Kendisini çok severim... Milli takımla üçüncü olduğu dünya kupasında, saç modeli ve giyimi dahil, herşeyi yerden yere vurulmuştu ama, şu gerçeği söylemeye itiraz edenler, maalesef, Milli takıma dünya çapında müthiş başarıyı getirdiği 2002’yi çabuk unutturdular. Sonrası malum, gittiler ve geldiler ile geçen bir dönem... Kaleciyken çok maçını anlattım, örnek sporcuydu. Şimdi, protokol tribününde yaşananların öncesinde veya sonrasında gösterdiği tavırda sonuna kadar haklıdır. O, etten kemikten yapılmadır ve her zaman Bizans oyunlarından uzak kalmıştır. Bu tarz oyunlar, Şenol Güneş’i sarsamaz. Çünkü Güneş balçıkla sıvanmaz...

Borçlanarak büyümek !
İktisadi terimler bana pek uzak değildir , okuduğum için ...Yukarıdaki başlık ise beni hep korkutmuştur. Borçlanarak büyümek! Futbolda , bu tarz düşünceler sizi uçurum n kenarına götürür ve İMF ’lik yapar. Transferleri yaparsınız, milyarlar harcarsınız, amacınız gelecek yıllarda dünya çapında bir kadro kurmaktır. Fakat bir yerde patlarsınız. Mesela teknik direktörünüz uyumsuz çıkar. Ya da oyuncuların ızın pili bitmek üzeredir. Siz de bu sıra da borçlanarak büyümektesinizdir, sonra bir bakarsınız MARX’ın devinim teorisi gerçek olmuş (HER ŞEY , EN BAŞTAN , YENİDEN BAŞLAR !)... Borçlar kalır, büyüklük durur ve siz de batar gidersiniz. Kimse üstüne alınma ın, bu yazıda başkanlar, yöneticiler ve takım adları zikredilmemiştir . Spor kulüpleri devletsel yapı olmadığı için , Simon Kuper’in dediği gibi “mutlaka birileri yine çıkar ve borçları öder...” Futbolun garip sihri de budur...

Galatasaray üzerine
Bu yazıyı niçin yazıyorum. Asırlık çınarlarda, bazen dev dallar kendini taşıyamaz ve kendini bırakır. O sırada çınar altından geçenler, kendini bırakan yaşlı dallardan korunamazlarsa, kaybolur giderler. Çınar yine durur, tüm heybetiyle... Bazen toplumlar birbirlerini benimsemezler, uzlaşma olmazsa savaş çıkar. Güçlü olan kazanır. Ama şu olur mu? Kamuoyunun önünde birbirlerini suçlamak, istifaya davet etmek, “yapamıyorsunuz bu işi kardeşim, çekilin gidin” gibi sözler çınarı üzer. “ÇINARLAR ya üzüntüden ya da yangından yok olurlar.” Üzmeyin artık bu çınarı, Türk futbolu bu çınarla UEFA şampiyonluğunu yaşadı. Bu çınarla, Süper Kupa’yı müzesine götürdü. Üzmeyin bu çınarı, Bağdat bombalanırken sağa sola koşan küçücük bir çocuğun üzerinde HASAN ŞAŞ adını taşıyan forma vardı. Çınar oradaydı... İşte bunun için yazdım bu yazıyı, Sultan Ahmet Meydanı’ndaki çınarları hatırlayarak... Hatırlatmak istedim...

Bu şarkı bitmez
A Kulübü açıklama yaptı: “Bu hakemlerle lig bitmez.. .”
B Kulübü açıklama yaptı: “Ligde çirkin oyunlar var. ..”
C Kulübü açıklama yaptı: “Federasyon geçerliğini yitirmiştir... ”
Ve yazar (BENDENİZ ), saçları diken diken olmuş vaziyette yazıyor ... Yıllardır hep aynı şarkı... Bari şarkının sözleri, orkestra şefleri değişsin. Çünkü artık baydı... Böyle giderse ne maç yönetecek hakem olacak, ne de maça gidecek seyirci... Rönesans dönemine geçelim artık ...

Tiryakilik
Televizyonda gece haberlerini izlemek, en büyük hobilerimden biridir. Günü bir daha yaşamak, sıcak haber varsa, “kim, nasıl gördü” diye yorumlamak beni çok meraklandırır. Artık sporda da çok önemli habercilik yapan dostlarım ve onların yaptığı programlar var... Mesela bizim Ntvspor’da Emek Ege –Özgür Buzbaş ikilisinin sundukları “Spor Gecesi”... Ryan Giggs’in küçük kardeşi Rhordy Giggs’in trajik hikayesi.. Bir nesile futolu sevdiren, Japon çizgi film karakteri Tsubasa ile geçen dakikalar... Gaziantepspor’un Galatasaray’ı 3-2 yendiği maçtan sonra, geleceğin önemli yıldız adayı Cenk Tosun’la harika bir röportaj... Maradona, Kempes, Messi, Platini ile geçmişe yolculuklar... Sanki film izliyorum... Ben böyle tiryaki olurum... Sağ olun dostlar...  

Dün geçti gitti. Dün gibi, dünün sözü de geçti. Bugün yepyeni bir söz söylemek gerek... HZ. MEVLANA