Top
Damla Çeliktaban

Damla Çeliktaban

dceliktaban@htgazete.com.tr

14/03/2018

Ritüeller, hikâyeler ve başka keyifli şeyler

 

GEÇEN hafta bir akşamüstü, Uzay’la birlikte salonumuzda oturuyoruz. Şehir ve ülke şartları sağolsun epey küçülttük hayatımızı. Hareket alanımızı daha doğrusu. Şikâyet edecek durumum yok, küçüldükçe büyüdük gibi oldu. Biz hiçbir yere gitmedikçe evimiz kalabalıklaştı mesela. Dışarıdaki yeşiller azalıp betona döndükçe benim evin bitki ahalisinin nüfusu arttı. Haberler karanlıklaştıkça evdeki mumların sayısı arttı. Her akşam güneş batımına yakın Uzay elindeki çakmakla tek tek dolaşıp boy boy mumları yaktı. Bu mum ritüelinin toplaşma, sakinleşme, uykuya hazırlanma kısmı var bizim için. Bir de okuma kısmı. Uzay artık kendi okuyor olsa da birlikte okumak büyük bir zevk benim için hâlâ.

DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLECEK ÖYKÜLER

8 Mart günü elime geçen kitabın adını ve kapağını göstermedim Uzay’a, “Sana bugün değişik bir şey okumak istiyorum” dedim. Koltuğa yerleşti, dikti gözlerini bana ve dinlemeye başladı.

“Bir zamanlar, Altay Dağları’nın buz gibi soğuğunda yaşayan Ayşolpan adında 13 yaşında bir kız vardı. Yedi nesil boyunca kabilesindeki erkekler, ailelerine yiyecek ve kürk sağlamak için altın kartallarla ava çıkmışlardı...” diye başlıyordu seçtiğim ilk hikâye. 2003 yılında Moğolistan’da doğan Ayşolpan Nurgaiv’i diğer adıyla Kartalla Avlanan Kız’ı anlatıyordu. Daha önce bu ismi de bu yaşam öyküsünü de duymamıştım. Uzay da öyle. Dikkatle dinledi.

Bir sonraki öykü, eskrimci Beatrice Vio’yu anlatıyordu. Eskrim sporuna tutkuyla bağlı, 1997 İtalya doğumlu bu genç kadın kollarını ve ayaklarını kaybetmesine sebep olan bir hastalık geçirmiş, buna rağmen tutkusundan vazgeçmemiş ve bu haliyle birçok şampiyonluk kazanmıştı. Vio’nun hikâyesini gözyaşlarıyla okudum. Uzay sordu:

- “Kolu bacağı olmadan mı şampiyon olmuş, hani şu birbirine saplamadığın kılıcın sporunda mı?”

- “Evet oğlum.”

- “Anne, bu kitap hep kızları anlatıyor, neden?”

- “Çünkü uzun zamandır kızlara hep ne olacakları söylendi oğlum. Fakat bu söylemlerde vizyon, hayal gücü ve ilham eksikti. Şimdi bunun gibi kitaplarla kızlara ne isterlerse olabilecekleri de söylenmeye başladı. Ötekiler saçma da bulsa, imkânsız da dese, onaylamasa da, geleneğe ters de olsa kızlar canlarının istediğini olabilirler. Erkekler de...!”

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp