Ne yapsan olmuyor, başka konuya kalem gitmiyor.

Kalem gitse de kimselerin farklı yazılar göresi yok.

Varsa yoksa tapeler.

İş kimin haklı olduğundan çoktan çıktı. ‘Şuyu vukundan beterdir’ derler ya o hesap.

Hani ellerimle kulaklarımı kapattım daha fazla bir şey duymak istemiyorum pozundayım.

Yazık, ülke adına, milyonlarca dar gelirli adına, dünya ‘global arenaya’ dönmüşken, kendimizi ayağımızdan vurmak dedirten bu ortam adına... yazık.

En iyisi, bu siyasi karabasanın buz gibi sularına dalmadan bir başka gerçekliğe geçelim.

BÜYÜK RİSK

Önce biraz yukarıdan, dünyadan baktığımızda gördüğümüz ilk şey üzerimizde duran bir başka Demokles’in kılıcı.

Türkiye’nin dahil olduğu Gelişmekte Olan Piyasalar (GOP) büyük moralsizlik yaşıyor. Belli ki Amerikan Merkez Bankası (FED) parasal genişlemeye devam edecek. Hatta, ABD ekonomisi faiz artırımına gidebilir bu da GOP için büyük risk.

İşte tam bu arenada Türkiye ‘faiz lobisi- iktidar’ kavgalarına düşmüş, birçok GOP ülkesine göre daha sağlam duran ekonomik dengelerini kendi bozuyor.

Üstelik tape-kaset savaşları bitecek gibi değil.

Yerel seçimler tek başına çözüm yaratamaz. Aksine ‘kavga’ tansiyonu düşürülmezse, Mart seçimlerinden sonra bambaşka tabloların oluşması olası.

Hani ne diyelim hakikatten insanın içinden, o doymaz hırslar ve elbirliği ile “Yıktınız perdeyi eylediniz viran” diyesi geliyor.

ÖZLENEN HAMLE INDESİT’TEN

Sizlere kendimle ilgili bir sır vereyim.

Tuhaf ama hayatımda en keyif aldığım anlardan biri yeni açılan bir fabrika, başarılı bir girişimi gezip, yazdığım zamanlardı.

Bölgeye, İzmir’e yeni bir yatırım mı geldi, yüksek teknolojiyle donanmış bir tesis mi var, bir yolunu bulur gitmeye çabalardım.

Dört- beş saat süren röportajlar yaptığımı bilirim. Sanırsın o fabrika benim.

Belki bir ülkenin gerçek kalkınmasının üretim gücünden doğduğunu düşünmekten, belki Türkiye hala ayakta dik duruyorsa geçmişteki sanayi hamlelerinin etkisine inanmışlığımdan.

Fakat Ege Bölgesi’nde son bir-iki yıldır sessizlik yaşanıyor, sanayi tesisleri kapasite artırımlarıyla idare etmeye çalışıyordu. Büyük yatırım kararları erteleniyordu.

Abartısız her hafta 5-6 yabancı heyet gelirdi İzmir’in ticaret ve sanayi odalarına, şimdilerde pek az.

Nihayet bir ses geldi Indesit Company’den.

Dünya devi, Manisa’daki soğutucu fabrikasının yanına 35 milyon Avro değerinde Çamaşır Makinesi Fabrikası kurdu. Bu fabrika 750 kişiye iş sağlayacak. Her yıl 1 milyon 400 bin adet çamaşır makinesi üretilecek.

Gerçi geçenlerde Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar yabancıların kar transferine yönelik harika bir analiz yayınladı. Neyse o ayrı, mutlaka incelenmesi gereken bir konu.

Sonuçta ‘yerli üretim yapan yabancı sermaye’ başımızın tacı.

Yalnız İndesit’e “Bugünkü koşullarda olsa yine böyle bir yatırım kararı alır mıydınız?” diye sormak geliyor içimden.

Tamam boşverdim, aylar sonra nihayet bir yatırım bulmuşuz keyfimizi kaçırmayalım...