BU dönemin "türedi'' gazetecileri var, isimlerini saymaya gerek yok, az çok büyük bölümüne ismen aşinasınızdır.
Bu "türediler'' genelde pek bir şey söylemiyorlar.
Bir fikirleri, bir zikirleri falan da yok zaten.
Sadece yüksek perdeden haykırarak önemli bir şey söylüyormuş izlenimi yaratmaya çalışıyorlar. En çok ve sadece yaptıkları şey ise geçmişin ve hatta bugünün güçlü ve etkili gazetecilerine çamur atıp, kendilerince medya etiği dersi vermek.
En çok söyledikleri de bu gazetecilerin geçmiş dönemlerde siyasete müdahale ettikleri ve siyaseti dizayn etmeye çalıştıkları.
Bunların saldırısı altındaki gazeteciler geçmişte siyaseti dizayn etmeye çalıştılar mı bilmiyorum.
Mutlaka bunu yapmış veya yapmaya çaba göstermiş olanları vardır ve böyle bir durum medya etiğiyle, medyanın görev alanıyla asla bağdaşmaz.
"Türedilerin'' bu konudaki eleştirileri haklıdır.
Fakaaaat!
Bu eleştirileri yapan "yeni dönem türedi gazetecilerin'' derdinin asla ve asla medya etiği veya dürüst gazetecilik olmadığı her geçen gün biraz daha ortaya çıkıyor.
Bunların derdi aslında, "Biz niye bunları yapamadık. Biz niye siyaseti dizayn edecek kadar güçlü gazeteciler olamadık"tan ibaret.
"Türedi gazeteci'' sınıfına sokmaktan imtina edeceğim Fehmi Koru bile böyle yapmadı mı?
Yıllarca Bilderberg toplantılarına katılan birkaç gazeteciye demediğini bırakmadı.
Sonra kendisi aynı toplantıya davet edilince topukları poposuna vurarak bu toplantıya katılmadı mı?
Koru bunu yaparsa "türediler'' ne yapmaz!
Elbette siyaseti de ticareti de dizayn etmeye, hatta bunların arasında "arabuluculuk'' yapmaya bile soyunmaz mı?
Soyunurlar elbet.
Ve zaten soyunmuşlar bile.
Bu türedilerin en ünlüsü, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olması beklenen "Çare'' siyasetçiyle buluşmuş.
İstanbul'un Nişantaşı'ndaki en klasik ve en lezzetli lokantasında bir araya gelmişler.
"Türedinin'' sesi hayli yüksek olduğu için yan masalardakiler de konuşmaya isteyerek veya istemeyerek kulak misafiri olmuşlar.
Dinleyenlere göre aralarında şöyle konuşmalar geçmiş:
Türedi gazeteci, Çare siyasetçiye "Aday olursan Tayyip Bey'e hiç dokunmayacaksın, o zaman bizimkiler de sana dokunmayacaklar başkan, anlaştık mı?'' demiş.
Siyasetçi, kendini iktidar partisi adına konuşmaya yetkili gören türediye, ''Ben asla ve asla Tayyip Bey'i eleştirmem, hatta başkan seçilirsem kendisiyle Kadir Bey'den daha uyumlu çalışırım. Lütfen bunu ilet sayın Başbakan'ıma'' yanıtını vermiş.
Ardından ikili İstanbul'un diğer ilçelerinde kimlerin başkan olması gerektiğine dair fikir alışverişinde bulunmuşlar.
Gayet samimi ve bol kahkahalı sohbetin ardından ayrılmışlar.
Olay duyulunca bir internet sitesinin muhabiri, türedi gazeteciyi aramış ve buluşmayla ilgili sorusuna şu yanıtı almış: "Ne konuştuğum sizi ilgilendirmez. İstediğim her şeyi konuşurum. Size mi soracağım ne konuşacağımı.''
Bu "absürd'' buluşmanın kodlarını çözmeye çalışanlara tavsiyem, Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu'ndaki bazı isimleri hatırlamaları.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

Güzelliğin geçici, aptallığın ise kalıcı olduğunu bildiğimiz zaman.