BİR takım düşünün; iki sezon önce şampiyonluğu son nefeste kaçırmış, ligin korkulu rüyası haline gelip Anadolu'nun sesi olmuş. Şu anda ise yoğun bakımda. Bu ne düşüş!
Beşiktaş lig tarihinde İstanbul'da hiç mağlup edemediği rakibi karşısında beklenilenin aksine maça tedbirli başladı. Yıllardır hep savunma futbolunu benimseyen Sivas, ilk 5 dakika içinde hücumu daha çok düşündü. Ama sonrasında, Guti'nin nefis pasıyla buluşan İbrahim Üzülmez'in kariyerinin en iyi gol paslarından birini Bobo'ya aktarması sonrası gelen gol Sivasspor için teslim bayrağının çekilmesi anlamına geliyordu. Ama futbol bu, süresi 90 dakika. 2-0 her zaman tehlikelidir. Bir gol yer, her şeyi zora sokarsın. Nitekim de öyle oldu.
Gelelim oyunculara... Schuster'in Ersan tercihi için yorum yapmak biraz erken. Ama şu gerçek; Beşiktaş savunmasının ortası topu oyuna iyi sokamıyor. Biraz baskı görünce, 70'li yıllardan kalma "Şişir topu, rahatla" prensibi yine kendisini gösteriyor. Futbolumuzun en büyük eksiklerinden bir geriden oyun kuramamak.
Hilbert iki haftada çökmüş. Sezon başındaki kötü halini tekrar yaşatıyor izleyenlere. Mesaj açık. Hilbert "Sağ kanat savunmasında ben oynayamam" diyor. Uzun süre sakatlandıktan sonra sahalara dönen Holosko ise döndüğünden beri yaşadığı kimlik bunalımını biraz daha sürdürürse kadroya bile zor girer.
Beşiktaş için dönüş maçıydı. Buna rağmen zor kazandı. Holosko ve Guti'nin yerine giren Yusuf ve Nihat oyuna ne getirdiler diye baktığımda ortaya şu sonuç çıktı: Sanki bir jübile maçı izlediğimizi düşünmeye başladım. Bu oyuncular veda maçı oynar gibi yürüdüler, tribünlere eski günlerini yad ettirdiler. Vah vah... Guti çıkıp oyuna Yusuf giriyorsa Schuster orta saha problemini üç bilinmezli denkleme götürüyor demektir.
Necip ve Ernst Süper Lig için iki yönlü oyuncu anlamında ancak idare ederler. Baskılı oyun planı bu oyunculara göre değil.
Bir parantez de maçın hakemi Tolga Özkalfa'ya açmak istiyorum. Saha içindeki mimikleri onu sempatik göstermiyor.
Aksine oyuncuları ve teknik direktörleri sinirlendiren antipatik görüntüsü gelecekte Özkalfa'ya hiçbir şey kazandırmaz.
Eğer son saniyelerde Sivas'ın direkten dönen topu gol olsaydı bütün hafta Schuster'i ve Beşiktaş'ın geleceğini tartışıyor olacaktık. Bence Siyah-Beyazlılar'da psikoljik bunalım devam ediyor. Bu bunalımın kurtarışı seri galibiyetlere bağlı. Yoksa şampiyonluk hayalden öteye gidemez.