Başlık dikkatinizi çekti mi? Bir diyetisyen olarak söylüyorum; gerçekten kilo almak daha zor. “Yesinler işte, yerlerse kilo alırlar” diyor olabilirsiniz ama yiyemiyorlar. Mideleri sanki hiç boşalmıyor. Bu duyguyu anlayabiliyor musunuz?

DİYETİSYENLERE kilo vermek için gidiyor insanlar. Peki çok zayıf olanlar? Ne yaparlarsa yapsınlar, çok isteseler de kilo alamayanlar? Kimse onlarla ilgilenmiyor sanki. Onlar nasıl olsa zayıf ve zayıflık nasıl olsa tüm dünya için iyi bir şey... Bir de onlara sorun bakalım. Bana kilo almak için gelenlerin sayıları az ama sıkıntıları büyük. Yıllardır diyet yapan biri onları anlamıyor ve kızıyor. “Ne diye geliyor ki size? Yemek yesin, kilo alır” diyor.

Bu mantıkla ilerlersek, onlar da kilo alanlar ve veremeyenler için “Çözüm basit; yemesinler. Neden yemeden duramıyorlar ki?” diyebilirler. Bu kadar basit mi? Demek ki iki taraf için de bu iş o kadar kolay değil. Birbirinizi anlamasanız da ben sizi anlıyorum ve bugünkü konumu kilo almaya çalışanlara ayırıyorum.

NEDEN ZAYIFIM?

Tıpkı kilo almanın sebepleri olduğu gibi zayıflığın da bir veya birkaç sebebi olabilir. Eğer anneniz 40, babanız 50 kiloysa, sizin de 43 kilo olmanız normal. Yani zayıflık aileden gelen bir özellik olabilir. Metabolik bir sorun, emilim bozuklukları ve tiroit hastalıklarında da zayıflık oluşabilir. Çölyak gibi hastalıklarda da bir dönem zayıflık görülebilir. Bir anda zayıfladıysanız mutlaka bir iç hastalıkları, endokrin uzmanına gidip nedenini bulmak için gerekli tahlilleri yaptırın.

Sağlık kontrolerinden geçtiniz, hormonlarınız normal, alerjiniz yok, bir sorun bulunmadı ve hâlâ zayıfsınız. Burada bir sorum var size: İştahınız nasıl? Zayıf olan herkes az yiyor anlamına gelmez. Az yediği, iştahsız olduğu için zayıf olan da var, çok yediği halde kilo alamayan da...