Schuster, bu ülkeye gelmiş en önemli teknik adamlardan biri.. Şimdiden yazıyorum, onu Rijkaardlaştırıp, küstürmek sadece Beşiktaş’a değil, Türk futboluna zarar verir. Schuster bu ülkeye gelmiş son futbol devrimcisi olabilir. Ciddiyim. Yeniliyor, gol yiyor ama, bir şey öğretmek istiyor.. “Adı güzel futbol...” Belediye ile belediye gibi oyna, Sivas ile Sivas gibi oyna, Kasımpaşa ile Kasımpaşa gibi oyna. Kesin şampiyon gibi olursun bu ülkede...
Schuster öyle yapmıyor, “ben güzel oyun istiyorum” diyor. Düşüncesi bile yeter... Heyecan veren, belki bu sezonu kaybeden Beşiktaş, gelecek için kesin sabretmeli... Rijkaard’ı gönderdik, ben de “ne yapıyor bu hoca, ne oldu, sisteminden niye taviz veriyor” diye çok düşündüm...
Çünkü bunaldı, “aman” dedi, gitti.. Ben, “pişmanım, keşke böyle olmasaydı” diye düşünüyorum. Yenilik, gelişim, devrim. Bunları yapmak isteyenler genelde başarısız olur. Ben, Schuster’i sonuna kadar destekleyeceğim... Yenilse de, elense de, belli ki o bir şeyler yapmak istiyor. Günü düşünmeyen insanlar, bu dünyanın geleceği olacaklar. Schuster onlardan biri...

Kupa statüsü
Böyle bir anlayış yok ... Ziraat Bankası, dünyanın parasını verip, ismini kupanın başına koymuş ... 2 maç kala elenen, ya da guruptan çıkmayı garantileyen takımlar, son maçlarını formalite icabı oynayıp , ısdırap çekiyorlar. Değiştirmek bu kadar zor mu? 100 yıldır İngiltere , İspanya eleme usulü ile 3. lig takımlarını bile kupaya alıp , organizasyonlarını yapıyorlar. Kupanın özü nedir? Elenen gider. Takımlar eleme maçları oynayıp , para kazanabilirler. Yoksa bu kupa, bu gidişle gazoz kupası adını alır. .. Yayıncıya yazık, seyirciye yazık... Bu model değişmeli.. . Bakın çalışınca, Edison ampulü nasıl buldu? Biz de statü buluruz herhalde ...

Toroğlu-Çakar
Tarzlarını beğenmiyor olabilirsininz, “iyi konuşmuyor, insanları rahatsız ediyorlar” diyebilirsiniz.. Tabii bu cümlerinin başına geçmiş zaman eklemem lazım. Görüntüde hakem eleştirmek var, ama yok. Bundesliga tarzı yorumları seviyorsanız, o başka, ona saygı duyarım. Ya da “UEFA gözlemcisi stilini seviyoruz biz, kardeşim sana ne” derseniz, hay hay buyurun... Hakemler ne kadar bozulsa, kızsa da, bu isimler televizyonda bedava eğitim veriyordu. Tarzları farklıydı, onun için televizyon yıldızı oldular. Şimdi Türk hakemliği mi kurtuldu? Hakemlerin morali mi yerine geldi? Soyunma odası koridorlarında bağırmıyorlar onlara, değil mi? Daha 2. yarının başı, sona doğru gelince ne olacak? Şampiyonluklar kaçacak, penaltılar verilecek ya da verilmeyecek, feryatlar yükselecek. İnşallah olmaz da... Bu ülkede hakem eleştirme gizli yasağı, sezon sonunda bakalım bize neler gösterecek? Sinyaller gelmeye başladı...

Eyvah noter!
Haberi görünce aman dedim!. .. Trabzon’un Antalya kampında, “yabancı oyuncuların bazıları gelmiyor” diye noter çağırılıyor... Yapmayın, yabancı arkadaşlar bunu zaten hep yapıyor , alıştık... Sonra zamanında gelen ecnebiler bozuluyor. Bir bakmışşınız oyuncuların birbirine saygısı azalmış . Ligin ilk yarısında, Trabzon iyi giderken , kulübe tekmelendi, oyuncu çıkarken , eldivenlerini yere fırlattı... Ama işler iyi gidiyordu. Şimdi Şenol Güneşi’in dediği gibi “TRABZONSPOR saha içine konsantre olmalı... ” Yoksa iplik sökülür , sonra bir bakmışssınız kazak yok ... Trabzonspor bu kadrosu ile şampiyonluğun en büyük adayı olmak istiyorsa , her maçını final gibi oynamalı... Bu kadroda , bu kapasite kesinlikle var...

Pubis!
Ben artık Arda’yı seyretmek istiyorum... Ben, Türk futbolunun, şu andaki son mohikanını sahada görmek istiyorum... “Doktorlar şunu söyledi, erken döndü, keşke biraz bekleseydi” yorumları beni boğmağa başladı... Ben, Milli Takım ile Arda’nın zaferlerini seyretmeyi hakikaten özledim.. PUBİSMUBİS ben anlamam... Hastalık, hastalık yeter artık! Amerika, Japonya ya da Mars, bulun bu işin çaresini! Arda bize, Türkiye’ye lazım... Önce bunu anlayın lütfen... Sonra bu yıldızları mumla ararsınız...

*

Her gün bir yerden göçmek ne iyi!
Her gün bir yere konmak ne güzel!
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş!
Dünle beraber gitti cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.

Hz. Mevlana