öğrencileri, yarış atı gibi özel sınıflarda eğitime tabi tutamazlar.
Başbakan Erdoğan'ın, 'Dershanecilik olayını kaldıracağız' çıkışıyla gündeme gelen tartışmalara bir de bu gözle bakın. Bir kurmayının, 'O kadın ineğini satmaz, ama çocuğu da o ineği güder başka bir şey yapamaz!' sözünün dershanelerin kapatılmasını askıya aldığı söyleniyor. O kurmaya tavsiye,
'Güdülen ineklerle bu kadar uğraşma... '

Zeytinburnu sahilindeki malum kuleler, Anadolu yakasından bakıldığında, Ayasofya Müzesi ve Sultanahmet Camii'nin fotoğraf karesine girmesi nedeniyle 'İstanbul'un silueti bozuluyor' denerek eleştirilmişti. Halbuki işin bir başka boyutunda ise Başbakan Erdoğan'ın belediye başkanlarını uyardığı rant detayı var. Bir süre önce uçaktan çektiğim yukarıdaki fotoğraf, bu rant tablosunu açıkça ortaya koyuyor; 'Neden sadece üç kule yüksek.' Hafta sonu Başbakan, bazı belediye başkanlarının plan notları ve emsallerle oynadığını söyleyerek, 'Tarih sizi affetmez' demişti. Haklı. Şimdi adil davranılırsa, Zeytinburnu kuleden geçilmez. Gök delik deşik olur.
Bu kadar mı? Elbette hayır. Bu kadar kuleye bir de dilimizi, kültürümüzü altüst edecek yabancı isimler bulmak gerekir. Neler olabileceğini hafta sonu gazetelerde yer alan emlak reklamlarından topladım. Buyurun;
Konsept Halkalı, Silence İstanbul, Acity Outlet Center, Anatolium, Trump Tower, Nurol Tower, Pelican Hill, Soyak Evo Star, Dooble Park, MAI Residence, Exen İstanbul, Glow 3, Corridor Suryapı, istwest Feryapı, Westblock, Rings İstanbul, Foresta Sarıyer, Pega Kartal Ege Yapı, İstanbul Lounge...
Yakında şehrin adını da İstanbul City yaparlarsa şaşmayın...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp