Top
Gökhan şen

Gökhan şen

gsen@bloomberght.com

20/12/2019

2020 Yazıları: Çin ekonomisi bu yıl da çökmüyor

Eskiden uluslar arası piyasalara yeni başlayanların ilk ölümcül hatası Japon Yeni ya da Japon bonoları hakkında iddiaya girmek olurdu. Sonu hep hüsranla sonuçlanırdı. Yüksek tasarruf ve yaşlanan & azalan nüfus sebebiyle ülkede enflasyon hiç canlanmadı.

Japon modası yıllar içinde yerini Çin’e bıraktı. Çin’e giriş dersinden geçen her okur & yazar düzenli olarak Çin’in batışını öngördü. Daron Acemoğlu konuya üstün körü değinip geçti. Liberal cepheden gelen tüm yorumlar, hemen her zaman olumsuzdu.

Batı stili ile olmuyorsa olmamalıydı. Tersten söylersek, demokrasi / insan hakları / ifade özgürlüğü / serbest girişim / serbest sermaye akımları olmadan ekonomik başarı da sağlanamazdı.

Ama sağlandı.

Şimdi biz bunun devamını tartışıyoruz. Bense, bu yazıda ondan küçük bir kesit aktaracağım. 2020 yılında Çin ekonomisinin görünümünü paylaşmak arzusundayım. Yani büyük resmi görmeyeceğiz.

 

* Kaynak: Bloomberg

*

Çin’de büyümeyi sınırlayan kısa ve uzun vadeli gelişmeler var.

Uzun vadeli ve kalıcı eğilimlerden en önemlisi sabit yatırıma dayalı ve gittikçe verimsizleşen kamu kaynaklı büyüme modeli. Önceki yıllarda ucuz iş gücü ve devamlı artan sanayi üretimi ile Çin hem alt yapı hem de dış ticaret fazlası ile bu modeli başarı ile yürüttü. Ancak sürekli artan toplam borçluluk, azalan verimler ve Çin’in artık sıkleti ve yapısı sebebiyle minik dış ticaret fazlaları üretebilmesi bu oyunu bozdu.

Artık Çin, yüksek tasarruf & düşük harcamadan daha fazla iç talebe yöneliyor. Bu sebeple eski endüstrileri devrene çıkarıyor, fazla kapasiteden arınıyor ve vatandaşlarına ‘tüketin’ diyor. Bunun için daha fazla liberal bir sermaye hesabı ve özel girişimlerin öne çıkması gerekiyor.

Hayat dikensiz gül bahçesi değil elbette.

Bu uzun vadeli trendleri bozmak için devreye bölüm sonu canavarı Amerika girince konu kısa vadeli risklere geliyor.

Ticaret savaşları ile beraber Çin’in entelektüel hırsızlık yapan mekanizmaları, devlet kapitalizmi sayesinde rekabet avantajı kazanan sanayisi ve kur & faiz politikaları ile finansman derdi çekmeyen sektörleri şimdilerde baskı altında.

Kur devalüe edip ihracatta öne çıkmaya çalıştığı anda ABD kur manipülatörü ilan ederek ülkeyi sistem dışına atmakla tehdit ediyor. Faizleri çok düşürdükleri takdirde %5’lere varması beklenen TÜFE’nin yükselme ihtimali bulunuyor. Zaten milli hasılanın %300’üne varan özel sektör + yerel yönetimler + kamu borcu bileşiminden hesapladığımız toplam borç daha da şişme riski taşıyor. Üstelik eski ekonomiyi yenisi ile değiştirme işi henüz yapım aşamasında olduğu için düşük faizlerin olumlu etkisi de tartışmalı bir noktada.

Bir yandan, ülkede uzun müddet sonra ilk kez iflaslarda ve finansal risklerde artık gözle görülür artışlar yaşanıyor.

Ne yapmalı?

*

Çin’de popüler soru bu. Komünist Parti’nin ‘10 yılda ekonomiyi 2 katına çıkartma’  vaadi için süre bu yıl doluyor. %6 büyüme gerekli. Ülkenin hava kirliliği, yoksulluk ve rüşvet ile mücadele için koyduğu hedefin son senesi yine 2020. Üstelik 5 yıllık kalkınma planının da son senesi!

Riskleri bertaraf edecek itidalli bir büyüme mi ehven? ABD’ye boyun eğmeden yükselen kızıl orak ve çekiç bayrağı göklerde mi dalgalanmalı? Türkçesi, uzun vadede sürdürülemez büyüme politikaları ile mi devam etmeli Çin?

Açıkçası bunun kararı verilmedi.

Bu yüzden 2020’de Çin’in bildiğini okumaya devam edeceğini varsayıyoruz.

Gelecek yıl tahminen şöyle bir Çin ekonomisi göreceğiz:

2018 sonunda ve 2019 başında devreye çok güçlü kredi desteği  ve vergi indirimleri girdi. Bunun etkileri hissedilmeye başlandı. Bu sebeple geçen yılki kadar olmasa da teşvik politikalarının süreceğini ve toplam talep koşullarındaki eksikliğin merkezi yönetim tarafından doldurulacağını göreceğiz. Jenerik olarak kullanabileceğimiz merkezi bütçe açığını %4 kabul edersek, erime sürecek.

İç talep koşullarında ise gerek hane halkının yüksek borçluluğu (son 10 yılda 2 katına çıkarak milli hasılanın %60’ını geçti) gerekse de kurdaki kayıplar sebebiyle alım gücü düşen tüketici bekleyişteydi. Üstüne artan enflasyon ile beraber harcanabilir gelirler düşünce ortaya tüketimde duraksama tablosu çıktı.

Enflasyonun ikinci yarıda düşme potansiyeli, geciken ve biriken alımların devreye girmesi beklentisi ile birlikte görünüm olumluya dönmek üzere.

Çin’i en çok zorlayan konu şüphesiz ABD ile ilişkiler. Başkan Trump şu ana kadar %10’lar civarında seyreden Çin tarifelerini Çin’den gelecek kabaca 350 milyar dolarlık mal için iki katına çekti bile. En son imzalanan Faz 1 Anlaşması ile bunun bir kısmı geri alındığı için umutlar hala yerinde. Küresel ekonominin dipten dönüşünü de hesaba kattığımızda Çin ekonomisi buradan da katkı bekliyor.

Geleceğine karar vermeden, mevcut düzeni koruyan ve beklentilerin aksine belki de büyümesini bir parça ve bir süreliğine artıracak Çin’in 2020 görünümü böyle. Ne var ki uzun vadede milli hasılanın yavaşlaması hala baz ve kaçınılmaz senaryo. 

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp