Top
Ufuk Ulutaş

Ufuk Ulutaş

uulutas@setav.org

13/11/2020

Biden sonrası ABD dış politikası

Amerika’da yeni başkanın Beyaz Saray’da koltuğa oturmasıyla birlikte dünya genelinde ilginç tartışmalar ve gelişmeler bizi bekliyor olacak. Dört senedir alıştığımız- ya da alışamadığımız- bir Trump dönemi yaşadı Amerika ve dünya. Müesses nizam ile bazen çekişen ama özellikle dış politikada çizgilerin dışına çıkmakta zorlanan bir Trump dönemi vardı. Amerika’nın geleneksel çizgisinden çıktığı alanlar oldu. Biden ile birlikte Amerika’nın daha geleneksel bir çizgi sürdüreceği tahmin ediliyor. Bu durum Amerika’nın etkisinin hissedildiği birçok dış politika dosyasında birtakım değişikliklere (çok büyük değişiklikler olmasa da) yol açabilir.

Örneğin AB ile ilişkilerde bir rahatlama olacağı yaygın tahminlerden. Trump’ın fazlasıyla sorguladığı konulardan birisiydi Avrupa ile ilişkiler. Avrupa’nın ABD’ye yeterince mukabele etmediğini düşünüyordu Trump. ABD ve Avrupa arasında oluşan çatlaklar, Transatlantik bloğunun zayıflamasına, buna mukabil Rusya gibi ülkelerin Avrupa’daki sesini artırmasına sebep oldu. Biden’ın seçilmesiyle Avrupalı liderlerin bir kısmı rahatlamış gibi görünüyor. Bunun realitede ne anlama geleceğini bekleyip göreceğiz.

Körfez ve İsrail ile ilişkiler de takip edilmesi gereken başlıklardan. Hiçbir ABD yönetimi Körfez’den gelen paraya ve İsrail’le ilişkilere yüz çevirmez. Biden da bu konuda bir istisna olmayacak. Bununla birlikte birtakım tarz değişiklikleri de beklenebilir. Zira Trump’ın Körfez-İsrail’e verdiği “açık çek”, Biden yönetiminde birtakım nüanslara tabi tutulabilir. Örneğin yerleşimlere destek ve Batı Şeria’nın ilhakı geleneksel Amerikan çizgisi değil. Biden bu çizgiye sahip çıkabilir ama Trump’ın kararlarını da geri çevirmeyecektir. Körfez’in ise başka bir düzlemde ele alınması lazım. Özellikle Biden’ın İran’la kuracağı ilişki Körfez-İsrail hattını endişelendiriyor. Eğer Biden İran’la müzakereleri benimserse bu hat bölgesel meselelere daha “realist” bakmaya başlayabilir. Kendilerine ürettikleri hayali düşmanları kenara koyup jeopolitik konuşmayı tercih edebilirler.

Rusya da Biden döneminde öncelik kazanacak gibi görünüyor. Bölgesel meselelerde Rusya’nın önünü Trump değil, Obama açmıştı Suriye’deki pasifliğiyle. Biden hem Ortadoğu hem de Avrupa için Rusya’yı Trump’a göre daha büyük bir tehdit olarak kodlayabilir, bu dosyaya öncelik verebilir. ABD Rusya meselesine ideolojik değil, jeopolitik bakmayı becerebilirse bölge ülkelerine yaklaşımlarında da bazı değişiklikler görebiliriz.

Her hâlükârda bilinmeyeni ve beklentisi çok bir döneme giriyoruz. Bu dönemde siyasetin ve diplomasinin alanı genişleyebilir. Bu alan bölgesel ittifakların mahiyetinde ve terkibinde de değişikliklere sebep olacaktır.  

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları