Top
Gökhan şen

Gökhan şen

gsen@bloomberght.com

27/12/2019

2020: İhracatçı, kurumsal, yatırımcı ve meraklısı için parite tahminleri

Kimilerinin hayatında meşhur son sözler vardır. Bilgisayarın bir elektronik alet olarak yayılmayacağını düşünenden, telefonu gereksiz gördüğünü söyleyenlere kadar tarih büyük yanılgılara şahitlik etmiştir.

Finansal piyasalar aslında meşhur son sözler için en uygun ortamı sunar. Belirsiz bir geleceğe doğru bakıp tahminler yapmak gerekir. Kimi zaman siyah kuğulardan kimi zamansa tahminlerin temelsizliğinden düşünceler gerçek hayatta realize olmaz. Gerçeğe dönüşmeyen bu dilekler manzumesinin en iyi yansıdığı alanlardan biri de kur piyasasıdır.

A kuru, b kuruna karşı bu yıl % x kadar yükselir tahmini bir kez yapıldıktan sonra işler tam terse gidebilir. Nominal zararlar oluşabilir. Bilançolar sapabilir ya da üretici maliyet yapamaz duruma gelebilir. Yerel paranın zayıfladığı bir yılda ihracatçı olmak çok keyifli olabilir ancak aynı paranın reel olarak güçlü kaldığı 7 yıl boyunca da dış ticarette bulunmak mümkündür. Hatta bunların hepsi bir arada dahi yaşanabilir.

Kur tahmini yapmak mecburidir. Senaryosu olmayanın aldığı finansal riskten de haberi olmaz. Bu sebeple, kur tahminlerini devamlı olarak yok saymaya çalışmak ya da kaderi yanlışlanmak olan bir ‘faaliyet olsun diye faaliyet’ şeklinde düşünmek yanıltıcıdır. Bugün her ciddi şirket, ekonomik birim ya da tahminci bir kur varsayımı ile çalışmak zorundadır 

*

2019’un hikayesi kısaca şuydu. ABD ekonomisi, faiz indirimlerinin de etkisi ile yoluna devam eder. Bir yandan Başkan Trump ticaret savaşlarını sürdürür Bunlar kısmen riskten kaçış ve Dolar’a giriş getirir. Kısmen ise Dolar varlıkların tercih edilmesi bu para birimini destekler. Zayıf AB ekonomisi ve düşük enflasyon, merkez bankasını aksiyona zorlar. Bol likidite ve zayıf makro koşullar Euro’yu baskılar. Brexit belirsizliği aşılana kadar Pound zayıf seyreder. Belirsizlik ortadan kalkınca ise sarkaç tersine döner. Bu arada gelişen ülkelerde hayat belirtileri zayıf olduğu için nominal getiriler de zayıf kalır.

Geriye dönüp bakınca, 2019’un hemen hemen böyle bir yıl olduğunu görmek mümkün. Euro %3 değer yitirmiş, pound 1,202lerden 1,3’e dönmüş ve gelişen ülke kurları %1,5 değer yitirmiş. En sorunlu olanlarından TL ise güçlü bir dönüş ile yılı enflasyon kadar eriyerek kapatmak üzere.

Senaryo yazmanın önemine bir nebze inandıysak birlikte 2020’ye bakalım.

*

2020’nin makro trendlerinde Çin’in biraz hızlanacağını, küresel mali koşulların ve para politikalarının destekleyici olmaya devam edeceklerini görüyoruz. Gelişen ülkelerde sorunların azalması ile yavaşlamalar hızlanmaya dönecek. Brexit belirsizliği sona erecek, ABD ekonomisi resesyon yüzü görmeyecek. Başkan Trump yeniden seçimleri kazanarak 2. kez ABD Bakanı olacak ve ticaret savaşlarından bir nebze nefes alabileceğiz*.

ABD’de seçim yılı olması sebebi ile şartlar her zamankinden daha zorlayıcı olacak. Başkan’ın ismi piyasalar tarafından çoktan satın alınmış olsa da arada fiyatlanabilecek diğer olasılıkların ABD Doları’nı zayıflatma potansiyeli var. Amerikan Merkez Bankası içinse yıl sakin geçecek. Bu senaryoya göre, doların makul ölçüde değer yitirmesi şimdilik küresel konsensüs durumda.

Bloomberg terminaline tahmin girenlerin yıl sonu ortalama beklentileri Euro / Dolar için 1,16 seviyesinde. Yani Euro’nun %5 civarı değer kazanması bekleniyor paritenin tersinden bakarsak.

Tahminlerin hemen hemen hiç değişmediği kur ise Pound. Piyasa, çoğu fiyatlamanın önden yapıldığı fikrinde. GBP’nin 2020 yılını 1,35 civarında tamamlayacağı görüşü hakim. İngiltere için kurun seyrini temelden değiştirebilecek faktör Brexit (31 Ocak) ve sonrasındaki geçiş periyodu. Buralarda bir sorun yaşanmaması halinde paritenin güçlü kalabileceğini varsayabiliriz.

2019’un en fazla heyecan yaratan para birimlerinden biri de milli paramız olmuştu. Yıla çok büyük bir devalüasyonla başlayan kur devamında toparlanmış ve dolara karşı 5,40’lı seviyelere kadar denemişti. Karamsar tahminler tutmamış, bankalar batmamış ve ekonomi dipten dönmüştü. Bunların sonucunda yılı 6’nın altında kapatmaya oldukça yakınız. Bu da enflasyona yakın bir değer kaybı demek.

2020 için birçok yerli, yabancı ve uluslar üstü kurumun beklentisi milli hasılamızın %3 civarında büyümesi. 2020, 2019’un aksine ithalatın arttığı ve büyümenin iç talepten geleceği bir yıl olacak. Bunun, cari denge ve enflasyon üstünde makul bir baskı oluşturması bekleniyor. Terminale tahmin giren 20’ye yakın kurumun ortalama beklentisi 2020 sonunda Dolar / TL’nin 6,30’lar civarında kapanacağı yönünde.

Doğaldır ki bunu değiştirebilecek çokça faktör var. Büyümenin yukarı zorlanması durumunda kur ve enflasyonun tepki vermesi gibi. Ya da dış ilişkilerde oluşabilecek yeni bir olumsuzluğun kurda izlenmesi gibi. Elbette olumlu ihtimaller de var. Doların beklenenden zayıf seyretmesi, küresel bir şok yaşanmaması durumunda sermaye akımlarının cömert olması ve enflasyonun gerçekten tek haneye inerek orada kalabilmesi örneğin…

*

Kur tahmin etmek değil mesele. Makul bir senaryo oluşturmak ve ona göre uygun tahminler ile hazırlıklı olmak. Başka türlü maliyet yapmak, akış yönetmek ve değer biçmek mümkün değil. Kuru tahmin etmek bir spor değil, zorunlu bir faaliyet. 

* Daha ayrıntılı 2020 beklentileri için son birkaç yazıma bakabilirsiniz. 

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp