Eskilerin kullandığı tabirlere bayılıyorum, hepsi birer sosyal mesaj, ders, yaşanmışlık barındırır içinde... Ama aralarında en çok sevdiğim; bir bakıma hem meslek grupları arasından hangisinin daha hatırı sayılır olduğunu, hem de esas kızın değerini belirten "Onu ne doktorlar, ne mühendisler istedi de vermedik" cümlesidir. Gerçekten de eskiden belirli başlı meslek gruplarından birine mensup değilseniz pek ciddiye alınmanız da mümkün değilmiş. Yani şu an gözde olan içlerinde genetik mühendisliği ve tasarımın da olduğu pek çok diplomayla kız evinden gerisin geri dönmeniz olasıymış. Ancak artık durumlar değişti, hem aileler kapının eşiğinde diploma kontrolü yapmıyor hem de meslek grupları çeşitlendi.
GÖZDE MESLEKLERDEN
Korkmayın, genetiği anlatmıyorum, köşemin adından da belli olacağı gibi size son yılların en tercih edilenlerinden biri olan moda tasarımı eğitiminden bahsedeceğim. Öncelikle bir konuya açıklık getirmek istiyorum; eline makası alan, büyükşehirlerin ana caddelerinde mağaza açan herkes moda tasarımcısı değildir. Zaten moda tasarımı da bu kadar basit bir meslek değildir. Yalnızca dikiş becerisi değil, trend tahminleri, iklim değişkenlikleri, moda tarihi, tüketici davranışları psikoloji hatta sosyoloji gibi birçok farklı konulara hakim olmak artı geniş bir vizyona sahip olmak
gereklidir ve bu sadece bir başlangıçtır.
EN İYİ ADRES NERESİ?
Türkiye'de moda tasarımı çok eskilere dayanan bir kavram olmamakla beraber şu an tam 15 üniversitede eğitim verilmektedir. Ancak, imkanınız varsa ve "Annemden, babamdan, yatağımın üzerindeki ayımdan bir süreliğine ayrı kalabileceğime inanıyorum" diyorsanız, hiç durmayın ve bu işi sanatın merkezinde yani İtalya'da yapın hatta gitmişken moda şehri Milano'yu tercih edin. Bildiğiniz gibi İtalya'da üniversite eğitimi bizimkinden birazcık farklı, mesela tasarım dahil pek çok bölümün lisans eğitimi üç sene sürüyor. Üniversiteler kadar özel akademiler de hem yerel hem de yabancı öğrenciler tarafından yoğun bir talep eşliğinde tercih ediliyor. Ancak orada eğitim aldıktan sonra Türkiye'de akademik kariyer yapmak istiyorum diyorsanız, İtalya sizin için pek doğru bir tercih olmuyor çünkü 3'e 4 yıl detayı denkliği bozuyor. O yüzden lisans eğitimi bana yeter diyorsanız ve ya lisansımı Türkiye'de yaptım, master için yurtdışına gitmek istiyorum ve sonrasında doktora yapmayacağım diyorsanız İtalya'ya başvurabilirsiniz.
EN BAŞARILILAR BURADA
İtalya'daki devlet okullarındaki eğitim dilinin İtalyanca olduğu düşünülürse özel akademiler daha uygun bir tercih olacaktır. Bunların arasında ön plana çıkanlar; Istituto Europeo di Design, Istituto Marangoni, NABA ve Domus Academy... Bu dört okul da Avrupa'nın en iyi tasarım eğitimi veren okulları arasında sayılıyor. Hepsinin dünyanın dört bir yanına yayılmış ve aynı müfredatı veren şubeleri var. Hepsinin hem lisans eğitimi, bir yıllık diploma ve master programı hem de yaz kursları mevcut. Hepsinin kariyer sahibi mezunları, sektörde prestijleri var. Marangoni'nin mezunlar listesinde birinci ismin Franco Moschino ikincisinin ise Domenico Dolce olduğunu belirtmek isterim. Uzun lafın kısası; ister doktor olun, ister harita mühendisi eğer içinizde yerinde duramayan tasarım eğilimleriniz varsa pek çok seçenek siz "gizli cevherleri" İtalya'da bekliyor. Gördüğünüz gibi eğer moda tasarımı eğitimi zannedilenin aksine bir heves hatta "moda" olsaydı, dünyada adından söz ettiren okullarda okutulmaz, Türkiye'de 15 üniversitede yer almazdı, ne diyelim umarım tekstil cenneti Türkiye'de de adından söz ettirecek nice moda okulları açılır ve en iyiler bizden çıkar.
FONKSİYONELLİK...
Endüstri ürünleri tasarımlarında fonksiyonelliğe alışmıştık da giysiler için fonksiyon nereden çıktı? Farklı çizgileri ve kendine özgü bir ruhu yansıtan BNG'nin yeni sezon koleksiyonunda dikkatimi çeken bu "Zamansız ve Zahmetsiz" tasarımlar, çalışan, hızlı tempoda yaşayan ve aynı zamanda monotonluktan nefret eden bayanlar için birebir... Koleksiyondaki trikolar minimum 2 maksimum 8 farklı şekilde giyilerek, adeta tasarımın değişken hallerini bize özetliyor. Sadece bu da değil; etek, elbise ve gömlekler de farklı ve fonksiyonel olarak kullanılabiliyor, e tabii bu noktada birazcık sizin hayal gücünüze ve özgünlüğünüze de iş düşüyor.
