Önce şunu önemle belirteyim...Bu yazı kişi ve kurum eleştirisi değildir. Sadece bana ait olan kendi fikirlerimdir. Kimse lütfen üstüne alınmasın. Radyo ve televizyondan maç anlatmak, tamamen bir sanattır. Bir spor spikeri yayını rezil veya vezir edebilir. Bu meslekte, olmaz ise olmaz denilen şartlar ise "şu anda yayıncılık dünyasında tam olarak oluştu mu" sorusunu, maddeler halinde siz sayın okuyucularla paylaşmak istedim. Görüşleriniz benim için çok önemli.

1- Maç anlatırken çok konuşmak seyirciyi yorar.

2- İkili anlatım yapan yorumcular çok tecrübeli olup, kulağa hep tanıdık gelecek ses renklerinden oluşturulmalıdır. (BBC VE SKY-İNGİLTERE, TVE-İSPANYA, RAİ-İTALYA) Bu ülkeler konu Ne ilgili kesinlikle taviz vermezler.

3-Spikerlik sanattır. Sanatta sıra olmaz, bu işi iyi icra eden spikerler kesin tercih sebebidir. Bu benim görüşüm değil, bu mesleğin kanunudur.
4- Spor spikeri branşlaşmalıdır. Olimpiyat kültürü ve Dünya kupaları tarihi ve oyun kurallarını bilmeyenler, bu meslekte eninde sonunda infilak eder.
5- İyi bir maç spikeri önce radyoda yetişir. Radyo anlatımında, "eee, ööö, aaaa, şey, galiba" gibi dil sürçmesi hatalarını  ısrarla yapanlar, spiker olamaz!
6- "Ben 35. dakikada söylemiştim, kaleci çok hata yapıyor" türü cümleler, sizi seyirci gözünde antipatik yapar. Bu maddeye bizzat tanık olduğum için sizle paylaşıyorum.
Kalabalık bir ortamda maç seyrederken seyirci bağırdı; "Ulan ben görmüyormuyum, gözümün içine sokuyorsun, kötü kaleci kardeşim işte, uzatma..." Üzüldüm, ama sustum..
7- Ve benim fikrim: Uluslararası maçlarda, inanılmaz şovenist yorumlara şiddetle karşıyım, çünkü futbol bir oyundur.  Maçın  heyecanını f yansıtmak başka,  rakibi düşman gibi  göstermek başka... Bu yüzden HONDURAS-SALVADOR savaşı çıkıyordu. Spikerlikle ilgili, zaman zaman bu satırlarda yine sizlerle paylaşacaklarım olacak...

Ertuğrul Günay İnönü Stadı ve yıkım...
"İnönü Stadı yıkılsın, nükleer santral yapılsın..." Slogan, Çarşı grubuna ait...
Ertuğrul Günay, KüttiJi" bakanı: "İnönü Stadı'n genişletmem!"
Yıldırım Demirören, Beşiktaş Başkanı: "Mayıs ayında ilk kazmaç vuracağız..."
Ercan Taner, vatandaş: "Ne olacak bu işin sonu? Ne zaman net bir cevap verilecek?
Bu stad olacak mı, olmayacak mı?" Cevap lütfen...

Yıllardır bu 3 isim, sayfa kurtardı, televizyon futbol programlarında can simidi oldu..
"Daum Galatasaray'da", "Magath İstanbul'a gelirim" dedi... "Lucescu Beşiktaş'a evet dedi..." Ertesi gün, "Luce Fenerbahçe ile görüşüyor..." Mayıs, Haziran Daum ve Lucescu ile geçiyor bizde... Aynı kiraz mevsimi gibi... Daum haberleri yine devam edecek galiba... "Sözleşmesi 30 Haziran 2011 günü bitiyor... Franfurt'u ligde tutarsa, kalacakmış." Mayıs'ı kurtardık... "Magath 2013'e kadar VVolsburg'da", maalesef
Haziran'ı kurtaramadık... LUCESCU'lu günlere hazır olun. Shakhtar, Avrupa Şampiyonu olsa bile, onsuz bir gün geçirmeyeceğiz herhalde, kiraz bitene kadar...

Bilmeyen, bilmediğini bilmeyen aptaldır, uzak durun!
Bilmeyen, bilmediğini bilen eğitimsizdir, eğitin! Bilen, bildiğini bilmeyen uykudadır, uyandırın! Bilen, bildiğini bilen liderdir, izleyin! ÇİN ATASÖZÜ