DEMEK ki kriz aşıldı.
İmralı'ya BDP'lilerden önce Mehmet Öcalan'ın gitmesi, devlet-BDP-İmralı üçgeninde bir kriz olduğuna işaret ediyordu.
BDP'nin önemli bir ismi cuma günü şöyle demişti:
"Pazar veya pazartesi günü İmralı'ya Öcalan Ailesi'nden biri giderse bil ki bir sorun var ve Öcalan'ın sözlerini aktarmak üzere aileden biri görevlendirildi."
Nitekim pazartesi günü Mehmet Öcalan adaya gitti, ardından da Başbakan bir açıklama yapıp "BDP'den bir liste gelmedi ki adaya kimin gideceği belli olsun" diyerek soruna işaret etti.
Dün de BDP'nin İmralı listesi belli oldu.
Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve Altan Tan.
Sırrı Süreyya Önder, bu sorunun çözülmesi için kendini adamış bir isim.
Etnisiteden bahsetmeyi sevmem ama Önder'in bir Türk aydını olduğunu söylemek lazım. Son seçimlerde CHP'den milletvekilliği adaylığı konuşulurken, CHP'nin yaklaşımlarından rahatsız olup bağımsız olarak Meclis'e giren ve BDP çatısı altında siyaset yapan, tek derdi "kanın durması" olan pırıl pırıl bir siyaset adamı.
Altan Tan, Kürt siyasal hareketinin içinden ama bağımsız tavırlı. Örgüte uzak değil ama yakın da değil. Şimdi AK Parti'den milletvekili olan Mehmet Metiner gibi o da bir süre AK Parti çizgisinde siyaset yaptı. Ardından
BDP'ye gitti. Hem Kürt milliyetçilerinin hem AK Parti'nin hassasiyetlerini bilen bir isim.
Pervin Buldan ise İmralı'ya gidecek üçlünün en ilginç ismi.
Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük "uyuşturucu baronlarından" birinin, Savaş Buldan'ın eşi. Savaş Buldan uyuşturucu ticareti yaparken, Buldan Ailesi'nin PKK'lısı ve siyasetin içinde olan ismi, ağabey Necdet Buldan'dı. Savaş Buldan'ın faili meçhul bir cinayetle öldürülmesinden sonra Necdet Buldan yurtdışına kaçtı ve PKK'yla birlikte hareket eden Kürt siyasetçilerin Avrupa'daki önde gelen isimlerinden biri oldu. Daha sonra PKK'yı eleştirerek ayrıldı. Örgüt, infaz edilmesi kararını verdi. Halen PKK'ya uzak ama siyasal Kürt hareketinin içinde. PKK'yı eleştiren yazılar yazıyor.
Pervin Buldan ise eşinin ölümünden sonra dahil olduğu siyasette, PKK yönünde siyaset yaparak yükseldi. PKK'nın legal siyasi kolu olan partilerde hep görev aldı. Ancak yine de "yumuşak" bir isim.
Ben İmralı'ya gidecek kadroyu çok yerinde buldum.
Eğer bir yere varılacaksa, bu ekip doğru ekiptir.
Treylerciler denetim ve vergi istiyor
OTOMOBİLLERİN altına girerek ölümlü kazalara neden olan treylerlerin üreticilerinden önemli bir bölümünü çatısı altında bulunduran Treyler Sanayicileri Derneği'nin Yönetim Kurulu Başkanı Recep Serin ve yönetim kurulu üyelerinden bazıları dün gelip dertlerini anlattılar.
"Yazdıklarınızın hepsi doğru, hepsinin arkasındayız" dedi Recep Serin ve durumlarını anlattı.
"Biz de denetim istiyoruz ama sadece yolda denetim değil daha üretim aşamasında" dedi.
Sektörde 200'e yakın firmanın treyler ve damper imalatı yaptığını ancak bunlardan sadece 20 kadarının "yeterlik belgesine" sahip olduğunu söylüyor TREDER.
Gerisi merdivenaltı diye tanımlanan ve hiçbir denetime tabi tutulmayan, hiçbir standardı olmayan küçük atölyelerde imal ediliyormuş dorse ve treylerlerin.
"Peki bunlar nasıl plaka alıyor?" diye sordum.
"Sahte yeterlilik belgeleriyle" dediler.
Sanayi Bakanlığı'nın bu standart dışı ve yetersiz imalathaneleri yeterlilik almaya zorlaması veya kapatması gerektiğini söylediler.
Ayrıca bu "yetersiz" treylerlerin plaka almak gibi bir derdi de yokmuş.
"Treylerler çekicilerden ayrı plakalandırılıyor. Ancak plakalandırılan treylerlerin taşıt vergisi yok. Bu yüzden de takip edilmiyorlar. Bir treyler hurdaya çıksa bile bunun plakasını alıp başka bir treylere takmak mümkün. Doğru düzgün denetim ve takip yok. Türkiye'de herkes vergiden kaçar, biz ise bu treylerlerin cüzi de olsa vergilendirilmesini ve takibini istiyoruz. O zaman standart dışı treylerler azalır" dediler.
Ben de kendilerine, bilinen ve uluslararası konumdaki üreticilerin ürettikleri treylerlerdeki küçük taşıtların treylerin altına girmesini engelleyecek düzeneğin yetersiz olduğunu, Silivri'deki kazada Krone marka bir treylerin "dandik" tamponunun ölümlü kazayı engelleyemediğini fotoğraflarıyla gösterdim.
Treylercilerin çözüm önerilerini ve "dandik" olmayan tamponlarla ilgili görüşlerini de yarın yazalım.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
"Kim olmuş ki ben olayım" demediğimiz zaman.
