1983 yılından bu yana mesleğin içindeyim.. Düşündüm, hiç bir şey değişmemiş futbol aleminde... Her sene, ligin ilk yarısında, fazla bağırılıp çağırılmaz. Sezonun ikinci yarısı öyle bir ortam yaratılır ki, sanırsınız savaş çıkacak. İnsaf artık, çok tahrik edici açıklamalar yapılıyor. Sadece 1 kişiden bahsetmiyorum. O soyunma odasını basarım, bu hakem bir daha bu stada gelmesin, şu oyuncu tribünleri tahrik etti ve olaylar ondan çıktı... “Çıkan olaylar koskoca bir camiaya mal edilemez” nakaratı... Kim sorumlu peki?
Federasyon mu,yöneticiler mi,oyuncular mı, yoksa medya mı? Bu mantık artık değişmeli.
Hak mahrumiyeti cezaları, geçerliliğini yitirmiştir. Yöneticiler bu yüzden istedikleri gibi konuşmakta, hakem odaları basılmakta ve Türk futbolu git gide karanlığa giden yolda hızla yol almaktadır... Buna dur diyecek kişiler ve kurumlar artık olayın ciddiyetini kavramak zorunda... Şimdiden söylüyorum, her yönetici sorumluluğun bilincini lütfen anlasın artık. Sonra biz ne yaptık diye aynaya bakmayalım. Tabi bakılacak ayna kalırsa..
Soruyorum
Elimde gazoz şişesi... Üçüncü kattan aşağı boş şişeyi atıyorum .. Emekli Rıfat amca şişeyi kafaya yiyor ve yerde... Karşı komşu da bunu görüyor. .. Rıfat amcanın kafatası çatlamış ve komaya giriyor.. Beni ne yaparlar? Yemin ediyorum hapislerde, mahkemelerde sürünürüm... 11 yaşında bir çocuk, karne hediyesi, Arena’ya gelmiş, maç seyrediyor ailesiyle. .. Ne mutluluk değil mi? Ama hasta bir ruh, o çocuğa attığı şişe ile kafa tasını kırdı... 6 ay doktor gözetiminde kalacak küçük Batuhan ... Heran beyin kanaması geçirme riski var! Şişe nereden atılırsa atılsın, beni hiç ilgilendirmez . Ben maç anlatmaya giderken , kalemimi, defterimi içeriye zor soktuğum günler oldu yahu.. Şişeler nasıl girer, aranmıyor mu insanlar ? 11 yaşında bir miniğin kafatasını kırarsan , nasıl bir kişiliksin sen ? Arena’da her yer kamera ile dolu . Bunun adı cinayete teşebbüstür . Lütfen, maça giden çocuklarımızı, gerçek futbolseverleri, artık bu ruh hastalarından kurtarın ! Bu kendini bilmezlik cezasız kaldıkça , maça gitmekten soğutacaksınız bizleri... YETER ARTIK!
İslam Çupi’yi anarken
Pazartesi İslam abinin aramızdan ayrılışının 10.yılıydı... Radikal’den Uğur Vardan nefis bir yazı kaleme almış.. İslam abiyi öğrenciyken ilk kez Beyazıt’ta belediye otobüsünde gördüğünü, yanında oturup, bir Hollywood yıldızıyla, kısa süreli olsa da, yolculuk ediyormuş hissine kapılan Uğur, acı gerçeği, suratımıza bir Osmanlı tokadı gibi çakmayı da unutmamış... Spor basının en muhteşem kalemlerinden biri olan İslam Çupi’nin kitapları ne kadar satmış biliyormusunuz? 2 bin bile değil...Ya islam abi, aradan 10 sene geçti... Nüfusumuz 75 milyon oldu... Fende, matematikte, teknolojide, sanatta o kadar ileledik ki, her sene bir sinema filmimiz 12 dalda Oscar alıyor! Dünya lideri olduk abi! Artık okumuyoruz, gazeteler ancak 5 milyon adet satılıyor, ne yapalım biz çok ilerledik... Kafamıza çip yerleştirdiler... Doktora bile gitmiyoruz... Tıp mezunu gibiyiz hepimiz... Onun için gönül koyma İslam abi... Artık okumaya ihtiyacımız yok!
Her alanda 1 numarayız biz! Ruhun şad olsun abi...
Wikileaks Türk futbolunda
Dünyadaki gizli belgelerin internet üzerinden yayınını unutmadınız mutlaka ... Sitenin kurucusu Assange, sevgilisi ve avukatıyla Londra’daki meşhur Türk lokantasında afiyetle yemeğini yerken, Galatasaray maçını büyük bir dikkatle izlemeyi de ihmal etmemiş. Galatasaray’ı çok yakından takip ettiğini söyleyen , namıdiğer dünyayı karıştıran adam... İstermisiniz sitesinde şööööle baştan aşağı, soldan sağa Türk futbolu için elinde ne varsa yazıversin. . Vay ,vay ,vay , ne olur biliyor musunuz ? Pardon , pardon bir şey olmaz, burası Türkiye. . Kimse üstüne alınmaz ..
Emre Belözoğlu!!!
Kaptansın... İtalya’da dünyanın en önemli takımlarından birinde forma giydin...
Gençlere örnek olman lazım... Resmi maçlarda 10 kişi kalırsak, finallere gidemeyiz...
Bu ne sinir, bu ne celal! Yakında Hiddink, senin için “no comment” (yorum yok) derse, nedenini biliyorsun sevgili kardeşim... Bu kaç oldu, lütfen dikkat!
Bazıları büyük doğar, bazıları büyüklüğü kazanır, bazılarına da büyüklük yakıştırılır...
W. Shakespeare
