Top
Aykut Yenice

Aykut Yenice

ayenice@htgazete.com.tr

22/10/2013

Hoşgeldiniz sayın Valim

Fuar zamanı yöresel lezzetler standımızda tanıştığımız İzmir Valisi Mustafa Toprak’ın, Ankara’daki TESK Başkanlar Meclisi toplantısından sonra Diyarbakır Esnaf Odaları Başkanı Alican Ebedinoğlu’yla sohbetini yaptık. Sayın Vali’nin bir esnaf liderinde bıraktığı olumlu düşünceleri alınca gerçekten keyif aldım.

Bir de üstüne bayramın hemen sonrası gazetemizin başarılı muhabirlerinden sayın Mehmet İnmez’in Sayın Vali ile yaptığı kentin trafiğinden EXPO’ya, Sümerbank arazisinden yeşil alan sorununa, kentsel dönüşümden işportaya kadar çok iddialı ve bir o kadar da heyecanlı röportajını büyük bir keyifle okudum. Ve de kendi kendime bu söyleşinin satır aralarında yatan bazı şifreleri de açınca acaba, “Uzun zamandır beklediğimiz kentin aradığı lideri mi bulduk?” dedim.

Sayın Toprak’ın kendi çalışma prensipleri ve disiplinini, kentin yatırım yapan insanına olan takdir duygusunu, İzmir’in binlerce yıllık tarih dokusu içersindeki sahip olduğu ve günümüze taşınan değerlerine sahiplenme anlayışını ve her şeyden önemlisi kavgaya değil barışa ve huzura dayalı bir yöneticilik anlayışının ilkesi olduğunu vurgulamasını bana göre söyleşinin en önemli satır başları olarak çok beğendim.

Ancak bana göre röportajın en can alıcı sorusuna yani “İzmir’in köy görünümünde olduğu düşüncesine katılıyor musunuz?’’ sorusuna sanırım sayın Vali yutkunarak içinden gecen cevabı veremeyip son derece kibar bir üslupla yanıt vermiş.

Evet Sayın Valim, burası Türkiye’nin tanımladığınız gibi üçüncü büyük kentidir ve bizde bu kentte doğup ve bu kentte yaşama son noktayı koymayı nasipse hedeflemiş insanlarıyız. 

Ancak tabii ki arkamızdan gelen neslimize de tarihimize yakışan yaşana bilir bir kent bırakmak sorumluluğuyla yaşadıklarımızı ve gördüklerimizi de gerek sahip olduğumuz bu sütunlarda gerek üstlendiğimiz görevlerdeki icraatlarımızla yerine getirmeye çalışıyoruz.

SORUNUN CEVABI

Fakat ne yazık ki, sanırım bilginiz dışındadır buradan bugüne kadar yazdığım ancak hiçbir şekilde sonuçlanmayan üç konu var ki; İzmir’in vefayı İstanbul’da bir semt zanneden ve kentin tarihini bile bilmeyen kimler tarafından yönetildiğini ve niçin size bu sorunun sorulduğunun da bir nevi cevabıdır.

İzmir’in tarihinde inandığı doğruları adına yaşanabilir bir kent bırakmak adına sıra dışı icraatlarıyla karizmatik bir belediye başkanımız olan Sayın İhsan Alyanak’ın geçen bayramdan bu yana mezarına hala bir demet çiçek dahi dikmeyen vefasız yöneticiler, İzmir’in tarihsel geçmişiyle en önemli turizm destinasyonları arasına girmesine vesile olabilecek inanç turizm merkezlerinden biri haline gelmemizi sağlayacak 400 yıllık tarihiyle kentimizin en önemli dini mabedi olan Hisar Camii’nin neredeyse bir yıla yaklaşan bir süredir hala imamını bulamayan yöneticiler.

Ve bu kent için 1941 yılında önemi keşfedilip o günkü yöneticilerimiz tarafından açılması sağlanan Fevzi Paşa Bulvarı’nın, bugün hava kararınca kimler tarafından işgal edildiğini hala göremeyen ve bu çarpıklığa hiç bir önlem alamayan yöneticilerimiz olduğu müddetçe sanırım daha bir süre bu soruya doğru cevabı bulmakta zorlanırsınız.

Sevgiyle kalın, ağız tadıyla kalın...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları